İşsizliği, ekonomik krizi, zamları unuttuk. Günlerdir Meral Akşener Bingöl’deyken İYİ Parti vekili Lütfü Türkkan’ın bir şehit yakınına küfretmesi ülkenin bir numaralı meselesi oldu.
Muhalefeti linç etmek için fırsat kollayan yandaş medya ve troller hemen iş başına geçip ortalığı yıktı. Vay şehit yakınına sövdüler, vay şehit yakınları bizim her şeyimiz, İYİ Parti teröristlerle kol kola nutuklarının arkası kesilmiyor.
Allahtan hafızamız sağlam da geçmişi unutmuyoruz. Biz unutsak bile teknoloji çağında olduğumuz için her şeyin kaydı, belgesi, videosu var. Söylenen, yapılan hiçbir şey kaybolmuyor.
Şimdi biraz geçmişe göz atalım ve AKP iktidarı boyunca şehit yakınlarına neler yapılmış, hangi muamelelere maruz kalmışlar bakalım.
6 Haziran 2014 tarihinde 2013 yılında Başbakan Erdoğan'ın Şivan Perver ile kucaklaşmasını eleştiren Şehit Aileleri Federasyonu eski Başkanı Mehmet Gencer, Erdoğan'a hakaretten 1 yıl hapis cezası aldı sonra hapis cezası 5 yıl ertelendi.
1 yıl hapis cezası alan şehit babası Mehmet Gencer, kararın açıklanmasından sonra Erdoğan'ın evine 1 kilo kına yolladı. Bu kez de ''Sen nasıl reisin evine kına yollarsın'' denilerek ikinci kez hakaret davasından yargılandı. Neyse ki bu davadan beraat etti.
22 Ağustos 2015 tarihinde Şırnak'ta şehit düşen Yüzbaşı Ali Alkan'ın abisi Yarbay Mehmet Alkan, kardeşinin cenazesinde çözüm sürecine isyan ettiği için önce TSK dan uyarı cezası aldı sonra 15 Temmuz darbe girişimi sonrası fetocu iftirası atılarak KHK ile ordudan ihraç edildi. Fetocu iftirasından yargılandığı davada beraat etse de orduya geri dönemedi.
3 Eylül 2015 tarihinde şehit Erzurumlu jandarma er Recep Beycur'un akrabası Kazım İpek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretten tutuklandı.
7 Kasım 2019 tarihinde şehit anaları derneği başkanı Pakize Akbaba Cumhurbaşkanına hakaretten 4 yıl hapis istemiyle hâkim karşısına çıktı. Bir şehit anasının mahkûm edilmesi toplumdan büyük tepki alınca Cumhurbaşkanı’nın avukatları ‘’pardon’’ diyerek davayı geri çekmek zorunda kaldı.
Bunlar Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklanan ve ceza alan şehit yakınlarıydı. Peki ya Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehitler hakkında söyledikleri? Şimdi de onlara bakalım…
14 Ocak 2000 tarihinde Tayyip Erdoğan Avustralya’nın SBS radyosuna verdiği röportajda şehitler için “kelle”, Öcalan için “sayın” ifadesini kullandı. Tayyip Erdoğan şehitlere kelle dediği için 2008 yılında 6 şehit yakınına 3 kuruş ödeme cezasına çarptırıldı. Yargıtay ‘’kelle ifadesi dil sürçmesi sayılamaz’’ diyerek dönemin Başbakanı Erdoğan’a verilen cezayı onayladı.
2007 yılında ATV de katıldığı bir programda şehit cenazeleri için ‘’Bir şehidimiz olduğu zaman Türkiye'de nasıl yaygaraların koptuğunu görüyoruz’’ dedi. Yaygaranın anlamı boş ve gereksiz bağırmaktır.
27 Ağustos 2015 tarihinde Siirt’in Şirvan-Pervari karayolu üzerine yerleştirilen el yapımı patlayıcının patlaması sonucu şehit olan uzman çavuş Hakan Aktürk’ün kız kardeşi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a 'Senin Bilal’ın de böyle bayrağa sarılı gelirse bizi anlarsın. Senin oyların azaldı diye bizim çocuklarımızın, ağabeylerimizin bedel ödemesi mi lazım' diye sitem edince Erdoğan’ın cevabı şu oldu: 'Ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi'
7 Eylül 2015 tarihinde katıldığı bir canlı yayında ‘’Bu arada şehitlerimiz olacak. O babanın söylediği gibi, “5 evladım var, 5’ini de vatan için feda etmeye hazırım. Kendim de beraber feda olmaya hazırım.” Bu babalar da var, ama böyle karakteri bozuk olanlar da var... Bu karakteri bozuk olanların yanında ben bu babalara feda-i can etmeye hazırım Onlar bizi gayet iyi takdir ediyorlar.’’ Diyerek kendisine muhalif olan şehit babalarına karaktersiz dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit yakınlarıyla yaşadığı diyaloglardan bazıları bunlar. Şimdi de şehitlerimiz için yas tuttuğumuz günlerde iktidarın icraatlarından bahsedelim.
