Cumhuriyet tarihinde böyle bir skandal görülmedi. Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde Yunanistan’a alenen verilen adalar haritadan silindi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 15 Ocak 2020 Çarşamba akşamı CNN Türk TV Kanalındaki programda tarih ve coğrafyayı alt üst eden bir haritayı kamuoyu ile paylaştı.
Çavuşoğlu’nun haritasında, Yunanistan’ın 2004 yılında işgal ettiği 18 Türk Adası’ndan 17’si haritadan silinmiş. İşgal edilen 18. Gavdos Adası da Yunan Adası olarak gösterilmiş.
Yunanistan’a ait Batnoz Adası haritada gösterilirken, Batnoz’un kuzeyindeki ve iki misli büyüklükteki Hurşit Adası gösterilmemiş. Karayolları haritasında bile gösterilen Koyun, Eşek, Nergizçik, Bulamaç, Koçbaba ve Keçi adaları haritadan silinmiş. Yunan askerlerine teslim edilen adaların hesabını veremeyen Çavuşoğlu, işgalin üzerini örtmek için adaları haritadan silmiş.
ÇAVUŞOĞLU, ADALARIN AİDİYETİNİN BELLİ OLMADIĞINI İDDİA EDİYOR !...
CNN Türk’teki programda, Gazeteci Sn. Özlem Gürses’in sorularına tatmin edici cevap veremeyen Çavuşoğlu, Lozan ve 1948 (1947 Paris Antlaşması’nı kastediyor) antlaşmalarına göre halihazırda Yunan işgali altında olan adaların aidiyetinin belli olmadığını iddia etti. Ancak, Eski Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Çavuşoğlu’nu yalanlıyor. İsmet Yılmaz, TBMM’de, Mart 2015’de yaptığı konuşmada, işgal altındaki adaların Lozan ve Paris Antlaşması’na göre Türkiye’ye ait olduğunu itiraf etti.
Ayrıca, 1923 Lozan Antlaşması’na ek olarak konulan harita ile İngiliz ve Amerikan haritaları da Çavuşoğlu’nu yalanlıyor. Lozan Antlaşması’nda verilmeyen ve haritada altı kırmızı çizgi ile çizilmeyen 18 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı, 2004 yılında Yunanistan tarafından işgal edildi.
1923 Lozan Antlaşması’na taraf olan İngiltere tarafından 1939 yılında yayınlanan haritada Yunan işgali altında olan adaların, 12 ada deniz sınırının dışında ve Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir. 1939 tarihli İngiliz haritası da Çavuşoğlu’nu yalanlıyor.
1947 Paris Antlaşması ile 12 adanın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi. 1947 Paris Antlaşması’na taraf olan ABD tarafından 1957’de yayınlanan haritada da Yunan işgali altında olan adaların, 12 ada deniz sınırının dışında ve Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir. 1957 tarihli ABD haritası da Çavuşoğlu’nu yalanlıyor.
Türk Tarih Kurumu ve Deniz Kuvvetleri haritası ile Karayolları haritası’nda da, Yunan işgali altında olan adaların, Türkiye’ye ait olduğu açıkça gösterilmiştir. Anılan haritalar da Çavuşoğlu’nu yalanlıyor.
1996 Kardak krizinden sonra adaların fiili ve hukuki statüsünde hiçbir değişim olmadığını iddia eden Çavuşoğlu fiili durumun yani işgalin 1996’dan önce oluştuğunu iddia ediyor. Fakat, Onur Öymen’in 2004 yılında verdiği soru önergesi Çavuşoğlu’nu yalanlıyor.
CHP Milletvekili Onur Öymen, 26 Kasım 2004’te verdiği soru önergesinde, Yunanistan’ın son günlerde (Kasım 2004’te) bayrak diktiği adaların Türkiye’ye ait olup olmadığını sordu. Ancak önergeye cevap verilmedi.
Böylece, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türk adalarına Yunan bayrağı dikildiğini ve adaların 2004 yılında işgal edildiğini zımnen ve hukuken kabul etti.
ÇAVUŞOĞLU, AKP HÜKÜMETLERİ DÖNEMİNDE HİÇBİR OLUMSUZ GELİŞME OLMADIĞINI İDDİA EDİYOR!...
AKP Hükümetleri döneminde, 06 Ocak 2009’da Yunan Cumhurbaşkanı Karolos Papulyas Aydın Eşek Adası’na geldi. Şimdiki Yunan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopoulos da 07 Mart 2017’de Muğla Keçi Adası’na, 19 Temmuz 2017’de de İzmir Koyun Adası’na gelerek egemenlik ve bayrak gösterisi yaptı, Türkiye’ye meydan okudu. Yunan Cumhurbaşkanlarının resimleri ve video görüntüleri, görsel ve yazılı basında yayımlandı.
