24 HAZİRAN SEÇİMLERİ ve İYİ PARTİ
Görülüyor ki AKP tek başına hem meclis çoğunluğunu hem de cumhurbaşkanlığını alamıyor.
CHP de artık öğrenmeli ki sağ-muhafazakar ve kırsalın milliyetçi seçmeni her hâlükârda sağ bir adayı tercih ediyor. Bu konuda defaaten yazdık, çizdik. söyledik ama iki-üç tv programında bir-iki ucuz yandaş gazeteciyi tokatlamakla bir anda Sayın Erdoğan'ın kurduğu siyasal tezgaha düştüler.
CHP ve Muharrem İnce birinci turda adeta ikinci tura kalmış gibi tavır ve söylem geliştirdi. Hele son üç miting hep ten sanki yarışı ilk tura çekilmiş algısı yarattı ki böylelikle tam da Erdoğan’ın istediği olmuştu. Kalabalık mitingler ezilmiş, yıllardır siyaseten dayak yemiş, CHP seçmenini bloklaştırdı. Fakat aynı zamanda milliyetçi muhafazakar seçmeni de bloklaştırdığını göremediler. Mesela MHP' ve AKP'ye ehven-i şer olarak oy veren kırsal bölge ve muhafazakar milliyetçiler daha ilk turda Muharrem İnce karşısında Sağın temsilcisi olarak gösterilen sayın Erdoğan'a oy verdiler. Eğer ikinci tura sağ milliyetçi bir aday kalsaydı bu oyların en az yarıdan fazlası Meral Akşener ve İYİ Parti'ye gidecek oylardı.
Aynı şekilde ilk zamanlar CHP sağ bir iktidar karsısındaki bloklaşmada tek başına kimi aday ederse etsin yenemeyeceğini bilen %6-%8 arası CHP’li, kentli, Atatürkçü bir seçmen kitlesi de nasılsa İnce kalacak diye CHP’ye yönlendi.
Üçüncü hata ise İYİ Parti Genel Merkezi'nin ve sayın Genel Başkan'ın son altı ayda özellikle de son üç aydaki hataları vesilesiyle tekrar eski mahallesine dönen %3-4 arası bir oydur.
Nedir bu yöndeki eleştiriler?
1. Siyasette rekabet, siyasi çekişme kaynaklı krizler muhakkak olacaktır. Bu tür krizlerde ya izlersiniz yesinler birbirini ayakta kalanla yürürüm dersiniz ki bu arenada köleleri dövüştürerek izlemekten farksızdır. İlerde ayakta kalanın da muhakkak bir başkasına dövdürülmesi kaçınılmazdır. Bu size olan güveni sarsar. Diğer bir yol ve yöntem ise çok yönlü araştırma ve soruşturma ile birisini tercih edersiniz, diğerini kenarda tutarsınız. Başka bir yol ise krizin taraflarını muhatap alırsınız ve çözmeye çalışırsınız, bu yöntemde ise karizmanızı, retoriğinizi, adaletinizi kullanır, size duyulan sevgi ve güveni burada devreye sokarsınız böylelikle ortaya koyduğunuz kriz çözme becerisi ile taraflar da kazanan ve kaybeden duygusu da yaşanmaz ve tüm taraflar kendisini işe yarar ve önemli olduğunu düşünür ve mutlu mesut bir sonuç alınır. Böylelikle kırgınlıklar ve haksızlıklara uğradım duygusu yaşanmaz ve teşkilatta motivasyon, bağlılık, aidiyet duygusu çok yüksek olur.
Bu genelde güçlü liderlerin yaptığı bir yöntemdir. Bu konuda en başarılı örnek sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Sadece bir ilde 33 aday adayından en zayıf olanlar yapılmasına rağmen kimse kırılmamıştır. Elbette iktidarın cazibesi ve gücün yanında olmak da etkendir ancak siyaset adam kaybetmemek hatta yeni insanlar kazanmak üzerine kuruludur.
