İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kadın Dernekleri Federasyonu ve 14 kadın derneğinin yöneticilerini kabul etti.
Burada konuşan Akşener, “Kadın konusunda çalışma yapan insanlar olarak sizlerden tavsiyelerinizi almak ve yaptığınız çalışmalardan haberdar olmak için sizleri buraya davet ettik. Bu bir siyasi parti toplantısı değildir. Keşke diğer siyasi partilerde sizleri davet etseler ve kadınlar konusunda bazı şeyleri öğrenebilseler” dedi.
‘ORDUMUZUN YANINDAYIZ’
Toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Meral Akşener, devam eden ‘Zeytin Dalı Harekatı’na ilişkin sorular üzerine şöyle konuştu: “Afrin Operasyonu yapılmadan önceki süreçte hataları yanlışları uyarı niteliğinde paylaştık. Bugün itibariyle ordumuz, Mehmetçiğimiz bizim gibi kadınların doğurduğu çocuklar orada mücadele ediyor. An itibariyle elbette ki ordumuzun yanındayız. Burada bir sorun yok. Ama bugünü getiren şartlar konusunda da hükümetin bir öz eleştiri yapması gerektiğine inanıyoruz. Suriye meselesine şahıslar üzerinden bir bakış açısıyla Ortadoğu’nun bataklığına çekilen bir Türkiye var. Türkiye’nin bu hale getirilmesinden sorumlu bir iktidar var. Diğer yandan Suriye’nin toprak bütünlüğünü kabul ederek oradayız biz. Resmi ağızlardan yapılan açıklamaya göre `işgal etmeyeceğiz, döneceğiz´ deniyor. Dolayısıyla derhal Esad yönetimi ile bir yandan kavgalı görüntü verip, aşağıdan diplomasi yapmanın doğru olmadığına, açıktan bir müzakere başlatılması gerektiğine inanıyoruz.”
“GAZİLİK ER MEYDANINDA OLUŞAN BİR ŞEYDİR”
Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gazilik unvanı verilmesine yönelik tartışmalarla ilgili yöneltilen soruya ise, şu yanıtı verdi: “Uzun yıllar şehit ve gazi ailelerine yönelik vakıf yönettim. Gazilik er meydanında oluşan bir şeydir. Eğer kanunla gazilik çıkarırsak, Sayın Erdoğan’ın özelinden ayırarak söylüyorum, o zaman kanunla da şehitlik makamı verilir. Bunların değersizleştirilmesini doğru bulmuyoruz. İktidarın bir an evvel dış politikayı iç politika malzemesi yapmasının önüne geçmemiz gerekiyor. Sağduyulu, akıllı, Türkiye’nin çıkarlarını düşünen bir mantığa geri gelinmesi gerekiyor. Çünkü şu andan itibaren artık yapılan işler ciddi işlerdir. Buna uyulması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti devletinin, monşerler, diye küçümsedikleri o dış politika birikimine, bakış açısına tez el elden dönmesi gerekiyor. Bunun anlamı da etrafımızdaki ateş çemberini söndürmekten geçiyor.”