Kur’an’da Müminun suresinin ilk 11 ayetinde mümin Müslümanların özellikleri özet halinde verilmiştir. Bu ayetler:
- (Şu vasıflara sahip olanlar) Müminler, kesinlikle başarıya ermişlerdir.
- Zira onlar namazlarında huşu içerisindedirler.
- Boş sözden yüz çevirirler.
- Zekât için çaba sarf ederler.
- Irzlarını korurlar.
- Sadece eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları (cariyeleri) hariç… Çünkü hiç kimse bunlar sebebiyle kınanacak değildir.
- Kim bunlardan başkasını arzu ederse, işte o haddi aşan kimsedir.
- Müminler, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
- Namazlarını korur, geçirmezler.
- İşte, varisler.
- Firdevs bahçelerine varis olacak ve orada ebedi kalacak olanlar bunlardır.
- Peygamberimiz bu ayetler indikten sonra demiştir ki: "Kim bu güzel hasletleri tam olarak şahsında toplarsa, kesinlikle cennete girer." (İbn Kesir, Tefsir, V/454)
Allah bu surede peşin peşin, müminlerin başarılı olacaklarını müjdeliyor. Burada namazlarında huşu içerisindedirler derken, diğer yapılan ibadetlerinde Allah rızası için ve O’na teslim olarak yapanların başarılı olacağını huzur bulacağını belirtiyor. Müminin vaktini boş sözlerle geçirenlerden uzak durduğunu, kendisine ve topluma faydalı işlerle meşgul olması gerektiğini hatırlatıyor. Mümin daima Rabbini hamd eden yüceltendir. Resulullah (s.a.v) bu konuda: "Ya hayırlı bir söz söyle veya sus" diyerek, ayeti desteklemiştir.
Namazlarını korur derken kastedilen, kendisini her türlü kötülüklerden ve şerden korumasıdır. Yoksa kılınan namazın bir faydası olmaz. Bu tür namazlara veya kötülüklerden korumayan ibadetlere Allah, Maun suresinde gösteriş namazları demektedir. Ve onların Yuraün (riyakâr) olduklarını açık açık ifade etmektedir. (5. 6. Ayetler) Müminler, birbirlerine iyiliği emredip kötülükten alıkoyan kimselerdir. Bu durumlarını bütün davranışlarıyla samimiyetle gösterirler.
Ayrıca namazlarını geçirmezler diyerek, ibadetlerde devamlılığın olması gerektiği vurgusu vardır. Bazen yapılıp bazen yapılmayan, küçük mazeretleri ileri sürerek ertelenen ibadetlerin müminlerin yapacakları davranış ve ibadetler değildir.
Zekât, ihtiyaç fazlası mallardan ihtiyaç sahiplerine belli miktarlarını vererek malın temizlenmesi anlamı taşımakla beraber; bunun yanında vurgulanmak istenen, nefsin kötülüklerden arındırılmasıdır. Müminler, maddi ve manevi kirlerden arınan, temizlenen ve kendilerini sürekli iyi yönde geliştirenlerdir. Tevbe suresi 103.ayet: "Mallarından sadaka al ki onunla onları temizleyip geliştiresin." Yine Tevbe 108.ayette: "Hiç şüphesiz Allah, titizlikle temizlenenleri sever." diyerek, temizlenmeye verdiği önemi belirtmiştir.
Müminler, daha önce Nur suresi 31.ayette belirttiğimiz gibi kendilerini zinadan korur. Harama yönelmezler. Eşi ve cariyeleri (şimdi cariyelik yok) dışındakileri arzu ettiklerinde haddi aşmış olurlar. Toplumun temelini oluşturan aile yapısını bozulmalarının ana sebebi helali olmayanlarla ilişki kurulmasıdır.
Mümin dediklerimizin en önemli özelliklerinden biri de kendilerine verilen emanetlere, tevdi edilen görevlere, verdikleri sözlere, imzaladıkları anlaşmalara, sorumluluklarına sadık kalırlar. Bunlara ihanet sözlüklerinde yoktur. Aksi durumda mümin değil münafık olarak adlandırırlar. Hatta hain olarak da nitelendirilirler.
Son olarak cennet varisleri olarak belirtilen bu gerçek Müminlerin, gidecekleri yer olarak da Cennetin orta yerinde, en yüce ve cennet ırmaklarının doğduğu, Rahman’ın görüleceği Firdevs Bahçeleri olacağı müjdelenmektedir.
Dini konularda bilgi veren bazı kişiler, İslam’ı uygulaması ve yaşayışı çok zor olan bir din olarak göstermektedirler. İslam’ı anlatırken, hikâye, masal, rivayetlerle, uydurmalarla, abartılarla İslam dışı bir yaşayış şekli sunmaktadırlar. Neticede insanları kazanma, İslam dairesi içine alma yerine, İslam’dan uzaklaştırmaktadırlar. Bu sebeple günümüzde hızla Müslüman aile çocukları ateist, deist, agnostik düşünce ve akımlara yönelmişlerdir.
Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri, yukarıda verilen Mümin olma özelliklerini üç kelime ile ne güzel özetlemiş. "Eline, beline, diline sahip ol"
Çok mu zor?