4. Yasama yılının son haftasında TBMM’nin gündemi çok yoğun devam ederken İYİ Parti İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu Gündem Dışı söz alarak “Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi”nin üç yıllık değerlendirmesini yaparak çok ağır eleştirilerde bulundu.
2004 MGK Kararına Rağmen Devlet FETÖ İlePaylaşıldı
21'inci yüzyıla büyük umutlarla gilimesine rağmen her geçen yılın daha kötüye gittiğini ifade eden Nuhoğlu, Kuzey Irak'ın Süleymaniye şehrinde Türk askerinin başına çuval geçirilmesiyle başlayan; Habur, İmralı, Oslo, Dolmabahçe süreciyle devam eden, bu arada "çözüm süreci, Kobani, 'Megri Megri'" diyerek Türk Bayrağı'nın dalgalandığı Türk toprağındaki Süleyman Şah Türbesi'nin kaçırılarak sınırımıza kadar getirilmesi hafızalarda canlılığını korumaktadır. Devletin yönetimi, 2004 yılı Millî Güvenli Kurulu kararına rağmen, FETÖ terör örgütüyle paylaşılınca 15 Temmuz darbe girişimi kaçınılmaz olmuştur. Bunun sonucu, devlete sızmaları önlemek amacıyla rejim değiştirilerek bütün yetkileri tek kişide toplayan partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmiş olduğunu belirterek bu sistem Türk Milleti tarafından benimsenememiştir” dedi.
Kurucu İradeden İntikam Alırcasına Devlet Yağmalanıyor
Darbe girişimi sonucu, beka gerekçesiyle yüz yıla yaklaşan deneyimler ve devletin kuruluş felsefesi yok sayılarak kurumsal yapının ortadan kaldırılarak rejimin değiştirildiğini belirten Nuhoğlu, kurucu değerlerden ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarından intikam alırcasına değişiklikler yapıldığını belirterek tek adama yakınlık ve biat ölçüsünü esas alan sistem kuruduğunu ifade eden Nuhoğlu “Kurumsal yapı içinde denetleme sistemi çökmüş, yürütmeyle birlikte yasama ve yargı tek adama bağlı çalışmaya başlamıştır. Paralel devlet yapılanmasından kurtulmak yerine, hiçbir hukuki ve ahlaki yaptırımın kalmadığı yeni paralel yapılar ortaya çıkmıştır. Üstelik, kamu kaynaklarını yağmalamaya yönelik helal ve mübah ölçüleri geliştirilmiştir.” Diyerek sözü Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemine getirdi.
Parlamenter Sisteme Geri Dönülmelidir
Ekonomik açıdan yapılan vaatlerin, verilen umutlarınhep oy almaya ve geçim derdiyle boğuşan Türk halkını istismar etmeye yönelik algı operasyonlarından öteye geçemediğini ifade eden Nuhoğlu “Yerli otomobil fabrikalarından uçak fabrikalarına, hatta uzaya yapılacak yolculuklara petrol ve doğal gaz keşifleri diye eklenmiş ama muhterem halkımız geçim derdinden kurtulmak bir yana, her defasında yeni zamlarla daha kötüye gitmiştir. Vaatleri kapsayan bütün planlar 100'üncü yılda "2023 Lider Ülke Türkiye" sloganıyla takdim edilirken kastedilenin ne olduğu anlaşılmaya başlanmıştır. Bütün ideolojik, felsefi, iktisadi, hukuki anlayış ve uygulamaların tek partiye hasredilmesi, parti ile devletin geleceğinin eş anlamlı olarak zikredilmesi parti devletinin kurulmakta olduğunu göstermektedir. Ne var ki üç yıllık tecrübe sonucu, Türk milletinin partili tek adam rejimini benimseyemediği anlaşılmaktadır. Geçmişte görülen eksikliklerin giderilmesiyle yeniden parlamenter sisteme dönüş sağlanması gerekli hâle gelmiştir. Böylece, kuvvetler ayrılığının yeniden tesis edilerek Türkiye Büyük Millet Meclisine itibar kazandırılması, yargı bağımsızlığının sağlanması, yürütmenin başının Cumhurbaşkanı değil başbakan olması gerçekleştirilmelidir.” diyerek nasıl bir cumhurbaşkanı olunması gerektiği Atatürk’ten ve Anayasa Profesörü Ali Fuat Başgil’den alıntı yaparak açıkladı.
İşte o Acıklama;
“Milletin ve devletin geleceği açısından nasıl bir Cumhurbaşkanı olması gerektiğine açıklık getirmek için merhum Anayasa Profesörü Ali Fuat Başgil'in ders kitaplarında yer alan bir sözünü hatırlatmak istiyorum: Diyor ki: "Aktif politika devlet reisinin değil, başbakanın ve bakanların rolüdür. Devlet reisine düşen, politika dışında siyasi fikir gruplarının üstünde kalmaktır. Bu şartı yerine getiremeyen ve siyasi ihtiraslar çarpışmasında taraf tutan bir devlet reisi faydalı olmak şöyle dursun, milletin selameti için tehlikeli olur. Başgil'in dediği gibi devletin başı Anayasa'ya ve ettiği yemine göre tarafsız olmak zorundadır. O hâlde Cumhurbaşkanı partili olamaz, olmamalıydı. Şimdi bu yanlıştan dönme zamanıdır, hükûmet Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkmalıdır.” diye konuştu.
Nuhoğlu “Tek Adam Giderse Devlet Gider”Sözüne Atatürk’le Cevap Verdi
Nuhoğlu “Meclisin önemini anlatabilmek için Atatürk'ün Meclisle ilgili bazı sözlerini hatırlatmak istiyorum. "Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin asırlar süren arayışlarının özü ve onun bizzat kendisini idare etmek şuurunun canlı bir timsalidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin haricinde hiçbir makam millî mukadderata hâkim olamaz. Cumhuriyette son söz millet tarafından seçilmiş Meclistedir ve millet adına kanunları yapar. Meclis, hükûmete güvenoyu verir veya düşürür. Millet, vekillerinden memnun olmazsa belli zaman sonra başkalarını seçer."
Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin tek adamı giderse devletin yok olmasından bahsedenlere, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Atatürk'ün "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." sözünü hatırlatmak isterim. O, bu sözlerle Türk milletine olan güvenini ve inancını ortaya koymuştu; takdirle, şükranla ve rahmetle anıyorum. Onun ortaya koyduğu kurucu iradeye ve rejime sahip çıkmak için bu kürsüden yemin eden 27'nci Dönem milletvekilleri ile bütün Türk milletini güçlü bir şekilde destek vermeye davet ediyorum.” Diyerek sözlerini tamamladı.