Ülkemiz yeni bir medeniyetin eşiğindedir. Cumhuriyetle başlayan milletleşme sürecimiz geçen 95 yıllık süre içinde basiretsiz devlet adamları, siyasiler sayesinde kesintiye uğradı.
Cemaat, tarikat ve aşiret girdabında boğuşan genç cumhuriyet, maalesef istediği hamleleri yapamadı.
Sonuçta; ihtilaller, darbeler, post modern darbeler, cumhuriyetle başlayan hesaplaşma gibi sosyal regrasyon hareketleri zuhur etti. Bu hesaplaşmalar, ister istemez genç cumhuriyetin kendini koruma refleksiyle devletin toplumdan kopmasına ve jakoben devlet anlayışının egemen olmasına zemin hazırladı.
Velhasıl bu yaşanılan anormal süreçler sonucunda devleti bir türlü milli devlet yapamadık. Devleti istisnasız bütün gruplar, ele geçirilmesi ve ideolojilerinin emrinde olması gereken bir aygıt olarak gördüler. Adalet, liyakat ve objektif kriterler yerine sübjektif kriterler ve üstünler hukuku egemen oldu.
Bugün AKP ile yaşadığımız travma aslında bu zihni anlayışın toplumda bir olguya dönüşmesinden başka bir şey değildir. İnsanımız 95 yıllık süreçte bu yaşanılanları bir kader "öğrenilmiş çaresizlik" gibi görmeye başladı. Asıl tehlike de bu değil mi?
Eğitimden adalette, sosyal güvenlikten ekonomiye, dış politikadan sosyalizasyon politikalarına kadar yeni bir değişim ve dönüşüm paradigmasına ihtiyaç vardır.
Seçime doğru gidilirken olayı salt particilik gözüyle ele alırsak en büyük hataya düşmüş oluruz.
İYİ Parti; Tarihi sorumluluk kadar tarihi bir fırsat ile de karşı karşıyadır. Mazlum ve mağdur İslam medeniyetinin göz yaşının dinmesi, başta Türk milleti olmak üzere gözyaşı medeniyetine dönen coğrafyamıza yeni bir ruh ve soluk getirmek zorundadır.
Bunun için başta Sayın Genel başkanımız olmak üzere dava arkadaşlarımızın yüklendikleri bu tarihi sorumluluğa omuz vermek ve Türk Aydınlanması adını verdiğimiz bu süreci İYİ Parti iktidarıyla başlatmak zorundayız.
Kısa orta ve uzun vadeli politikalarımızla başta adalet sistemini tesis ederek bürokrasi'de liyakatı, eğitimde bilim ve aklı esas alarak, ekonomide üretim ekonomisine geçerek katma değeri yüksek teknolojilerle 4.0 Endüstri devrimiyle yeni bir çağa merhaba demek zorundayız
Evet, biz burada basit bir parti mensubiyetinden çok daha fazla tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyayız. İnançlarıyla, değerleriyle barışık, milli birlik ve beraberliğini Hoca Ahmet Yesevi’nin sevgi diliyle gerçekleştirmiş, Fırat kenarındaki bir koyun ’un sorumluluğunu hisseden, yarınlarına umutla bakan müreffeh huzurlu bir ülke ve geleceğin muhteşem bir medeniyetinin temel taşlarını döşeyen bir sürecin mensupları olmalıyız.
İYİ Parti; seçim sürecinde bu tarihi sorumluluğu üzerinde taşıyarak girmektedir. Onun için daha çok çalışmak ve bu tarihi sorumluluğa daha çok katkıda bulunmak bizler için mecburiyet haline gelmiştir. Bu büyük medeniyet projesine katkı sunan herkese candan teşekkürler.