İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Akşener, ABD'li Rahip Andrew Brunson'un serbest bırakılması ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sert eleştirilerde bulundu. Akşener şunları söyledi:
"Kurumsuz ve kuralsız, hukuksuz tek adam yönetiminde az zamanda öyle şeyler gördük ki insan hayret ediyor. Tek kelimeyle anlatmaya kalksam derim ki Türkiye'nin üzerinde Erdoğan'ın hayaleti dolaşıyor. 'Türkiye öyle bi uçacak ki tutabilelene aşk olsun' diyorlardı. Sonuç; dolar, ensflasyon, faiz, işsizlik, yağ, zeytin, domates uçtu, damat uçtu, yandaş uçtu ve sonunda papaz uçtu.
Bu papaz meselesi öyle bir mesele ki sussam olmaz, söylesem memleket bizim. Yaptığından utansa devlet aşkına susacağız. Ama bakıyoruz pişkinlikte sınırları yok. Yine inkar edip 'ajan demedim, ajans dedim' diyecek, 'casus demedim bir sus dedim' diyecek. 'Bu fakir bu görevde olduğu sürece alamazsın' diyordun, biz de içimizden 'atma Recep din kardeşiyiz' dedik. Yine endişemizde haklı çıktık.
Buradan soruyorum. Bu papaz ajan değilse, FETÖ'cü, PKK'lı değilse niye içeri attınız? Yok eğer bu suçları işlediyse niye bıraktınız? Bağımsız mahkemeler masalını geç Sayın Erdoğan, bize yuttaramazsın. 12 Ekim'den önce ABD'de hazırlıklar yapıldı, papazı karşılayacak komite hazırdı, uçak piste çekildi. Ajanlık yok, aldığı ceza örgüt üyeliğinden öyle mi? Kimi kandırıyorsunuz. 'Al papazı ver papazı' diyordun, papazı verdin gitti, peki kimi aldın? FETÖ'nün elebaşını alabildin mi, PKK'nın elindeki iki istihbaratçımızı alabildin mi? Yargımızın başına çuvalı bizzat sen geçirdin.
"ABD’DEN ALDIĞI HİZMET MADALYASI ERDOĞAN NECİ YAPAR?"
Açıklamalarında İsmet İnönü tartışmalarına da değinen Akşener, "Bayrak İnönü’yü Amerikancı yapıyorsa Erdoğan’ın ABD’den aldığı hizmet madalyası Tayip Erdoğan’ı neci yapar?" diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2004 yılında Amerikan Musevi Kongresi'nden aldığı cesaret ödülünü hatırlattı. Akşener şunları söyledi:
"Şimdi, sayın Erdoğan CHP üzerinden, Cumhuriyet’in kurucu iradesine saldırıyor ya, ben bir noktayı hatırlatayım; Öncelikle, Cumhuriyetin kurucu iradesi saygıyı hakeder. Bunu bir kenara yazın..Bir tarih öğretmeni olarak hatırlatmak isterim ki;“İsmet İnönü’nün elinde Amerikan bayrağı var” dediği günlerde, sayın Erdoğan’ın abileri, Dolmabahçe rıhtımında, alkışlarla Amerikan 6’ncı filoyu karşılıyordu. Meclis Başkanı yaptığı İsmail Kahraman abisine danışmadan, bu mevzulara girmesin, batar. Tuttuğu bayrak, İsmet İnönü’yü Amerikancı yapıyorsa, Siyonistlerden aldığı Hizmet madalyası, Tayyip Erdoğan’ı neci yapar? Bu polemik, gereksiz ve yaralayıcıdır.. Ve iki tarafın da beslendiği bir polemiktir.. Olan, tarihi şahsiyetlerimize olmaktadır.. Her iki tarafı da, bu boş yarışa, karşılıklı olarak son vermeye çağırıyorum."
