Bir haftadır devam eden Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasına Mansur Yavaş son noktayı koyarak şu an sadece Ankara halkına hizmet etmeyi düşündüğünü söyledi.
Normal şartlarda bu açıklamadan sonra Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunun seçimlere kadar kapanması lazım ama kapanmayacak. Çünkü bu konuda Mansur Yavaş’ın düşüncelerinin önemi yok.
Hatta bu meselede en son fikri alınacak kişi Mansur Yavaş desem yanlış olmaz.
Ben her zaman gerçeklerin açık açık konuşulması gerektiğini düşünen ve uygulayan biriyim. O yüzden bu konuda da Mansur Yavaş’ın adaylığı meselesini net şekilde konuşacağım.
Öncelikle şunu söyleyerek başlayayım. Muhalefet kesiminde hiçbir insanın Mansur Yavaş ile bir sorunu olduğunu düşünmüyorum. Sağcısı, solcusu herkesin sevdiği, saygı duyduğu bir isim. Bu nedenle Mansur Yavaş’ın adaylığı konusunda "Mansur Yavaş’ın adaylığından mı rahatsızsınız?" diye bir cümle kurmak konuyu sulandırmak ve gerçeklerin üstünü kapatmaya çalışmaktır.
Konuyu sulandıran ikinci husus ise Ümit Özdağ’ın açıklamalarını "fikir özgürlüğü" olarak değerlendirip "Ümit Özdağ, Mansur Yavaş’ın adaylığını isteyemez mi?" yorumunu yapmaktır.
Eğer Ümit Özdağ sadece bir akademisyen olarak "Cumhurbaşkanı adayım Mansur Yavaş’tır" deseydi fikir özgürlüğü olarak değerlendirilebilirdi. Mesela Celal Şengör hoca "Benim adayım Mansur Yavaş’tır" dese kimse bir şey demez. Çünkü Celal Şengör hoca sadece kendisinden sorumlu olan değerli bir akademisyen. Bu yüzden görüşleri sadece kendisini bağlar.
Ancak bir siyasetçi bir açıklama yapıyorsa "O da fikrini açıklıyor canım" diye değerlendirmek yanlıştır.
Hiçbir siyasetçi sadece fikirlerini ifade etmek için açıklama yapmaz. Siyasetçilerin her cümlesinde kendine göre bir menfaat, kendine göre bir hesap vardır. Yoktur diyen siyaseti bilmiyordur.
Hiçbir menfaat düşünmeden konuşan insan siyasetçi değil fikir adamıdır, devrimcidir. Böyle insanlar siyasetin dar kalıbına sığmazlar zaten. Mustafa Kemal Atatürk bu insanlardan biridir.
Günümüzde hiçbir siyasetçi, Atatürk olmadığına göre siyasetçilerin açıklamalarını sadece fikir özgürlüğü olarak değerlendirmenin anlamı yoktur.
Peki, Ümit Özdağ’ın siyasi hesabı nedir?
Ümit Özdağ geçen yıl çok büyük iddialar ortaya atarak bir parti kurdu ve partisinin siyasi çizgisini sığınmacıların gönderilmesi olarak kararlaştırdı. Çünkü sığınmacı meselesi ülkede sağcı, solcu fark etmeksizin herkesin rahatsız olduğu bir mesele.
Ümit Özdağ da herkesin rahatsız olduğu bir meseleyi partinin ana siyaseti olarak belirledi. Hatta partisinin sloganı bile ‘’Zafer Partisi gelecek, sığınmacılar gidecek’’
Ancak 8 aydır sürdürdüğü anti sığınmacı politikaya rağmen Zafer partisinin resmi olarak üye sayısı 4.003
Sayılara bakılırsa anti sığınmacı politikasının başarısız olduğu görülüyor.
Ümit Özdağ anti sığınmacı siyasetiyle toplumda istediği etkiyi yaratamayınca Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını ortaya attı. Hem de Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusuyla alakası olmadığını açıklamasına rağmen.
Yazının başında Mansur Yavaş’ın adaylığı konusunda Mansur Yavaş’ın görüşlerinin önemi yok derken bunu kastettim. Mansur Yavaş’ın düşüncelerinin önemi olsa bu konunun çoktan kapatılması gerekirdi ama kapanmayacak. Tam tersine daha çok konuşulacak.
Çünkü Ümit Özdağ’ın amacı Mansur Yavaş’ı kullanarak toplumun gözünde yükselişte olan muhalefeti zan altında bırakmak.
