MHP’DE DEĞİŞİM, TÜRKİYE’DE DEĞİŞİMDİR

Halil KONUŞKAN

Ülkemiz yıllardır bir siyasi liderin ve onun sürüklediği partinin lokomotifliğinde yönetiliyor. Aslında herkesin seçimle işbaşına gelen bir kadroya saygı duyması gerekmesine rağmen hiçte böyle olmuyor ve olacak gibi de gözükmüyor.

Örneğin, Japonya ve Kanada’da yıllarca tek parti iktidar olmuş bir toplumsal sorunda yaşanmamıştır.

Türkiye’de ise bu tür bir iktidarın devamı toplumu iyice kutuplaştıracak unsurları içinde taşıyor. İktidar sahipleri her geçen gün hem tahammülsüzlüklerini arttırıyorlar hem de devletin temel kabulleri ile oynuyorlar.

Oysa, Türkiye’de oyların değişik partilere dağılmasıyla % 20 oranında oylarla iktidarlar olmuş ama bu iktidarlara karşı bu denli toplumsal tepki doğmamıştı.

Yaşadığımızın acının iki tane ilacı var. Birincisi AKP’nin tutum ve tavırlarını değiştirmesi gerekirse yine iktidar olmasıdır. İkincisi ise muhalefetin adam gibi muhalefet olarak toplumun önüne alternatif koyabilmesidir.

Birinci seçeneğin şimdiye kadar ki uygulamalar göz önüne alındığında mümkün olmadığı, huylunun huyundan vazgeçme niyetinde bulunmadığı belli olduğuna göre muhalefetin alternatif üretebilmesinden başka seçeneğimiz de kalmıyor.

Bizim muhalefet ise hükümette yara bile açmaktan aciz. Hataları kimsenin inkar edemeyeceği kadar fazla olan bir kişinin karşısında alternatif oluşturulabilmiş değil. İnsanlarımız AKP ve liderliğinin yanlış uygulamalarını bilmesine rağmen yine onu tercih ediyorlar. Çünkü, yönelecekleri adresler onlara güven vermiyor ve alternatif olarak görünmüyorlar.

Bize göre kendisine iktidar şansı tanınmayan siyasi oluşumlar ve onların liderlerinin peşinen güven vermedikleri düşüncesi hatalı bir fikirdir. Vatandaşlara düşen hatalı olanın hatalarının bedelini sandıkta ödetmesidir. Ancak doğu toplumlarında işler böyle yürümüyor. O halde bize düşen sosyal psikoloji gereği toplumun bu algısı da hesaba katmak olmalıdır.

AKP’nin karşısına CHP ile MHP’nin ittifakının çıkarılmasının bir fayda getirmeyeceği hem 2009 referandum hem de 2014 cumhurbaşkanlığı sürecinde görülmüştür. Türkiye’de sol partilerin halk nazarında belli bir oy yüzdesini aşamadıkları da belli olduğuna göre geride bıraktığımız seri genel seçimlerde bu gerçekler göz önüne alınarak iktidara karşı sağ alternatif oluşturulması gerekmekteydi.

Bu ittifak yeni bir sağ parti kurulması, MHP’nin ideolojik omurgasını bozmadan kadro olarak yenilenmesi veya MHP’nin öncülüğünde sağ kulvarda bir ittifakın inşa edilmesi şeklinde inşa edilebilirdi.

Yeni bir parti bırakın alternatif oluşturmayı alternatifi bölmekten başka işe yaramayacaktır.

Birbirlerine karşı konumlanmadıklarından dolayı AKP’ye karsı sağ ittifakın toplumda karşılığı olacağını düşünüyoruz.

Arzu ettiğimiz ittifak ve bu ittifakın olumlu sonuçları açısından siyasi tarihimizde RP-MÇP-IDP arasında yapılan ittifak örneği duruyor. Bu ittifakın Türk siyasetinde meydana getirdiği dinamizm ve oluşturduğu siyasi sonuçlar ortadadır. Üçlü ittifak ANAP’ın bitişini hazırlamış, RP ve devamında ondan doğan AKP’yi iktidara taşımış, MHP’yi de % 4,1 oranından % 15-20 seviyesinde bir kitle partisi haline getirmiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde de MHP-SP-BBP arasında bu tür bir ittifakın kurulması gerektiğini dile getirmiştik ama olmadı. Sonuç ise malumumuz!