Akşener'in grup toplantısında yaptığı konuşmadan satır başları:
"TÜRKİYE'NİN ALTINA DÖŞENEN DİNAMİTLER"
"Ekonomik krizin öncü sarsıntıları bile vatandaşı buhranın içine itti. Herkesin izlediği bir TV programında Türkiye ile alay edilen programlar yayınlanıyor. Erdoğan’ın dolara endekslediği köprülere otoyollara zabıta mı gönderelim? Daha önce de ifade ettim, doğru teşhis tedavinin ilk adımıdır. 16 yıldır süren borçlanma ekonomisinin sonuna geldik. Türkiye’nin altına döşedikleri dinamitleri borç parayla örtmüşlerdi. Şimdi o perdenin açıldığı zamana geldik.""Milletin yaşadığı sıkıntıya ancak damat kadar ciddiyetle yaklaşabilen bir iktidar var. Elektrik faturasından TRT payını kaldırın diyoruz ses yok. Adaleti tesis edin vatandaş adalete güvensin diyoruz ses yok. Bizi dinlemiyor ama ABD’nin her sözünü dinliyor yerine getiriyor.""Geçen hafta açıklanan cari açık rakamlarını yandaş medya yorumlamaktan aciz. Türkiye uzun bir aradan sonra cari açık vermedi. Borazanlar yeni ekonomik programın zaferi diye verdi. Şimdi sorarım size Eylül ayında açıklanan program nasıl oluyor da Ağustos rakamlarına etki ediyor? Bir çuval un kaça para olmuş, Bir koli yumurta kaça? Onun umurunda değil. Gübreden mazottan, sütten, mamadan haberi yok."
“KITLIKLA BAŞ BAŞA KALACAĞIZ”
“Her türlü felaketi seninle yaşadık. Daha kötüsü ne olabilir? Aklını başına devşir, rızkı veren Allah’tır Allah. Damat ekonomik programdan sonra bir de enflasyonla mücadele planı açıkladı. Yeni bir internet sitemiz de oldu. Enflasyonu kimin hortlattığını öğrendik. Meğerse bunu yapan bakkalmış, marketmiş, esnafmış. Orada yazan bu. Bu açıklanan enflasyonla değil, esnafla mücadele planı.
Seçimlere yatırım yapmayı bırak memleketin geleceğine yatırım yap. Gittiğiniz yol yol değil. İndirimde baskı için valilere genelge yolluyorsun. Esnaf yeni ürün alamaz hale gelecek. Raflar boşalacak ve 40 yıl aradan sonra kıtlıkla baş başa kalacağız.
İn demekle iniyorsa hadi bakalım işsizliği indirin, faizleri indirin. Bir de o uçaklardan, arabalardan inin. AKP ne oldum delisi olmuş. Kendisini iktidara taşıyanlara savaş açmıştır. Kameralar karşısında pazarcının başına çökenler bunu gösteriyor. Bir kez daha söylüyorum hırsızın, fırsatçının, dolandırıcının cezasını kes ama esnaftan uzak dur. Asıl fırsatçı sensin Sayın Erdoğan.
Saray’da yeni kurul oluşturuyor. Kim bunlar? Biri literatürde olmayan tanımlar üreten biri. Biri de jöleli bir arkadaş. Daha önce Telekom’un yönetimindeydi durum ortada. Orkestra şefi de damat, bakın bakalım buradan ne hayır çıkacak. Esnafları, odaları, vakıfları topla onlarla konuş onlara danış. Bu ülkeyi ancak bu ülkenin insanlarıyla çözebilirsin. İçimizdeki hayasızlar yüzünden bizi helak etme Allah'ım.
“BİZDEN KURTULAMAYACAKSIN”
Kusursuz zannettikleri planlarına milletin verdiği cevap bu salonda. ‘Size boyun eğmeyiz’ diyenlerin cevabı burada. Hizaya çekemeyeceksiniz, boykotlar bizi durduramayacak. Artık İYİ Parti var. Sarayın istediklerini değil 81 milyonun dertlerini konuşacağız. AKP ile CHP’nin halat çekme yarışına dönen seçim geleneğini boşuna çıkaracağız. Daha yeni başlıyoruz derken şaka yapmıyorduk. Araştırmalar gösteriyor ki McKinsey, Doğu Türkistan gibi konularda İYİ Parti ne diyorsa milletimiz de onu diyor. Siz üst aklın tuzağını bozdunuz. Korktuğu başına gelecek ne yapsan boş Sayın Erdoğan, bizden kurtulamayacaksın.
Bu ucube sistemi tanıtırken ne diyorlardı; ekonomi şahlanacak. Peki sonuç ne oldu? Dolar uçtu, enflasyon uçtu, domates, yumurta, tuz uçtu, damat uçtu. Pişkinlikte sınırları yok. ‘Ajan demedim ajans dedim’ diyecek. Ne diyordu? “Bu fakir burada oldukça o teröristi alamazsın” biz ne dedik o zaman “Atma Recep”.