Binali Yıldırım, 2015’te Yunan işgali altındaki İzmir Koyun Adası’na pasaportla girdi. Aydın Hurşit ve Aydın Eşek Adası’nda 2017’de Yunan Liseleri açıldı. AKP Hükümetleri döneminde, işgal edilen adalarımızda 13 Yunan Askeri Üssü açıldı. Adalarımızda 5 binden fazla Yunan askeri elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Yunan askerleri, Türk adalarında mangal partisi veriyor, kuzu çeviriyor.
BÜYÜKELÇİ BASAT ÖZTÜRK, ÇAVUŞOĞLU’NU YALANLIYOR !...
Yunan işgalinin ve ihanetin ortaya çıkmasından sonra 2009 yılının başında Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında yapılan toplantıda, adaların boşaltılması için siyasi karar alınması talep edildi. Ancak Dışişleri Bakanlığı temsilcileri bu talebe sıcak bakmadılar. Çünkü Dışişleri Bakanlığı temsilcisi Basat Öztürk, “Adaların Hükümetin bilgisi dâhilinde işgal edildiğini” itiraf etti. Öztürk’ün itirafı, Genelkurmay Komuta Kontrol Daire Başkanı Tümgeneral Şirin Ünal’a iletildi. Şirin Ünal, 2011’den beri AKP Milletvekili olarak görev yapıyor.
Bu konu, Sn. Ümit Özdağ ile birlikte 06 Ekim 2016’da TBMM’de yaptığımız basın toplantısında tarafımdan kamuoyuna açıklanmıştır. Mevlüt Çavuşoğlu, 4 yıldır bu konuda hiçbir açıklama yapmamış, yapamamıştır. Basın toplantısının bağlantısı aşağıya çıkarılmıştır.
https://www.youtube.com/watch?v=8SeWOM9smMg
Yunan işgali altındaki Türk adalarına, Yunan Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar ve Genelkurmay Başkanları ile general ve amiraller defalarca gelip gitmesine rağmen Dışişleri Bakanlığı’ndan bu güne kadar Yunanistan’a bir tek nota bile verilmemiştir. Eğer bu adalar, AKP Hükümetleri döneminde verilmemiş olsaydı Yunanistan’a nota verilir ve adaların boşaltılması talep edilirdi. Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde adalar alenen verildiği için nota da verilemiyor, adaların boşaltılması da talep edilemiyor.
Çavuşoğlu, iskan ile işgal kavramlarını birbirine karıştırarak adaların faturasını eski hükümetlere çıkarmaya çalışıyor. Ancak, Çavuşoğlu akıntıya karşı kürek çekiyor. Adaların, Erdoğan ve AKP hükümetleri döneminde Yunanistan’a alenen verildiğini AKP milletvekili Şirin Ünal da biliyor.
MUHALEFET PARTİLERİNDEKİ EMEKLİ BÜYÜKELÇİLER, AKP’NİN TRUVA ATI MI?
Çavuşoğlu, “Eski Büyükelçilerimiz, Dışişleri mensuplarımız bu bilgilendirmeleri (adaların aidiyeti konusunu kastediyor) kendi partilerine yapıyorlar” dedi. Çavuşoğlu’nun söylemlerinden, CHP ve İYİ Parti’de milletvekili olarak görev yapan emekli büyükelçilerin, AKP’nin tamamen yalan olan tezlerini savundukları, adaları Yunan askerine teslim eden AKP’yi aklamaya çalıştıkları ve Kılıçdaroğlu ile Akşener’i yanılttıkları anlaşılıyor. Sayın Genel Başkanların yukarıdaki yazı ve belgeleri incelemeleri halinde, kendi partileri içindeki emekli büyükelçi ve milletvekilleri tarafından yanıltıldıkları açık olarak görülecektir.
Halihazırda, Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz CHP’de, Emekli Büyükelçiler Ahmet Kamil Erozan ve Aydın Adnan Sezgin İYİ Parti’de milletvekili olarak görev yapıyorlar. Anılan büyükelçilerin, AKP’nin tezlerini savundukları ve AKP lehine çalıştıkları açık olarak görülmektedir. Libya Deniz Yetki Alanları Muhtırası’nda çok büyük kayıplarımızın olduğu görsel ve yazılı basın üzerinden defalarca yayınlanmasına rağmen anılan üç emekli büyükelçi muhtıraya destek verdiler ve partilerinin de destek vermesini sağladılar.
