Mustafa Elitaştan Lider Bahçeliye ağır sözler!

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, MHP lideri Devlet Bahçeli'yi 'Sen PKK'nın kaşığıyla, Öcalan mamasıyla beslenen bir bedbahtsın' sözleriyle eleştirdi."

AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "Ben sayın Bahçeli’ye diyorum ki bazı parti yetkililerinin ağzına filtre taksın. Hele bazı genel başkan yardımcıları var ki onların ağzına filtre de yetmez arıtma tesisi kurdursun. İstanbul’un ihtiyacı olan arıtma tesisi büyüklüğünde bir arıtma tesisi kurdursun" dedi.
 
Elitaş, düzenlediği basın toplantısında, 2011 seçimlerinden bu yana toplam TBMM Genel Kurulu’nda 282 birleşim gerçekleştirildiğini; Genel Kurul’un 1730 saat çalıştığını belirtti.
 
89 bin 755 sayfa tutanak tutulduğunu, ihtisas ve araştırma komisyonlarının 2639 saat çalıştığını, AK Parti’nin 61, CHP’nin 136, MHP’nin 87, BDP’nin 99 grup önerisi verildiğini kaydeden Elitaş, TBMM’nin çalışma saatlerinin büyük kısmının grup önerilerini görüşmekle geçtiğini belirtti.
 
Elitaş, hükümetin 502 kanun tasarısı sevk ettiğini, 24. Dönemde 3181 maddeden oluşan 262 kanun çıkarıldığını, bunlardan 173’ünün uluslararası anlaşmalar olduğunu kaydetti.
 
Son çıkarılan “Torba Kanun” ve TSK’nın 35. maddesinin değiştirilmesini de içeren tasarıyla ilgili bilgi veren Elitaş, “En çok üzüldüğümüz noktalardan birisi 24. dönemde siyasette üslubun ve seviyenin oldukça düşmesidir” dedi.
 
Yeni anayasada uzlaşılan 48 maddeyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına ilişkin MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’ın “biz hazırız, hodri meydan” dediğini aktaran Elitaş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamalardan bazı alıntılar yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Bakıyoruz ki sayın Bahçeli, grup başkanvekilinin sözünü düzeltircesine 48 maddeyle ilgili acele edilmemesi gerektiğini, erken, zamansız, gereksiz olduğunu ifade etmiştir. Hoş görülebilir, makul karşılanabilir ama sayın Bahçeli ne zaman bir metin okumaya kalksa, hakareti ve küfrü olağan bir söylem haline getiriyor. ‘Aşağılık, ihanet, satmak, peşkeş çekmekten’ başka hiçbir söylem bulamayan, kısır bir zihniyetin ürününden başka bir şey değil bu söylemler. Bir muhalefet partisinin genel başkanının yapması gereken eleştiridir, eleştiriyle beraber çözüm önerisi sunmaktır ama fikir üretemeyenler, maalesef sadece hakareti kendine ilke edinmiştir. Fikri olmayanlar, fikir üretemeyenler küfür üretirler. Genel Başkandan başlamak üzere genel başkan yardımcıları, grup başkanvekilleri dahil olmak üzere müthiş bir hakareti, edebiyat, söylem haline getirmişler, MHP’nin resmi dili haline getirmişlerdir. Manevi değerlerin ve hassasiyetlerin en yoğun olduğu bir dönemde hakaret ve küfürden başka söylemleri geliştirmek siyasetçinin görevleri arasında olmalıdır. ‘Edepsiz olanların ayıpları çok olur”, “Edep aklın suretidir” diyor Hz. Ali. ‘İnsanoğlu edepten yoksun ise o insan değildir zira insanoğlu ile hayvan arasındaki fark edeptir’ diyor Hz. Mevlana. Bugün bu edepsizliklere, hakaretlere, seviyesizce, ahlaksızca söylemlere karşı susuyorsak, Genel Kurul’da sakin davranıp sabrı birbirimize telkin ediyorsak, Hz, Ali’nin Hz. Mevlana’nın sözlerini kendimize şiar edindiğimizdendir. Yoksa her edepsizliğe karşı cevap bulunabilir ama buna terbiyemiz müsaade etmez.
 
