Diyanet her yılbaşı haftası, yılbaşı kutlamalarını bahane ederek; "Müslümanların 1 Ocak takvim yılını kutlamaması" gerektiğini ifade ederler.
Gerekçelerinin başında bunun bir Hristiyan adeti olduğu, Hz. İsa’nın doğum günün kutlamanın bizimle ilgisi olmadığını, Müslümanların başkalarına benzemesinin yasaklandığından söz ile, kendi kültür ve kimlik değerlerimizle yaşamamız gerektiğini söylerler.
Doğru söylemezler. Evet ahlaki değerlerimiz, örf ve adetlerimiz bozulmaya yüz tutma değil, bozulmuştur. Bu değerler bir yılbaşında bozulacaksa veya bozulmuşsa, varsın bozulsun.
Bir yıl boyu bizim olan değerlerin korunması için hiçbir şey yapmayan Diyanet, yılbaşı akşamı bu değerlerin korunması için laf olsun torba dolsun kabilinden vaazlarda bulunuyorsa, onun bir faydası olmadığının da görmüş olması gerekir.
Diyanet mensupları Yılbaşı haftasındaki vaaz ve hutbelerinde, sanki Türkiye’de sadece o akşam eğlence yapılıyor, içki içiliyormuş gibi bir hava estirerek, günahlarından bir yıl boyu kurtulduklarını sanıp rahatlıyorlar.
Hristiyan aleminin, sevdikleri peygamberlerinin doğum gününü kutlamalarında, bizim de kutlamamızda dinen hiçbir sakınca yoktur. Biz de Hz. İsa’yı peygamber olarak, Kitabı İncil’i de kitap olarak kabul ederiz. O bakımdan kutlama yapmamız farz hükmünde bir adettir. O akşam dua eder, anarız. Bilgilerimizi tazeleriz. İçki, kumar, fahşa zaten yasak. Yılbaşı öncesi de sonrası da.
Yılbaşı haftasında din görevlileri öyle yanlış ifadeler kullanıyor ki bilmeyen, Hz. İsa’nın bırakın Peygamberliğini günahkâr bir kul olduğunu sanır.
Kur’an bütün ilahi dinlerin İslam üzere olduğunu belirtiyor. (Hac/78, Al-i İmran/67) Herkesin Amenerrasulü diye bildiği ayet (Bakara 285-286): İmanın şartlarını açık olarak söylüyor. Bunlar: Allah’a, Ahiret Gününe, Peygamberlere, Kitaplara, Meleklere imandır.
Dikkat edin! Peygamber’e, Kitap’a demiyor. "Peygamberlere ve kitaplara" diyor. Allah için zor muydu Kitaba, Peygambere demek? Yok! Hz. İsa’ya Musa’ya indirilen din bozulmuştu, yok kitapları tahrif olmuştu gibi savunmalar çok yanlış. Hz. Muhammed, peygamber olarak görevlendirildiğinde; önceki dinlerin ve kitapların bozulduğunu Allah bilmiyor muydu? Tabi ki biliyordu. Buna rağmen "Peygamberlere ve kitaplara inanın" diyorsa biz Müslümanlara uymak düşer. Yoksa imanın şartlarını yerine getirmediğimiz için, dinden çıkmış oluruz.
Öyle ise zaman diliminden bir kesit olan, bizimde kabul ettiğimiz kâğıt üzerindeki zamanın dilimlerinin başlangıcı kabul edilen bir anı, bir geceyi kutlamanın (farz edelim Hz. İsa adına) ne mahsuru olabilir? Günah mı işlemiş, dinden mi çıkmış oluruz. Yok Hristiyanlara benzemiş oluruz, yok onların Dinini kutsamış oluruz. Onlara benzemek, onlar gibi olmakmış, daha neler neler!
Sosyal medyada gördüm. Bir Müslüman bozuntusu, "Yılbaşı akşamı kutsama ve kutlama adına bir Müslüman, Hristiyan Alemine özenerek bir çekirdek dahi yese, dinden çıkar yeri cehennemliktir." deme küstahlığını gösterebiliyor. Haşa! Kendini Allah yerine koyup, hüküm verme yetkisini kimden alıyor? Bu insancıklar! Akıl erdiremiyorum.
İslam Dünyası dışında kalan dünya, bugün teknoloji üstünlüğünü (Kevni Ayetleri inceleyerek) ele geçirmişlerdir. Kendileri dışında herkesi cehenneme gönderen bu zavallı zihniyet, kullandığı telefondan, bilgisayara, elektrikten, elektrikli ev aletlerine, önündeki mikrofondan ve diğer ses cihazlarına, bindiği arabadan, diğer ulaşım araçlarına v-s kadar, hayatımızın vazgeçilmezleri olan teknoloji ürünlerini kullanmaktan hicap duyarlar, o zaman anlarız Müslümanlıklarını.
Dünyanın, insanlığın kuralı, güçlü olana uymaktır. Sen güçlü ol, kültür olarak dünyada kabul gör, senin yılbaşını, senin Mevlit Kandili’ni kutlasınlar. O halde bu Müslümanların konuşma yerine susma hakkını kullanmaları, batı dünyasına şapka çıkarmaları gerekir.
Ucuz kahramanlık, haksız iftira atmak, bırakın Müslümanlığı; insan olmak bile değildir.
Bırakın İslam adına yılbaşı kutlamalarına karşı gelmeyi, bir vesile ile o akşam bir araya gelip birlik dayanışma, kaynaşma içinde olan insanları teşvik edin. Hz. İsa’nın anılmasını bir Peygamber olarak teşvik edin. İslam dünyası kayıp etmez kazanır.
Cuma namazı öncesi verilen vaazda, okunan hutbede, yılbaşı kutlamaları eleştirildikten sonra; namaz bitiminde müezzinin, "Yılbaşı Takvimlerini almayı unutmayınız" duyurusuna, caminin içinde gülmemek için kendimi zor tuttum.
Allah, İslam Dünyasının gerçek Müslümanlığı yaşar hale gelmesine yardımcı olsun...