İYİ Parti Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, 1998-2002 yılları arasında Bosna-Hersek / Saraybosna Büyükelçiliği yaptı. Erozan, Saraybosna Büyükelçiliği sırasında, kendisinden resmi konularda görüşme talebinde bulunan SFOR / NATO Karargahında görevli Türk Subaylarının talebini reddetmesiyle tanınır. Türk subaylarını muhatap almayan, görüşme taleplerini reddeden Erozan, SFOR / NATO Karargahında görevli çavuş ve onbaşı rütbesindeki ABD askerleri ile basketbol oynuyordu. ABD’li askerler Erozan için, "Bizim Büyükelçi"diyorlardı. Erozan, Saraybosna’da ABD yandaşı Büyükelçi olarak tanınıyordu.
Erozan, 2006-2011 yılları arasında OECD Daimi Temsilcisi olarak görev yaptı. Erozan bu görevi sırasında AKP Hükümeti ile birlikte İsrail’e OECD üyesi olması için destek verdi ve İsrail 2010’da OECD üyesi oldu.
FETÖ’CÜLER DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NA YERLEŞTİRİLİRKEN AYDIN ADNAN SEZGİN NEREDEYDİ ?...
İYİ Parti Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, 2007-2010 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı’nda Araştırma ve İstihbarat Genel Müdürlüğü’nde Elçi olarak görev yaptı. Sezgin’in bu görevi sırasında, Dışişleri Bakanlığı’nın 2009 yılında yaptığı yazılı sınavdan geçen Meslek Memuru adaylar, 03-13 Kasım 2009 tarihleri arasında sözlü sınava tabi tutuldu. Başta Feridun Sinirlioğlu ve Naci Koru olmak üzere Sınav Komisyonu’nda bulunan diplomatlar liyakata önem vermediler. Türkiye’nin önde gelen lise ve üniversitelerinden mezun olanlar saf dışı bırakılırken Cemaat liseleri ve üniversitelerinden mezun olanlara öncelik verildi. O dönemde mevcut yasalar ve Danıştay’ın kararlarına rağmen sözlü sınav sırasında adayların ses ve/veya görüntü kaydı yapılmadı.
Sınavlarda İngilizceyi ana dili gibi konuşan ve bilen adaylar elenirken, İngilizce seviyesi fan fin fon seviyesinde yani alt düzeyde olan adaylar Dışişleri Bakanlığı’na yerleştirildi. Fan fin fon grubu Meslek Memurları işleri yürütemeyince 2009 yılında bakanlığa yerleştirilen Meslek Memurlarının tamamı British Council vb. yerlere İngilizce kursuna gönderildi. Kurs ücretlerini de bakanlık ödedi.
Aydın Sezgin’in, 2009 yılında teşkil edilen Sözlü Sınav Komisyonu’nda, Komisyon Üyesi olarak görev yaptığı ve Naci Koru ile birlikte adaylara soru sorduğu biliniyor. (Bu konu tarafımdan, Sezgin’e yazılı olarak soruldu. Sezgin, anılan komisyonda görev almadım diyemedi.)
AYDIN SEZGİN’İN DÖNEMİNDE, 2009 YILINDA DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NA
YERLEŞTİRİLEN 50 MESLEK MEMURUNDAN 22’Sİ KHK’LAR İLE İHRAÇ EDİLDİ!...
Aydın Sezgin’in döneminde, 2009 yılında Dışişleri Bakanlığına yerleştirilen Meslek Memurlarından, listede 3,13,34,36 ve 48. sırada bulunan 5 kişi, 672 Sayılı KHK ile ihraç edildi.
2009 Yılında Dışişleri Bakanlığı'na yerleştirilen meslek memurlarından, listede 5, 6, 11,14, 18, 22, 35, 38 ve 47. sırada bulunan 9 kişi, 675 Sayılı KHK ile ihraç edildi.
2009 yılında Dışişleri Bakanlığına yerleştirilen meslek memurlarından, listede 9,10,23 ve 42. sırada bulunan 4 kişi, 686 Sayılı KHK ile ihraç edildi.
2009 yılında Dışişleri Bakanlığına yerleştirilen Meslek Memurlarından, listede 12, 31, 39 ve 49. sırada bulunan 4 kişi, 701 Sayılı KHK ile ihraç edildi.
2009 Yılında Dışişleri Bakanlığı’na yerleştirilen 50 Meslek Memurundan 22’si yani yüzde 44’ü FETÖ ile ilişkisi olduğu gerekçesi ile ihraç edildi.
2009 Yılındaki sınavda, FETÖ’cülerin Dışişleri Bakanlığı’na yerleştirilmesinden sorumlu olan Aydın Adnan Sezgin, 2010 Yılında Büyükelçiliğe terfi ettirilerek ödüllendirildi ve Büyükelçi sıfatıyla Moskova’ya atandı.
Verilen somut örneklerden anlaşılacağı üzere muhalefet partilerine yerleştirilen Emekli Büyükelçiler, AKP’nin Truva Atı olarak görev yapıyor, Genel Başkanlarını yanıltıyor.