Bir genel başkan yardımcısı çıkmış parti sözcümüze ağza alınmayacak hakaretler yapıyor. Hangi literatürde var böyle seviyesiz cümleler, böyle ahlaksızlık. Grup başkanvekillerinden birisi çıkıyor ‘sen git önce İmralı’da bebek katilinin avuçlarına bıraktığın haysiyetinin hesabın ver…’ Ne kadar haysiyetsiz bir cümle. ‘Sen PKK’nın kaşığıyla, Öcalan mamasıyla beslenen bir bedbahtsın...’ Yazıklar olsun. Ülkenin çözüm sürecinden rahatsız olanlar, ellerinden ekmeği alınanlar, şehit kanıyla beslenip bu ülkede siyaset yapmaya, rant elde etmeye çalışanlar, çözüm sürecinden rahatsız olmaktalar.
 
Ben sayın Bahçeli’ye diyorum ki bazı parti yetkililerinin ağzına filtre taksın. Hele bazı genel başkan yardımcıları var ki onların ağzına filtre de yetmez arıtma tesisi kurdursun. İstanbul’un ihtiyacı olan arıtma tesisi büyüklüğünde bir arıtma tesisi kurdursun. Bazılarının da ağzına filtre taktırsın. Milletin birlik ve beraberlik ihtiyacının zirveye ulaştığı dönemde birbirimizi hakaretlerle, küfürlerle yıpratmanın ülkeye faydası yoktur. Yaptığımız yollar, hastaneler, okullar, teknolojiyi ve çağdaş bilimi en iyi şekilde evlatlarımıza sunduğumuz süreçte bizimle yarışamayanlar, yaptıklarımızı hayal dahi edemeyenler, bize küfretmeyi siyaset zannediyorlar.”
 
-İmza kişinin bağıdır
 

“Bahçeli’nin her hafta grup toplantısındaki sadece küfür sözcüklerinden bir kitap çıkar” ifadesini kullanan Elitaş, MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’ın, bugün açıklama yaparak, 48 maddeyle ilgili “ben böyle bir şey söylemedim” dediğini aktardı.
 
Elitaş, “Basın toplantısında ‘48 maddeye varız, hodri meydan’ diyor. İmza, söz kişinin bağıdır. 12 grup başkanvekilinin imzasının bulunduğu teklifteki imzanın arkasında duramayanlar kendi sözünün arkasında nasıl durur? İnsan bu kadar zavallı duruma düşmemeli. Sayın Şandır herhalde bunu oruç ağzıyla, aç karna, bilmeden söylemiş değil. Grup başkanvekili kırk düşünecek bir söyleyecek. Sayın Şandır da kırk düşünüp bir söyleyenlerdendir. Belki Oktay Vural bir düşünüp kırk söyleyenlerden olabilir ama Sayın Şandır kırk düşünüp bir söyleyenlerden. Sayın Bahçeli ile herhalde konuşmuştur. Ne değişti ki birden bire sayın Bahçeli vazgeçti bu işten. Sayın Bahçeli hangi kutsal ittifakla, hangi gökkuşağı uzlaşmasıyla, koalisyonuyla vazgeçti bundan. Kimler baskı yaptı, kimler diretti?” sorularını yöneltti.
 
-CHP’de 4 farklı görüş var
 
Yeni anayasayla ilgili bir soruya, “Sayın Bahçeli’nin bakışıyla 2071’de de biz anayasa yapamayız” diye cevap veren Elitaş, 12 Eylül’ün işkence yaptığı, idam ettiği ülkücü gençlerin ahı olduğunu, onların ahının hesabını MHP’li yöneticilerin ödeyeceğini söyledi.
 
48 maddeyle ilgili CHP’de biri genel başkanı diğerleri de üç komisyon üyesi olmak üzere 4 farklı görüş olduğunu savunan Elitaş “Yeniden gözden geçirsek belki kendi aralarında 4-5 maddede uzlaşabilirler. Ama MHP’nin bundan vazgeçmesini anlamsız buluyorum. Demek ki bir gökkuşağı koalisyonu kurmuşlar ama kimle kurmuşlar o meçhul. 35. maddeye direnen, geçici 15. maddenin kaldırılmasını engelleyenlerle mi koalisyonu kurmuşlar onu iyi düşünmek, irdelemek gerekir” dedi.
 
Elitaş, “Tanıdığımız Bahçeli ile okuduğumuz Bahçeli arasında dağlar kadar fark var. Tanıdığımız Bahçeli kibar bir beyefendi, okuduğumuz Bahçeli hırçın, hakaret ve saldırmaktan, küfürden başka bir şey bilmeyen bir Bahçeli. Tanıyorum, Genel Kurul’da görüyorum beyefendi ama okuyorum farklı bir Bahçeli, üzülüyorum, sanki ikiyüzlü iki ruhlu gibi geliyor bana” diye konuştu