Ülkemiz bir uçuruma doğru gidiyor. İktidar kitleleri büyülemiş, iletişim araçları elinde, algı yönetimini çok iyi beceriyor, toplumun bir bölümünü iaşeye bağlamış, seçime doğru seçim yatırımları da gündeme gelecek. Hepsinin fevkinde, hükümetin elinde din gibi itiraz edilmesi zor bir silah var. Bu silahı mızraklara takılmış Kuran gibi kullanmaktan çekinmeyeceği de ortadadır.
Millet gerçekleri göremeyince AKP tekrar iş başına geldiğinde yarım kalan işlerine devam edip hem Türkiyeyi dönüştürecek hem de bölücülük kutsanacak hatta hak olarak görülecek.
Daha da önemlisi Türkiyeyi sözde Kürt sorununa müdahale bahanesiyle uluslar arası bir kumpasta bekliyor.
Bu şartlar altında muhalefetin işi zor, bunun farkındayız.
Ancak şu an itibarı ile AKPnin tek alternatifi konumunda bulunan MHPnin bu gidişe dur diyecek bir hamle içinde olmadığını görüyoruz.
Bazı ilçe teşkilatlarının astığı pankartlar, bazı parti yetkililerinin meclis açıklamaları, Genel Başkanın Salı toplantıları ile arada bir çıktığı seyahatlerde söyledikleri, Oktay Vuralın tam isabet şovları alternatif oluşturmaya toplumun ilgisini çekmeye yetmemektedir.
Muhalefet olmak başka şey alternatif olmak başka şeydir. Alternatif olmak için seçim dönemlerinden önce sahada olunmalı toplumun bütün kesimleri ve dertleri ile ilgilenilmeli ve bütün konularda ortaya teklifler sunulabilmelidir.
Eğer bunlar yapılırsa seçim sath-ı mahaline girildiğinde muhalefet partisi alternatif haline gelmiş olacaktır.
Hiçbir muhalefet partisi sadece bazı konularda örneğin sadece milli birlik ve beraberliği işleyerek iktidar olamaz. Milli birliğimiz elbette önemlidir ve önemli olacaktır. Ancak her kesimin bizler kadar duyarlı olamayacağı ve tehlikeyi göremeyeceği ise aşikardır.
Bu sebeple özellikle MHP şimdiye kadar mahalle, belde, ilçe il ve genel merkez bazında tam faal olmalı, bu faaliyeti evlere kadar inmeliydi.
Şimdiye kadar camilerin çay ocaklarına en az üç tane milliyetçi gazete girebilmeliydi, ev toplantıları yapılmalıydı, bayanlar evlerde düzenlenen günlere Kuran tilavetlerine katılmalı sohbet ortamlarını değerlendirebilmeliydi.
Şimdiye kadar orta öğretim, yüksek öğretim ve mahallelerde gençlik teşkilatları gençler üzerinde bir sempati oluşturabilmeliydi.
Şimdiye kadar her birimde seminer, sempozyum, konferans, gece gibi faaliyetler sıkça tekrarlanmalıydı. Bu faaliyetlerden biri bitince bir diğeri gündeme gelmeliydi.
Şimdiye kadar söz konusu çalışmalarda eğitim, uyuşturucu, milli güvenlik, manevi hayat, dış politika, ekonomi, iş güvenliği, işsizlik, tarım ve başkaca toplumun bütün sancıları ele alınmalı, işlenmeliydi.
Öyle işlenmeliydi ki, hükümetin bu alanlarda yanlışlıkları dile getirilirken alternatif projeler de hemen ardından dillendirilmeliydi.
Bütün bunlar yapılsaydı, iktidarın elinde ki silahlar çoktan alınmış olurdu.
Bizim toplumumuz bir lider toplumudur. Bu kabul etmemiz gereken bir olgu olarak ortada duruyor. Ortada ki lider sunumu mücadelesinde fos liderler alternatifsiz lider olarak topluma sunulabilirken MHP liderini dahi topluma sunamamaktadır.
Zira hiçbir insan diğer bir insan ile aynı vasıflarla kıyaslanamayacağı gibi liderlerde aynı vasıflarla kıyaslanamaz. MHP yönetimi o kadar tembel ki, kendi liderinin olumlu vasıflarını bile sunup bir algı oluşturamamaktadır.
Genel seçim yaklaşırken AKPnin ve CHPnin kaybedeceği her oyun adresi olması muhtemel bir partinin ilçe ve il kongreleri yapılıyor ise bu salonların gövde gösterisi alanı haline gelmiş olması gerekmez miydi?
Yapılacak olan Genel Kurul salonunun gövde gösterisi alanı haline gelmesi gerekmez mi?
Genel merkez ve lideri sonuna kadar savunan arkadaşlar için özellikle söyleyeceğiz. Biz lidere değil anlayışa muhalifiz. Bu anlayış ile ancak iki adım ileri bir adım geri gidilebilir, başka da mesafe alınamaz.
Anlayışı değiştirip her konuda alanda olunmadığı müddetçe Devlet BAHÇELİ ile de başka bir lider ile de başarılı olmak mümkün değildir.
Acı ama gerçek budur; Dost acı söyler!
Eğer anlayış değiştirilirse ve özetle dile getirdiklerimiz itinalı bir şekilde uygulanırsa lider değişse de değişmese de başarılı olunacaktır.
Tatlı ama gerçek budur; Dost tatlı da söyler!