Şimdiye kadar muhalefetten hiçbir siyasetçi "Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı adayı olamaz" demedi.
Ümit Özdağ, muhalefetten hiç kimse Mansur Yavaş aday olamaz demediği halde herkesten önce Mansur Yavaş’ı açıklayarak millet ittifakının Mansur Yavaş kozunu elinden aldı.
Öyle bir şey ortaya attı ki her olasılıkta kendisinin kazanacağı bir durum.
Millet ittifakı, Mansur Yavaş’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklasa "Aslında başkasını açıklayacaklardı. Ümit Özdağ engel oldu" propagandası yapılacak.
Millet ittifakı Mansur Yavaş dışında birini aday gösterse "Ümit Özdağ söylemişti zaten" propagandası yapılacak. İşte o zaman Ümit Özdağ ve partisinin siyasi olarak nerede konumlanacağını göreceğiz.
Mansur Yavaş dışında herhangi birinin adaylığı açıklandığı an Ümit Özdağ ver Zafer Partisi Cumhur İttifakı'yla aynı safta yer alacaktır.
Sözde biz herkese karşıyız deseler de propaganda olarak Cumhur İttifakı'yla aynı safta olacaklar.
Neyse ki muhalefete karşı propaganda yapsalar bile etkileri olmayacaktır. Ancak Mansur Yavaş dışında birinin adaylığının açıklanmasının muhalefette huzursuzluk yaratacağı kesin.
Ümit Özdağ’ın da amacı bu zaten. Toplumu muhalefete karşı paranoyaklaştırıp kendini öne atmak.
Aslında Ümit Özdağ milliyetçi kesimin Perinçek’i rolünü oynamaya çalışıyor desek yanlış bir benzetme olmaz.
"Yüzde1 bile oyum yok ama ülke siyasetine yön veren önemli biriyim" diye bir algı yaratma peşinde.
Bu yüzden sürekli muhalefet üzerine oynayarak gündemde kalmaya çalışıyor. Zafer partisinin kuruluş sürecinde Buğra Kavuncu meselesi üzerinden gündemde kaldı. Şimdi de Mansur Yavaş’ı kullanarak sözde "Millet İttifakı Mansur Yavaş yerine Fetöcü birini aday göstermeye hazırlanıyor" diye bir paranoya yaratarak gündemde kalmaya çalışıyor.
Perinçek ile ortak noktaları da var. İkisi de Prof ve ikisi de "Derin devletin adamı" rolünü güzel oynuyor. İkisi de konuştuğu zaman "Bir şey bilmese konuşmaz" algısını güzel yaratıp bunu kendi lehine güzel kullanıyor.
Ancak sonuca bakıldığında ikisi de toplumda karşılık bulmayan, tartışma programlarına konuk olmaktan öteye geçemeyen iki siyasetçi.
Bundan sonra ne olacak?
Buğra Kavuncu meselesinde olduğu gibi Ümit Özdağ yandaş kanallarda Mansur Yavaş’ı kullanarak Millet İttifakı'na yüklenecek. Millet İttifakı'nın Mansur Yavaş’ı aday göstermeyeceğini, onun yerine Fetöcü ya da PKK'ya sempati duyan birini aday göstereceğini anlatacak.
Bu durumdan kim zararlı çıkar? Tabii ki Mansur Yavaş...
Ümit Özdağ’ın Mansur Yavaş’ı sürekli konuşması Mansur Yavaş’ı "milliyetçilerin adayı" olarak dar bir kalıba sokmaktan başka işe yaramaz.
Demirtaş’ın "Adayımız İmamoğlu" demesiyle Ümit Özdağ’ın "Adayımız Mansur Yavaş" demesi arasında teorik olarak fark yoktur.
Demirtaş’ın "Adayımız İmamoğlu" demesi Milliyetçileri İmamoğlu’ndan soğutur. Ümit Özdağ’ın "Adayımız Mansur Yavaş" demesi ise sol ve Kürt seçmeni Mansur Yavaş’tan soğutur.
Bu yüzden muhalefetin adayı kim olacaksa bunu muhalefet açıklamalıdır. Millet İttifakı adayını açıklar, sonra ittifak dışında kalan partiler siyasi görüşlerine göre destek verir ya da vermez.
Olması gereken ve doğru olan budur.
Bunun dışında söylenecek her söz Mansur Yavaş’a zarar verecektir. Kendisi de zarar görmemek için adaylık mevzusuyla bir alakası olmadığını açıklamıştır.
Bu açıklamanın üstüne söylenecek söz yoktur...