2. Sizi yola çıkaran, en zor zamanlara yanınızda olan, romantik ama inanmış, amatör ama sahaya hakim, dar imkanlarla mutfağınızı oluşturan, sizin için sizden daha heyecanlı kavga ve mücadele veren, size inanan güvenen ve kitleleri size inandıran fikir, düşünce, mücadele ve kavga adamlarını tasfiye eder, yerine babadan torpilli, CEO'dan torpilli, okuduğu yurt dışı okul diplomasından torpilli, süslü püslü, beyaz adam tipinde, akmaz kokmaz bulaşmaz tipleri bunların yerine ikame ederseniz güven, inandırıcılık, sevgi, aidiyet ve tabanla aranızdaki bağ kopar. Ayrıca bu tepeden inme risksiz, emeksiz, tersiz, renksiz kadrolar, size gönülden bağlı, teşkilatçı, sahadan gelen ve inanmış adamların yaptığını yapabilirler, ne de size bir katkı sunabilirler. Böylelikle hem en güçlü ordunuzu tımarlı sipahilerinizi kaybederseniz, hem de size inanan ve güvenen kitlelerde güvensizlik yaratırsınız. Ayrıca kenarda tutulan her tımarlının savaştaki yeri, diğer devşirme askerler tarafından doldurulamayacak ve düşmanlarınıza karsı en büyük kuvvetinizi kendi elinizle etkisiz hale getirmiş olacaksınız, tımarlı sipahilerin kenarda durması temsil ettiği kitlelerde kırgınlık, üzgünlük, hayal kırıklığı ile teşkilatınızda derin bir yara açacaktır. Bu şekilde emek harcayan sevenlerinizin harcanması yok sayılması, toplumda olumsuz çarpan etkisi yapacaktır.
3. Bu süreçte gördük ki İl ilçe başkanları ve teşkilat yöneticileri seçim dönemi istifa etmemeli, aday olmamalıydı. Bu teşkilatda hem haksız rekabeti, hem de geriye dağılmış, kaos içinde bırakılmış bir teşkilat yapısını beraberinde getirmiştir. Görüldü ki ileriki dönemde de bunun ciddi bir teamül haline getirilmesi ve bu konuda taviz verilmemesi gerektiği çok iyi anlaşılmıştır.
4. FETÖ ve diğer dar oligark yapıların toplumu ve siyaseti dizayn etmek adına icat ettikleri, ispiyonculuk, iftira, kumpas, tarzı basit ve düşük davranışlara parti içinde en üst perdeden müsaade edilmemelidir. Siyasetin demokrasi ve hukuk kuralları içerisinde liyakat esaslı yapılmasına ve şeffaf hesap verebilir ve eleştiriye açık bir sekil de yapılmasının önü açmalıdır. On yıldır mücadele verdiğimiz biat kültürüne, bunun yarattığı dalkavuklara çok dikkat etmelidir.
5. Genel başkanlar bir müddet sonra etrafı çevrilir ve ulaşılmaz aşılmaz insanlar haline gelir. Bu en büyük sorun MHP ve diğer partilerde eleştirilen bir durumdu ancak emin olun İYİ Parti ve Meral hanıma ulaşmak son zamanlarda bir çok yol arkadaşı için inanılmaz derecede zorlaştırıldı. İYİ Parti'de bu daha 7 ayda kut haline getirildi. Bir çok önemli hayati meseleleri bile ulaştıramayan onlarca şikayeti biliyoruz. Bu noktada genel başkan uyanık olmalı etrafındaki herkes kendi işini yapmalıdır. Bir sekreter, danışman, ya da parti memuru bir teşkilat yöneticisi, bir vekil, hatta ve hatta bir vatandaşın talebi noktasında ancak görevini yapmak ve gerekli merciye iletmekle yükümlüyken, asıl özne kişi yerine karar veren durumuna geliyorsa orada sıkıntı gün geçtikçe büyüyecektir.
