Yazıma nereden ve nasıl başlamalıyım diye uzun süre tereddüt ettim. Çünkü ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizle mi başlasam, etrafımızdaki ateş çemberiyle mi başlasam veya bizleri yönetenlerin Türk milletini aptal yerine koymasıyla mı başlasam? Karar vermek zor.
Sayın Erdoğan’ın, şu açıklaması gerçekten beni çok üzdü. Sayın Erdoğan: "Tarih bizi öyle bir noktaya getirdi ki ülkemizin kaderiyle partimizin kaderini birleştirdi. Allah korusun Ak Parti’nin yıkılması Türkiye için felaket olur.’’ Açıklamasıyla Türk milleti AK Parti olmadan ayakta duramaz demeye getirdi. Ben, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Sayın Erdoğan’ı, az da olsa Türk Tarihi okumaya davet ediyorum. Sayın Erdoğan, Türk tarihini okuduğu zaman şunu açıkça görecek, Gök Türklerden Türkiye Cumhuriyetine kadar onlarca beylik, onlarca devlet ve İmparatorluk kurmuş bir millet; bir partinin veya bir kişinin ölmesiyle felakete uğramaz. Bırakın bir devleti, aşirette bile felaket söz konusu olamaz. Türk milleti; Bilge Kağanları, Atila’yı, Oğuz Kağanı, Emir Timur’u, Çağırı Beyi, Alpaslan’ı, Osman Gaziyi, Fatihi, Kanuni’yi ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü yetiştirmiş büyük bir millettir. Hiçbir kimse kendisini, partisini Türk milletinden üstün göremez. Yeri geldiğinde ‘’ Dünya beşten büyüktür’’ diyeceksiniz, idare ettiğiniz Türk milletini kendinizden, partinizden küçük göreceksin. Çok yaman çelişki. Yukarıda isimlerini saydığım devlet adamları günü geldi hak vaki oldu, uçmağa gittiler. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Onlar yok ama Türk milleti ve Türk devleti vardır, kıyamete kadar var olacaktır. Bir gün gelecek Sayın Erdoğan’da bu dünyadan göçecek ‘’ Her canlı mutlaka eceli tadacak’’ ‘’Ayeti kerime’’ Ama Türk milleti ve Türk devleti insanlık ailesinin mümtaz bir ferdi olarak yoluna devam edecek. Büyük Atatürk, bir vecizesinde şöyle buyurmuştur:’’ Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacak; Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.’’ Diyerek Türk milletine olan güvenini ve inancını dile getirmiştir. Türk olmak, Türkü anlamak budur.
Sayın Erdoğan’a şunu sormamız gerekir, on yedi yıldır devleti kim yönetiyor? Siz gelmeden önce elbette bazı sıkıntılar vardı; ama Türk milletinin beka sorunu yoktu. Önceden gelen bazı sorunlar sizin zamanınızda katlanarak ve yenileri eklenerek beka sorunu halini aldı. Yıllarca Türk milletinin ismini anmamak için ‘’ bu millet’’ diye meydanlarda halka hitap ettiniz. Türk milleti yerine, ‘’Tek millet, Türkiye Cumhuriyeti yerine, tek devlet, Türk Bayrağı yerine, Tek bayrak, Türk vatanı yerine, Tek vatan’’ dediniz. Dünyada örneği olmayan bir davranış biçimi. Evrende ne varsa hepsinin ismi vardır. Sizden cesaret alan bazı Ak Partiler ‘’ Türk yoktur ideasında bulundular. (Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay.) Hatta anayasadan Türk isminin çıkarılmasını, Türk bayrağının isminin değiştirilmesini, Türkiye Cumhuriyetinin isminin değişmesini isteyecek kadar bazı yazarçizerleri gözlerimiz yaşararak izledik. Allah’ım o kâbuslu günleri bir daha Türk milletine yaşatmasın. Ömrüm oldukça Oslo görüşmelerini, Dolmabahçe mutabakatını, bebek katili Apoyla görüşmeleri unutamam. O yıllar özellikle Türk milliyetçilerinin kara yılları olarak tarihe geçecek. Devletimizin başı Türk milliyetçilerini ayaklarının altına alıyor, aman Yarabbi. O Türk milliyetçileri ki tarih boyunca canlarını kanlarını Türk devleti yaşasın diye seve seve veren isimsiz kahramanlar. Hepsini minnetle anıyorum.
Malazgirt’te, İstanbul’un Fethinde, Çanakkale’de, Sakarya’da, Kore’de, Kıbrıs’ta, Aferin’de hep onlar, en önde. Riyasız, samimi.
Günümüze göz attığımız zaman şunu görürüz: Enflasyon, işsizlik, yoksulluk Türk milletini kasıp kavuruyor. Hükümet kriz yoktur dış güçlerin oyunu diye halkı oyalamaya çalışıyor. Nereye kadar oyalayacak anlamak mümkün değil. Pazar yerlerinde çarık çürüğü toplayan onlarca kadın, çocuk her pazarın artık müdavimi oldu. Bu dış güçler neden Almanya’ya, Japonya’ya, Güney Kore’ye… Operasyon yapamıyorlar Türkiye’ye yapıyorlar? Bünye zayıf olunca dışarıdan gelen her türlü etki bünyeyi etkiler. Bu dış güçler dediğiniz Amerika bir gün stratejik ortağımız oluyor bir gün düşmanımız artık bir kere ne olduğuna karar verin ona göre tedbir alın. Türk milleti de verdiğiniz kararın arkasında dursun.
Bizler vatandaş olarak Sayın Erdoğan’dan, şu tedbirlerin alınmasını bekliyoruz.
Sayın Erdoğan, Türk milletini kucaklamalı ötekileştirmeden vazgeçmeli. Muhalefet partilerde sadece eleştirmemeli çıkış yolları ve projeleri kamuoyuyla paylaşmalı.
Yöneticiler yönetirken şeffaf olmalı ve halka hesap vermemeli. Ben yaptım oldu-bitti dememeli.
Halk sefalet içindeyken devletimizi yönetenler israftan kaçınmalı. Uçak, lüks araba saltanatı, kamu kurumlarındaki şatafata derhâl son verilmeli.
Suriyeliler en kısa zamanda Suriye’ye gönderilmeli, Türk milletinin demografik yapısıyla oynanmamalı. Türk milleti bu yükü madden ve manen daha fazla taşıyamaz. İleride Türk- Arap çatışması ihtimali çok yüksektir.
İşsizlik ve enflasyon makul seviyeye çekilmeli. Milyonlarca üniversite genci işsiz güçsüz sokaklarda aç susuz gezmekten kurtarılmalı.
Kamu kaynakları adaletli dağıtılmalı. İnsana göre iş değil, işe göre insan alınmalı.
Üretime dönük yatırımlara öncelik verilmeli. Özellikle katma değeri yüksek yatırımlar teşvik edilmeli.
Geçmeyecek kötü gün yok, yeter ki birliğimizi beraberliğimizi koruyarak kenetlenelim. Gelecek Türk milletinindir.