"Er meydanlarından çekilir oldum
Çorak iklimlere ekilir oldum
Eğilmek bilmezdim bükülür oldum
Sürer mi bu gaflet daha kaç sene
Uyanıp kendine dönmeyi dene…
Uyan durma uyan, uyumak nene"
Telafisi mümkün olmayacak bir seçimin arifesindeyiz. Bu seçimin telafisi yoktur. Herkes bu konuda hemfikir. Peki, siz seçiminizi neye göre yapacak, kararınızı neye göre vereceksiniz?
Bu seçimde kimin Cumhurbaşkanı olacağından ziyade, nasıl bir sistemle yönetilmek istediğimize karar vereceğiz. Dolayısıyla bir seçim değil referandumdur.
Saflar net, sınırlar keskin, diller sert…
Siz hangi safta duracaksınız?
İbn-i Haldun "Her akıl gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkâr eder." diyor.
Doğru karar için gösterilmeyenleri görmeye, duyurulmayanları duymaya istekli misiniz? Kararınızı kendi değerleriniz doğrultusunda verdiğinizden emin misiniz? Neye göre karar vereceğinizi gerçekten de biliyor musunuz? Narkoz etkisinde olmadığınıza inanıyor musunuz?
Narkoz etkisi, hastanın ameliyat boyunca kontrollü derin uyku halinde olması şeklinde yorumlanıyor.
Narkozun etkisi, genellikle operasyonun süresine göre hesaplanarak hastaya verilecek doz ayarlanmakta.
Anın muktedirleri medyanın ve kara propaganda tekniklerinin her türünü kullanarak narkoz etkisini istedikleri kadar uzatabilmektedirler!
Subliminal mesajlarla, manipülasyonlarla, spekülasyonlarla, Gençlerin kıvrak zekâsının ürünü(!) montaj video ve fotoğraflar yayarak bunların konuşulmasıyla narkozun dozu istendiği gibi ayarlanmaktadır.
“Biz gidersek PKK gelir, Ayasofya kapanır, memleketin bekası tehlikeye girer”…
Otoyollar, köprüler, hava limanları, TOGG, Savunma sanayi yatırımları…
Devletin normalde rutin olarak yapması gereken bütün faaliyetleri narkoz olarak kullanmakta bir sakınca görmediler.
Narkoz etkisiyle Türkiye’nin gerçek gündemi perdelenmektedir. Konuşulması istenmemektedir.
Partili Cumhurbaşkanlığı sayesinde beş yılda ülkenin durumunun nereden nereye geldiğinin konuşulması istenmiyor. Yabancı sermaye girişinin 200 milyar dolardan, 60 milyar dolara gerilediğinin, istihdam artışının 5,1 olması gerekirken 2,3’e gerilediğinin, 17 milyon kişinin ayda 1.774 lira ile geçinmek zorunda bırakıldığının konuşulması istenmiyor…
Mesela, 2018 seçimlerinde “24'ünde Siz bu kardeşinize yetkiyi verin Ondan sonra bu faizle, dolarla nasıl uğraşılır göreceksiniz” sözlerinin konuşulması istenmiyor. O gün dolar 4,5 lira düzeyindeydi, bu gün serbest piyasada 21 liranın üzerinde işlem görüyor. 2023 hedefi ihracat 500 milyar dolar, GMSH 25 bin dolar olacaktı. Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girecekti, 23. sıraya geriledi. Bunların konuşulması istenmiyor...
Kanuni Sultan Süleyman’ın “Bu gün borç alan yarın emir alır!” sözü kulak ardı ediliyor. Rusya’ya ödenmeyen doğalgaz borcu, Çarkı döndürmek için Arabistan ve BAE gibi ülkelerden gelen para, karşılığında neler verildiği, rekor düzeyde artan cari açık ve dış borç konuşulsun istenmiyor...
Ekonomik buhran, derin yoksulluk konuşulsun istenmiyor. Sosyal yardımlarla geçinmeye muhtaç olanların kat be kat artan sayıları konuşulsun istenmiyor…
Depremde kurtarma çalışmalarının geç başlatıldığı için hayatını kaybedenlerin sayısının artması, depremzedelerin içler acısı hali konuşulsun istenmiyor. Kevgire dönen sınırlarımızın, ülkemize dolan sığınmacı ve kaçak göçmenlerle demografik yapımızın bozulmasının konuşulması istenmiyor…
Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerde Google arama motorunda en çok “Turkish girl” yani, “Türk kızı” ifadesi yer alan aramalar yapılıyormuş. Bu ülkelerde kaçak yollarla sadece genç erkeklerin gelmesinin anlamı nedir? Bunların konuşulması istenmiyor…
Narkoz etkisi, aynı zamanda mankurtlaştırmadır! Kültürel kimliği kaybettirmedir. “Yardım almaya alışanlar buyruk almaya da alışırlar.”
Kültürel emperyalizm milletin millet olma vasıflarını yitirmelerinin yolunu açar. Yozlaşarak yok olmaya zemin hazırlar.
Ey Türk evladı!
Gün sorumluluk alma, geleceğe sahip çıkma günüdür. Gün karar verme günüdür. Türk tarihinin hiçbir döneminde rastlanmayan “Tek adam!” için mi, yoksa demokrasi için mi oy kullanacaksın? Kararını ver, geleceğine sahip çık. Yarından sonra “keşke” demenin bir anlamı kalmayacak.
Bu seçim Türk’ün varoluş ve yok oluş mücadelesidir. Silkelen ve kendine gel! Uyan, uyanmak fark etmektir. Kurtul narkoz etkisinden uyan ve kendine dön!
"Kalk, doğrul yerinden, yürü geç öne
Uyanıp da kendine gelmeyi dene"