6. Kurucular kurulu, il ilçe teşkilat atamaları, parti görevleri konusunda işin öznesi olan Türk milliyetçileri kabul edilmese de hadım edilmiş, sürekli dışlanmış, mücadelenin cesur adamları unutulmuştur.
Türkiye'de son ANAP-Doğru Yol (Mumcu- Ağar ittifakı) ile merkez sağ ifadesi kalmamıştır. Sayın Erdoğan Merkez sağı kendi stratejileri ve siyaseti ile tamamen bitirmiş yerine Milli Görüş ve bir müddette FETÖ cemaati merkezinde muhafazakar-İslamcı bir merkez etrafında yeni bir merkez oluşturmuştur. Ancak Türkiye'de muhafazakar yozlaşmanın, yolsuzluğun, ötekileştirmenin, gayri milli İslamcılığın en son 15 temmuz hain darbe kalkışması ile tamamen fikren ve ideolojik olarak çöktüğü tasfiye olduğu görülmüştür. Tam da bu noktada zaten hali hazırda yükselen Türkçülük, Milliyetçilik toplumun fikri, ideolojik ve sosyolojik olarak merkezi haline gelmiştir.
Öyle ki artık ülkenin orta solu, eski İslamcısı, liberali dahil tüm iddialarının arkasına önüne MUHAKKAK milliyetçilik değerleri koymaktadır. Bu noktada tam da toplumun tüm milliyetçilerine hitap edecek kültür, demokrasi ve sosyoloji temelinde bir arayış söz konusu olmuştur. Bu milliyetçilik hamasetten, demagojiden ve basitlikten uzak ama toplumu iyi anlayan,ve toplumun her kesimine kendini iyi anlatan bir dil geliştirmeliydi. Milliyetçiliği her alanda proje üreten, sorunlara çözüm üreten bir yapılanmaya ve lidere ihtiyaç vardı ve Meral Akşener tam da bu noktada aranan kan olarak görülmekteydi.
Ancak bu noktada yani çıkış noktasında modern, kültürcü, proje temelli, demokrasiden beslenen bir milliyetçiliği merkez yapması gerekirken, yeni gelenlerin bir çoğunun bu tür fikir ve düşünce dünyasından uzak ve milliyetçiliğin her türlüsünü aynı kategori de görecek kadar Milliyetçilikten rahatsız tiplerin çokça türediği görüldü. Halbuki demokrat olmak ayrıca bir fikir değil, bir davranış biçimi ve bir yöntemdir. Yani mevta olmuş merkez sağcılara milliyetçilik yaptırtmak yerine , onların kendilerini milliyetçiliğin yerine koyma iç güdüsü ve tavırları, Türk milliyetçisi ülkücülerin omuz yemesinde sanırım en büyük etkenlerden birisi olmuştur. Hâlbuki temeli atan, kapıları açan, teşkilatları kuran, çorbayı çayı kaynatan, milliyetçilerdi ve hali hazırda da halen öyledir.
Bir de farklı kesimlerden gelen, katkı sunan genelde ve yerelde çok değerli siyasetçi, fikir adamı ve yöneticiler ve görev alanlar Türk milliyetçiliği fikrinin asil ve cesurca mücadelesini kabullenmiş, takdir etmiş ve buna katkı sunmak için Türk milliyetçiliğini kabul ederek ve ülke şartlarını görerek bu oluşum içinde yer almıştır. Yani onları ayrı veya ayrıcalıklı bir grup gibi sunmak Milliyetçileri “diğerleri” durumuna düşürmek ya da aynı şekilde onları “diğerleri” durumuna sokmak olacaktır.
7. Ahde vefa, sadakat, eleştiri, cesaret, liyakat temel esas olmalıdır. Bu konularda belki de aceleye geldiği için tüm kurullarda kötü değil adeta berbat tercihler yapıldığı görülmüştür. Ya da milliyetçiler arasında aynen eski mahallemizdeki hastalık nüksetmiş, işin asıl mücadele adamlarına sivri, uzlaşmaz, kavgacı yaftası vurulmuş, ama daha akmaz kokmaz bulaşmaz tipler daha çok öne çıkmıştır. Ayrıca önemli olan Türk milliyetçiliği fikrini konuşmalarda ve ifadelerde halkın anlayacağı bir dil ve üslupla vurgulamaktır.
