Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Avrupa Birliği ile birlikte yürütülen ve Bakan Prof. Dr. Ziya Selçuk tarafından açıklanan Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP) toplumda büyük tedirginlik uyandırdı. Yalnız açıklayacağım sebeplerle bu endişelerin yersiz olduğunu belirtmek istiyorum.
Önce ETCEP’in amacı üzerinde duralım. Bakanlık yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre ETCEP temel olarak, kamuoyunda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Proje faaliyetleri özelinde ise eğitim sisteminin tüm bileşenlerine toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını yerleştirmeyi hedefliyor. Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimde kız ve erkek çocuklarına her türlü kalıp yargıdan uzak biçimde, gerçek anlamda eşit haklar tanınması, eşit fırsatlar sağlanması ve eşit muamelenin güvence altına alınması anlamına geldiği belirtiliyor.
Bu projeden tedirginlik duyulmasının en büyük sebebi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Avrupa Birliği ile birlikte yürütülmesidir. En güçlü iddiaya göre; “Acaba bu proje, küresel emperyalist üst aklın, özellikle İslam ülkeleri için ürettiği “Cinsiyet Devrimi” amacına hizmet ediyor mu? Oluşturdukları sözüm ona “İdeal erkek” ve “ideal kadın” profili tipini bizim çocuklarımıza mı uyarlayacaklar. Sözüm ona “ideal erkek” ile , çokça kadınsı özellikler taşıyan (metroseksüel, bakım ürünleri kullanan, daracık ve rengarenk pantolonlar giyen, moda ve stile önem veren kadınsılaşmış” erkek yetiştirilmesi amaçlanıyor. “İdeal kadın” tipi ile ise, çokça erkeksi özellikler yüklenen, pantolon ve ceket giyen, çalışmaya ve para kazanmaya teşvik edilen erkeksi kadın yetiştirmek hedefleniyormuş. National Geographic dergisinin Ocak 2017 tarihli nüshasının kapağında “Cinsiyet Devrimi” yazıyormuş.”
Her şeyden önce şunu belirteyim, ETCEP yeni başlayan bir proje değil. 2015 yılından beri devam ediyor. 2015-2016 Öğretim yılında ETCEP projesi kapsamında Türkiye genelinde 10 pilot il seçilmiş, her ilde 4 okul olmak üzere 40 okulda uygulanmaya başlanmış. ETCEP kapsamında gerçekleştirilen Uluslararası Kapanış Konferansı, 1-2 Eylül 2016’da yapılmış. Şu anda 162 okulda proje uygulanıyor. Bu programla ilgili eğitimciler yetiştirilmiş. Müfredata uygun videolar, ders kitapları oluşturulmuş. Bu sebeple, zamanlama bakımından bu proje ile “Cinsiyet Devrimi” projesinin hiç ilgisi yok.
Küresel emperyalist üst aklın, GDO’lu ürünlerle insan neslini yönlendirdikleri, bazı ırkları kısırlaştırdıkları iddialarını göz önünde bulundurursak, ETCEP’ten endişeleri biraz dikkate almak gerekir. Ama bir defa, Türk toplumu erkek egemen, ataerkil aile tipinin hâkim olduğu bir toplumdur. Bu projenin erkeklerin süslenmesi, çiçekli gömlek, dar pantolon giymesi, kadınların pantolon ve ceket giymesi, erkeksi tavır takınması ile ilgisi yoktur. Bu proje ile kadınların erkeklerden zayıf görülmesinin, bazı meslekleri sadece erkeklerin yapabileceği yargısının değiştirilmesinin amaçlandığını düşünüyorum.
Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı’nın bazı uygulamalarına baktığımızda da, ETCEP projesinin amacının, iddialarla ilgisi olmadığını görüyoruz. Bazı okulların karma eğitim yerine kız ve erkek okulları olarak ayrılması, 2012’den bu yana dindar nesil yetiştirme projesinin uygulanması, son olarak, İmam Hatip Ortaokulu ve liselerinin amacının “Örgün eğitim sisteminde din eğitimini kurumsallaştırmak” olarak tanımlanması ve bu okulların “Evrensel karakteri güçlendirilecek uluslararası mili bir model olarak" başka ülkelere örnek olma potansiyelinin artırılacağının belirtilmesi, ETCEP projesinin bu iddialarla ilgili olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.
ETCEP projesine, ancak erkeklerle eşit görülmesine, kadının çalışma hayatına aktif olarak katılmasına, erkeklere mahsus mesleklere ortak olmasına, pantolon ve ceket giymesine karşı olanların karşı olabileceğini düşünüyorum.