İncil, Tevrat, Zebur ve Kur’an insanların inancına açık ve Müslümanlarında kabullendikleri dini kitaplardır. Hepsinin yolu ve yönü bireyin Allah’ın kulu olduğunu unutmaması ve inanç sahibi olması yönündedir. İnsanların tek değiştiremediği genleridir, yani milliyeti asla değişmez. Din ise değişkendir. Müslüman olan diğer din müminleri olduğu gibi, diğer dinlere de geçen Müslümanlar olmuş, olmaktadır.
Papaza giderek günah çıkaran bir Hıristiyan ile cinci hocaya giderek muska yazdıran, fal baktıran Müslümanları nasıl değerlendirirsiniz bilemem. Bana sorarsanız. Allah ile Kul arasında şeyh, şıh, imam, hoca, muskacı, büyücü ve Hıristiyanlarda olduğu gibi günah çıkaran papazlar vardır. Bunların hepsi insanların yaşadığı ve inandığı dinleri yeterince bilmemelerinden kaynaklanmakta, kurtuluşu ise olmaması gereken aracılarda aramaktadır. Nemalananlarında konuyu tekellerinde tutmaları nedeniyle insanlara doğruyu yanlışı irdeleme fırsatı verilmemektedir. İstismar ve çıkar maalesef dininin kullanılması gerektiği halde fazlasıyla kullanılması gibi bir günah işlenmektedir. Günümüz siyaseti budur……..
Sayın Başbakan’ın ifadesi ile 2002 yılında Türkiye’de değişim yaşanmıştır. Bunun adına devrim deyin, ihtilal deyin, darbe deyin ne derseniz deyin adı Türkiye’nin demokrasi ve laik toplum olmasından uzaklaştırılmasıdır. Geçen sürede hızlı bir şekilde demokratik kurumlar tahrip edilmiş, laiklik budanarak köksüz ve yapraksız hale getirilmiştir. Hayırlı olsun
Her devrim bir öncekini yıkabilmek ve kendi ideolojisini yerleştirmek için geçmişi inkar eder, karalar ve kötüler. Geçmişe ait ne varsa yıkar, yakar ki geçmiş unutturulabilsin. Siyasi iktidarda bunu yapmakta ve gerçekleştirmektedir. Dini bütün, din toplumu olma yönünde hemen hemen yapılacakların büyük çoğunluğunu gerçekleştirmiş, şeklen yapılması gereken birkaç nokta kalmıştır. Yapılacak bir anayasa ile buda gerçekleşmiş olacaktır.
Toplumlar içinde her zaman pozitif düşünceye ihtiyaç vardır. Siyasilerden birisi bunu itiraf ederek ‘’Biz icat yapamayız’’ diyerek, çağdışı olunduğunu da kabullenmiş olmaktadır. Geçmişe baktığımızda birkaç istisna hariç tüm icatlar pozitivist bilim adamları tarafından yapılmıştır. Dünya dönüyor dediği için giyotine gönderilen bilim adamına sorulduğunda ‘’Ne yapıyım dünya dönüyor’’ demesi ibret vericidir. Ölüme giderken dahi gerçekleri söyleyen bu insanların, insanlığa yapmış oldukları sayısız hizmetleri burada yad etmek isterim.
Evet dünya dönüyor. Millet, vatan yerini ümmet alıyor ve bizlere de ‘’Günaydın Türkiye’’ demek düşüyor.