Terörün siyasallaşması imralı ve oslo sürecinin durmak yok yola devam anlayışıyla tam gaz sürmesi ve teröristin masum gösterilip sempati kazanması stratejisinden beklenenen nedir Türk Milleti bunu çok iyi takip etmelidir.
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç katıldığı bir TV programında ''Ben bir BDP 'li kadın milletvekiline kızıyordum. Ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim, artık kızmıyorum. 17 yaşında genç kız iken Diyarbakır Cezaevi'nde ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım. Çünkü Diyarbakır Cezaevi'nden çıkanların yarısı dağa gitti, yarısı da dağdakilere övgüler diziyor" ifadesine paralel Tapu kadostro meslek lisesi öğrencisi maltepe camisinde namaza giden Abdullah Öcalan'dan bahsederek yeni bir hamlenin işaret fişeklerini atıyor. yakınbir geçmişte de ölüm oruçları üzerinden öcalanın isteği ile eylemler braktırılarak sempati halkasına bir zincir daha etkileyen bu zihniyet muhataplarının bir bebek katili ve binlerce masum insanın celladı olduğunu Türk Milletine unutturacağını zannediyor.
Bir başka iç kanatan durum diyarbakır cezaevinde işgence gördüğü iddia edilen malım kadın vekilin hikayesi dram olarak verilirken mamak zindanlarında C5 lerde ceryan verilen işkencenin hertürlüsüne maruz kalan ülkü yüzlü insanların biz devletle düzeni ayırt ederiz yaşasın devlet yıkılsın düzen diyerek sadece cuntacılara duyulan öfkeyle sınırlı kalıp devlete isyan etmemesini ve onu ebet müddet bölünmez bütün olarak görmesini görmezden gelerek kışanak hikayesi üzerinden terörü masumlaştıranların Türk Milleti nezdinde çok da masum algılanmayacağını düşünüyoruz.
Bir yandan dokunulmazlıklar üzerinden milliyetçi dil kullanan AKP öte yandan tezgah altı terörün siyasallaşması üzerine kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor ama nafile bu gerçekler artık gün gibi ortada, artık bu hamur fazla su götürmüyor.Yüce Türk Milleti üzerinde dönen bu karabulutların kader olmadığını bunun değişebileceğini artık görmektedir.
Tarihin tüm seyrinde karşılaşılan tüm engelleri aşarak Ötüken'den Ankara'ya kutlu yürüyüşü başarılı bir terkip olarak getiren Türk Milleti kendi tarihini bilen ve bilgiyi şuura dönüştüren ve yüce milletine "TÜRK MİLLETİ SENSİZ ASLA"diyen Ankara merkezli bir siyaset ve Türk İslam Merkezli bir medeniyetin temsilcisi olanların varlığı bu kara bulutların da gideceği ve yarınların daha aydınlık olacağının da teminatı olarak düşünmektedir.
Az sözden çok şey çıkartan basiret sahibi insanlarımız millet olarak en büyük gücümüzdür.
Doç.Dr.Ruhi ERSOY
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç katıldığı bir TV programında ''Ben bir BDP 'li kadın milletvekiline kızıyordum. Ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim, artık kızmıyorum. 17 yaşında genç kız iken Diyarbakır Cezaevi'nde ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım. Çünkü Diyarbakır Cezaevi'nden çıkanların yarısı dağa gitti, yarısı da dağdakilere övgüler diziyor" ifadesine paralel Tapu kadostro meslek lisesi öğrencisi maltepe camisinde namaza giden Abdullah Öcalan'dan bahsederek yeni bir hamlenin işaret fişeklerini atıyor. yakınbir geçmişte de ölüm oruçları üzerinden öcalanın isteği ile eylemler braktırılarak sempati halkasına bir zincir daha etkileyen bu zihniyet muhataplarının bir bebek katili ve binlerce masum insanın celladı olduğunu Türk Milletine unutturacağını zannediyor.
Bir başka iç kanatan durum diyarbakır cezaevinde işgence gördüğü iddia edilen malım kadın vekilin hikayesi dram olarak verilirken mamak zindanlarında C5 lerde ceryan verilen işkencenin hertürlüsüne maruz kalan ülkü yüzlü insanların biz devletle düzeni ayırt ederiz yaşasın devlet yıkılsın düzen diyerek sadece cuntacılara duyulan öfkeyle sınırlı kalıp devlete isyan etmemesini ve onu ebet müddet bölünmez bütün olarak görmesini görmezden gelerek kışanak hikayesi üzerinden terörü masumlaştıranların Türk Milleti nezdinde çok da masum algılanmayacağını düşünüyoruz.
Bir yandan dokunulmazlıklar üzerinden milliyetçi dil kullanan AKP öte yandan tezgah altı terörün siyasallaşması üzerine kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor ama nafile bu gerçekler artık gün gibi ortada, artık bu hamur fazla su götürmüyor.Yüce Türk Milleti üzerinde dönen bu karabulutların kader olmadığını bunun değişebileceğini artık görmektedir.
Tarihin tüm seyrinde karşılaşılan tüm engelleri aşarak Ötüken'den Ankara'ya kutlu yürüyüşü başarılı bir terkip olarak getiren Türk Milleti kendi tarihini bilen ve bilgiyi şuura dönüştüren ve yüce milletine "TÜRK MİLLETİ SENSİZ ASLA"diyen Ankara merkezli bir siyaset ve Türk İslam Merkezli bir medeniyetin temsilcisi olanların varlığı bu kara bulutların da gideceği ve yarınların daha aydınlık olacağının da teminatı olarak düşünmektedir.
Az sözden çok şey çıkartan basiret sahibi insanlarımız millet olarak en büyük gücümüzdür.
Doç.Dr.Ruhi ERSOY