2015’te yapılacak olan Genel Seçimlerde RTE başbakan adayı olmayacağından dolayı yukarıdan müdahale de bulunmasına rağmen güçlü bir alternatif Ahmet DAVUDOĞLU’na karşı büyük bir avantaj yakalama imkanına sahipti.

MHP’nin öncülüğünde yapılacak sağ ittifak özellikle kardeş parti BBP’yi rahatlıkla yanına alabilecek, HEPAR, BTP ve SP hatta solun ulusalcılarının da katılımı arkasından gelebilecekti.

İttifaka katılma ihtimali olan partilerin hepsinin gönül dünyalarında, çoğunluğunun da amblemlerinde bulunan “Hilal” motifine izafeten sağlanacak birlikteliğe “Hilal İttifakı” ismi de verilebilirdi.

Oluşturulacak olan bu tür ittifakın taraflarının tabanlarının arasında cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi doku uyuşmazlığı da bulunmamaktaydı.

Ayrıca, böyle bir ittifak MHP’de ki iç kaynaşmayı da askıya alacak, hem değişim isteyen parti içi muhalefeti hem de genel merkezi rahatlatacaktı.

Türk toplumunun çaresizlikten ve alternatifsizlikten AKP’ye yöneldiğini düşündüğümüzde artık toplumun AKP’ye oy verme mazereti de ortadan kalkmış olacaktı.

Böyle bir ittifak sağlanamaz ise MHP ile BBP’nin bir araya gelmesi de ülkücülerin yeniden buluşması gibi çok hayırlı heyecan verici olacak, bırakın milliyetçi tabana hitap edecek yeni bir parti kurulmasını, aksine milliyetçi tabanın birleşmesi ile güçler birleştirilmiş ve iyi bir alternatif yakalanmış olacaktı.

Biz, bu söylediklerimizi tekrar tekrar dile getirdik. Teklifimiz memleketin kurtuluşu için bir alternatif arama çabası olarak tarihe not edildi.

Ancak MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ’nin mıknatısın ters kutupları misali ittifakı geri itelediğine hepimiz şahit olduk. Devlet Bey, hem AKP iktidarının yıkılma imkanını hem de MHP iktidarını geri itelediği de şimdi açıkça ortaya çıkmış bulunuyor.

1980’den sonra hazırlanan partiler kanunu siyasi parti genel merkezlerini kongrelerde hep şanslı duruma getirmiştir. Eğer MHP sağlıklı üye kaydı yapılarak sağlıklı bir mekanizmaya kavuşursa milletimiz en büyük avantajı elde etmiş olacaktı. Ancak artık MHP Genel Merkezi duvara dayanmış durumdadır. İnşallah içinden geçtiğimiz tarihi süreç değişimi ve gelişimi doğuracak gibi görünüyor.

İşte MHP’de yaşanan kurultay çağrısı bu açıdan çok hayati gelişmeleri içinde barındırıyor. MHP’de değişimin yaşanmasıyla birlikte daha önce mücadelesini verdiğimiz ittifak süreci MHP’de birleşme şeklinde kendisini göstermiş olacaktır. Toplumun bütün kesimleri hatta AKP tabanı dahi bunu murad ediyor. Yoksa mecliste dördüncü sırada bulunan bir partinin kongresinin bu kadar konuşulduğuna şimdiye kadar hiç şahit olmadık, bu durum bile bize olan biteni açıklamak için yeterli değil mi?

Ülkücü irade MHP’ye müdahale ederek sadece MHP’nin değil Türkiye’nin geleceğine müdahale etmiş ve yine tarihi rolünü ifa etmiş bulunuyor.

MHP’de değişim ile birlikte Türkiye’de bütün siyasi dengeler değişmeye başlayacak, bizden söylemesi…

Dile getirdiklerimizi aklı başında olan sağlıklı düşünen şimdiki MHP muhalifleri zaten biliyor ve olayın farkındalar, diğerleri ise bildikleri halde niye direniyorlar. Beşinci partiden bahsediliyordu ya, işte o beşinci partiyi değişimden sonra AKP ile çıkar ilişkisi içinde olan zevat kurabilir. Bu da bizim öngörümüz.