TARİH SENİ AFFETMEYECEK
500 milyon dolarlık o fakire sesleniyorum. Türk devletinin itibarını papazın kaderine bağlamıştın. Papaz uçtu elbisesi kaldı. Bir zamanlar diyordun ya “papaz elbisesi bile giyerim” diye buyur giy artık. 12 Eylül’de duruşma başlamadan onu karşılayacak komite hazırdı zaten. Tanıklar nasıl olduysa bir anda fikir değiştirdi. Trump sana cevap veriyor “Yardımları için Erdoğan’a teşekkür ederim” diye. Kimi kandırıyorsunuz? Kimi aldın. Oradaki papazı alabildin mi? YPG’nin elindeki 2 istihbaratçımızı alabildin mi? Seni elin Amerika’sına dövdürtmeyiz dik dur dedik. Sen ney yaptın yine boyun büktün. Türk milleti seni affetmeyecek. Bir kerecik sözünün arkasında dur da nazarlığın olsun."
"SUUDİ ARABİSTAN DEVLET DEĞERLERİMİZE SALDIRDI"
"Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ortadan kaldırılması karşısında, tek söyleyebildiği şu oldu: Sessiz kalamayız. Hepsi bu. Sözcüsü de diyor ki; “Suudi Arabistan’la ortak çalışacağız..”
Neyi çalışacaksın? Tilkiyi, kümese bekçi mi yapacaksın? Kilerdeki peynir için, fareye nöbet mi yazacaksın? Sicili Türk düşmanlığıyla dolu bir başkası da, “Bu konuda Suudi Arabistan’ı fazla suçlamayalım” diyor. Sanırsın, gazeteci Kapalıçarşı’da kayboldu. Bu insan Konsoloslukta kayboldu, konsoloslukta. AK Parti’nin Suudi sicili, en başından beri bozuk. Otel odalarına, ayaklarına gittiler. Devlet şeref madalyası verdiler. Milli yas ilan ettiler. Şimdi de, Türkiye’ye haydutça meydan okumasına, sessiz kalıyorlar. Beyler, kendinize gelin; Suudi Arabistan, hem insan hayatına, hem de egemenlik haklarımıza, açıkça saldırmıştır. AK Parti’nin sessizliği karşısında, işi bir adım daha ileri götürüp, Türkiye’nin aklıyla alay etmiştir. Son gelişmelerden anlaşılıyor ki, Erdoğan işi Amerika'ya havale etti. Bu olay vesilesiyle, haddini aşıp; “Bizim devlet de eskiden böyle işler yapardı” diyerek, her fırsatta Türk’e ve devletine kin kusanlara, bunların ne olduğunu hatırlatayım: Suud, Türk’e karşı İngiliz atı olarak ortaya çıkmıştır. Suud, kutlu coğrafyada, emperyalizmin kuklası ve maşasıdır. Suud, Mısır’da darbe destekçisi, Türkiye’de 15 Temmuz alçaklığının şakşakçısıdır. Suud, Suriye’de PKK’nın, yüz milyon dolarlık bağışçısıdır. Cemal Kaşıkçı’yı daha önce Amerika’daki bir operasyonla kaçırmak istedikleri ortaya çıktı. Ama önlemişler. Peki, bizim devletimiz ne yapıyor? Bizim istihbaratımız ne yapıyor? Bu hazırlık bile bilinirken, ülkemizde böyle bir operasyonu engelleyememek, aynı zamanda hayati bir güvenlik zafiyetidir. Ülkemize yapılan bu küstah saldırı, asla karşılıksız bırakılmamalıdır. Sayın Erdoğan, hesabı-kitabı bırak, gereğini yap."
"MESELE, 90 BİN SAYACIN FATURASI DA DEĞİL..."