13 Mayıs 2013 tarihinde Reyhanlı’da 49 vatandaşımız hayatını kaybederken AKP vekili Burhan Kuzu oğlunu evlendirdi. Düğün çok tepki alınca Burhan Kuzu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada 'Elim bir olay yaşandı, bu da düğünümüzün tadını kaçırdı' dedi. Burhan Kuzu’nun oğlunun düğünü iptal edilmedi ama 19 Mayıs kutlamaları iptal edildi.
18 Mayıs 2014 tarihinde Soma’daki maden faciasında 301 vatandaşımızı kaybettiğimiz günlerde AKP Erzurum milletvekili Muhyettin Aksa kızını evlendirdi. Dönemin Çevre Şehircilik Bakanı İdris Güllüce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Erzurum Milletvekilimiz, Kadim dostumuz Muhyettin Aksak Beyin kızının nikâh merasiminde mutluluklarını paylaştık” dedi. Aynı günlerde Fatih Terim, kızı Buse Terim’in nikâhını ertelemişti.
9 Haziran 2014 tarihinde Lice’de terör saldırısında 2 şehit verdiğimiz gün AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık kızını evlendirdi. Düğüne katılanlardan biri dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’dı.
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da 102 vatandaşımız terör saldırısı sonrası 3 gün milli yas ilan edilirken ,Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Merkez Valisi Hüseyin Avni Mutu’nun bir düğüne katıldığı öğrenildi.
13 Mayıs 2016 tarihinde Hakkâri’de 10 şehit verdiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ile Selçuk Bayraktar lüks bir düğünle evlendi. Düğüne 6 bin kişi katıldı. Düğün konvoyunun geçeceği yollar trafiğe kapatıldığı için ambulanslar güzergâh değiştirmek zorunda kaldı. Sümeyye Erdoğan’ın düğünü iptal edilmedi ama şehitlerimiz var denilerek 23 Nisan kutlamaları iptal edilmişti.
28 Haziran 2016 tarihinde Atatürk havalimanına yapılan terör saldırısında 44 vatandaşımız hayatını kaybettikten 2 gün sonra Osman Gazi köprüsü davul zurna çalıp göbek atarak açıldı. Aynı gün Fransa’da düzenlenen EURO 2016 Polonya-Portekiz maçından önce saldırıda hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu
15 Temmuz 2016 tarihinde fetöcülerin darbe girişimi sonrası şehit ve gazi yakınları için vakıf kurularak bağış kampanyası başlatıldı. Yaklaşık 309 milyon TL bağış toplandı. 10 Aralık 2019 tarihinde TBMM’de Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay toplanan bağışların hazineye aktarıldığını açıkladı
29 Şubat 2020 tarihinde İdlib’te 36 şehit verdikten 2 gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile görüşmesini gülerek anlattı. Erdoğan ayrıca 15 Temmuz 2021 tarihinde 13 askerimizin şehit olduğu Gara katliamı sonrası katıldığı Rize İl kongresinde Karadeniz şivesiyle konuşarak güldü.
Bu yazdığım olaylar elbette Lütfü Türkkan’ın davranışını haklı göstermez. İki yanlıştan bir doğru çıkmaz ama geçmişte şehitler ve şehit yakınları konusunda bu kadar skandal olaylara imza atanların bugün ‘’şehit abisine küfrettiler’’ propagandasıyla İYİ Partiyi linç etmesi samimi bir davranış değildir.
Üstelik 5 gün önce Meral Akşener , "HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz. HDP, PKK ile arasına mesafe koymalıdır diyoruz" demişken şimdi bir İYİ Parti vekilinin yanlış davranışı yüzünden İYİ Partinin terör örgütünü savunduğu iddia etmek provokasyon ihtimalini kuvvetlendirmektedir.
Sonuç olarak Lütfü Türkkan bir özür videosu yayınlayıp TBMM Grup Başkanvekilliği görevinden istifa etti. Peki ya yukarıda yazdığım olayların hangisi için bir özür açıklaması yaptı? Kim bedel ödedi?
Türk milleti ekonomik krizin pençesinde kıvranırken provokasyon kokan olaylarla suni gündemler yaratmak boş bir çabadır.