8. Osmanlı azli kolay diye devşirme paşalar icat ederdi. Türkmen beyleri, obaları, tımarlı sipahiler, hem toprağın sahibi, hem de ordunun en hızlı en vurucu gücüne sahipti. Savaşta çok lazımdı, onlarsız savaş başarısı olmazdı , hem atlı birliklerdir hem de hızlı ve vurucu bir güçtü. Aslı itibari ile Yörük Türkmen Türk çocuklarından oluşurdu devletin sahibi milletin asli unsuru idiler. Ancak onların içinden yapılacak paşa, sadrazam, vezirler de arkasında Türkmen obaları ve geniş Yörük Türkmen kitleleri olduğu için padişah ve üst yönetim için tehlike arz ederdi. İtiraz edebilirler, hak talep ederler, iyi yönetmezsen biat etmezler. Hatta çok daha büyük sosyal toplumsal itirazlara yol açarlar. Davranış biçimleri tarihsel bir Türk anlayışına sahiptir. Her dönem aynı kaderi yaşıyoruz. Derhal tımarlı Sipahiler'den oluşan eğitimli kültürlü kara buduna ilk başta ki gibi alan açılmazsa bundan daha iyi olmayacaktır .
Kurucuları tüm ülkücüler bir şekilde sindirdi çokta aman aman iyi olmadığı gibi çok da kötü de değildi. Ancak söylemeden geçemeyeceğim tarihe iyi ya da kötü mal olmuş liderlerin en büyük özellikleri başkalarının artıklarını markasını, siyaset kompedanlarını satın almak yerine, kendi markalarını yaratırlar. Bu durum, ticarette franchising almakla kendi markanızı yaratmak arasındaki farkla aynıdır.
Franchising satın alırsanız her ay sizden bir marka bedeli, franchising bedeli ve, ayrıca reklam bedeli alır, hesaplarınız, geliriniz, gideriniz stoklarınız, personeliniz, onların eğitimi, reklam renkleriniz, kısacası her şey onun denetimi altındadır yani başkasının yarattığı markayı almak bedellidir maliyetlidir birde üstüne üstlük beş yıl sonra o marka yine size ait değildir. Yeniden anlaşmanız ve yeniden muhtemelen ağırlaşacak şartları kabul etmeniz gerekir. İyi parti marka satın almayı yada marka zannettiklerini satın almayı seçti. Bu çok büyük bir tehlike ve handikaptır ve öylede oldu.
9. Meral hanım danışmanlarını acilen gözden geçirmeli, sahayı, siyaseti, toplumsal hayatı bilen daha proaktif danışmanlarla çalışmalıdır. Meral hanımın her danışmanı ya milletvekili olmuş yada olmak için çaba sarfetmiştir. Ekonomi, terör ve güvenlik politikaları, dış politika danışmanları haricinde siyasi danışmanları siyaseti ve sahayı bilen teşkilat meselelerine hakim kişilerden olmalıdır
Kısacası İYİ Parti yerel seçimlerde aynı sonucu ya da daha kötüsünü almak istemiyorsa, mevzu bahis hataları telafi etmeli, gönülleri almalı ve teşkilat revizyonunu doğru yapmalıdır. Her ilde belediye seçimlerinde favori olabilecek isimlerle çıkmalıdır. Teşkilat yapılanmasını mahalle teşkilatları ve sokak sorumlularına kadar inmelidir. Bu noktada teşkilatçı il ilçe başkanları tercih edilmelidir.
Bizimkisi süreci ve yapıyı yakından bilen bir dost eleştirisi ve dost tavsiyesidir. Gerisi Meral hanım ve yakın çalışma ekibine kalmıştır.