DEDAŞ yetkilisi, güvenlik nedeniyle Güneydoğu’da 90 bin elektrik sayacını okuyamadıklarını açıkladı. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Mesele, 90 bin sayacın faturası da değil. Mesele, “Gidememek..” Gidemediğin yer senin değildir. Türk devletinin, kendi topraklarında gidemediği bir yer olmaz, olamaz. Devlet gider o sayacı okur, ödemeyen için de gereğini yapar. Bu saçmalığa bir an önce son verilmelidir. Nerede hain varsa, üzerine gidilmelidir. Tarih şahittir ki, Mehmetçiğin postalının değdiği yerde gül yeşerir. Şengal'se Şengal, Kandilse Kandil… İYİ Parti’nin bu tavrı Erdoğan’ın borazan medyasındaki PKK sevicilerini rahatsız ediyor. Geçen haftaki gurup toplantımızda, ‘Allah’ın laneti PKK’nın üzerine olsun’ dedim ya, alışkanlıkları tazelendi. Borazan medyada ayağa kalkanlar oldu. İftirayla, karartmayla, sahibinin talimatıyla İYİ Parti’ye saldıranlara hatırlatmak isterim; Demeçler, manşetler hakikati değiştirebilseydi, dünya şimdi dönmüyor olacaktı. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Haksızlığa methiyeler düzen borazan medya ise, dilli şeytan. Yalanlarınızın, boykotlarınızın, iftiralarınızın bir tweetlik canı var. Çünkü batılın tuzağı zayıftır. Haberin şöyle bir tanımı var: bazıları, bazı şeylerin, bazı yerlerde yayınlanmasını istemez. Bunlara haber denir. Demek ki, İYİ Parti haberdir. İYİ Parti, Türkiye de tek haberdir. İYİ Parti en iyi haberdir. En güzel haberdir. Borazanlar haber yapmasa ne yazar. Millet bizden haberdar. Erdoğan artık bir ekran yüzünden ibarettir. Bu yüzden, siyaseti gerçek gündeminden koparıp, tolk şova çevirmek istiyor. Yıllardır kibirli bir yalanı tekrar ederek ayakta duruyor; “Fırınınız yoktu, ben verdim” diyor. “Yolunuz yoktu, ben açtım” diyor. “Caminiz yoktu, ben yaptım” diyor. Bu, gittiği yere medeniyet götürdüğünü iddia eden, “işgalci beyaz adamın” dilidir..Erdoğan, tasını başka çeşmelerden doldurmuş. Bu toprakların hikayesi, bu değil. Nefsini putlaştırma dili, bizim dilimiz değil. Sayın Erdoğan etrafındakilere dikkat et. Helvadan put yapıp, acıkınca yiyenleri aklından çıkarma sakın. Erdoğan siyaseten iflas ettiği için, her müflis tacir gibi, eski defterleri karıştırıyor. İş Bankası’ndaki CHP hisselerini gündeme getirmesi de, böyle bir girişimdir.Aralarındaki kavgaya biz girmeyelim. Ama şunu da söylemeden geçmeyelim; Erdoğan’ın derdi hazine değil. Ekonomi değil. Millet değil. Ona, ekonomik krizi gündemden düşürecek, bir sahte kriz lazım.Yıllardır her seçim oynanan oyun da bu değil mi? Ak Parti ile CHP’nin, birbirlerini döverek büyüttükleri bu oyunların, millete bir faydası yok. Bu işlerden sadece AK Parti ve CHP ekmek yiyor. İstiyorlar ki, sağlı sollu, iki kutup halinde birbirleriyle didişsinler, biz de etraflarında toplanalım. İstiyorlar ki, kendileri kavgaya tutuşsunlar, biz de tribünden izleyelim. Salazar'ın 3 F si vardı: Futbol, festival, fiesta. Erdoğan’ın da 3C’si var: Ce-Ha-Pe Ce-Ha-Pe Ce-Ha-Pe! Açıkça söyleyeyim, İYİ Parti bu kumpasa düşmeyecek, bu oyunu bozacak. Gölge boksuyla, gösteri maçıyla, oy toplama devri bitecek.İki tarafın da istekli oldukları bu bloklaşma oyunu bitecek. Konforlu siyaset sayfası kapanacak. Ya milletin sorunlarıyla ilgilenecekler ya da tasfiye olup gidecekler. Papaz uçuyor, AK Parti’den ses yok. Af diyorlar CHP’den ses yok. Ama iş orta oyunu mevzulara gelince, ikisini de susturabilmek imkansız.Sayın Erdoğan; Uluslararası piyasalarda güven sorunu yaşadığımız bir dönemde, İş Bankası operasyonuyla, mülkiyet hakkına taarruz gibi bir algıya sebep olursan, yabancı yatırımcı kapımızın önünden geçmez. Bir topluluğa olan kinin, sakın ha, seni hukuksuzluğa sevk etmesin. Adil ol. Emrolunduğun gibi, dosdoğru ol."