Kılıçdaroğlu, Suriye’deki gelişmelerle ilgili, “Türkiye’nin gidişatından, Suriye’de muhaliflere verilen silahların yarın PKK’ya geçmesinden çok endişeliyim. Türkiye kesinlikle ve hiçbir şekilde komşularına yönelik bir savaşa girmemeli. Bu coğrafyada savaşç, intiharın bir başka şeklidir” dedi.Türkiye’nin adım adım savaşın içine çekilmek istendiğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Hükümetin çekilmesi gerekir
-“Hükümet bunları görmezden geliyor. Türkiye’de bir hükümet boşluğu var, yönetemeyen, olaylara teslim olmuş bir hükümet. Tek bir kişinin, Başbakan’ın dediğine odaklanmış, bakanların işlevsiz kaldığı bir model. Bu demokrasi için ciddi tehlikedir. Düşünün Sayın Başbakan bile artık çaresizliğini ifade ediyor. Bir de çıkıp ‘Çözümünüz var mı, varsa getirin’ diyor. Çünkü kendi çözümü yok. Çözüm arıyor Sayın Başbakan. Ne yapacağını bilmediği için böyle konuşuyor. Hükümetin gelişmelere, olaylara teslim olduğunun göstergesidir bu. Aslında bu tablo karşısında hükümetin çekilmesi gerekir. Bakın Papandreu, ‘Ekonomiyi yönetemedim’ diyerek çekildi. Demokrasi boşluk kaldırmaz. Boşluğu doldurma yolları da belli, halka gidersin. Çareyi medyayı susturmakta bulamazsınız. Bir İçişleri Bakanı, ‘O yazıyı ağzına tıkarım’ diyemez, bunu Hitler bile dememiştir. Bu kişi hâlâ bakan koltuğunda oturuyor. Başbakan da ‘Atın o yazarları’ diyor. Bunlar teröre çare olsa, tamam yapın ama çare değil.
O silahlar PKK’ya geçebilir
-Suriye politikası maalesef PKK’yı güçlendiren bir çizgide ilerliyor. Çok ciddi endişelerim var.
Birincisi, Suriyeli muhaliflere verilen silahların yarın PKK’nın eline geçmesidir. Bunu Irak’ta yaşadık. Ortadoğu’da kimin, ne zaman saf değiştireceği belli olmaz. İkincisi, diğer komşularla da ilişkiler çok gerildi. İran tehdit ediyor, Irak hükümeti ile çatışmaya girildi, o ülkenin Kırmızı Bülten’le aranan bir siyasi ismini Türkiye’de tutuyorsun. Türkiye ilk kez mezhep bazında dış politika üretiyor.
Türkiye ile Haçlı politika
-Çok üzüldüğüm bir nokta da Müslümanların birbirini kırdığı, birbirine kırdırıldığı politikalara ortaklık etmek. Maalesef Batı’nın Ortadoğu’daki Haçlı politikaları bu kez Türkiye ile yürütülüyor. Müslümanlara kırım getiren bu politika Batılı egemen güçlerin talebi. Talebi yerine getirme görevi ise AKP hükümetine verildi.
Uzlaşma Komisyonu kurulsun
-Gaziantep’te patlayan bomba, ardı ardına gelen şehit haberleri... Biz böyle bir ortamda ‘Liderler bir araya gelsin’ dedik, kabul edilmedi. ‘Meclis toplansın’ dedik, kabul edilmedi. Son olarak da ‘Komisyon kuralım’ dedik. Her partiden sorunun çözümüne katkı sağlayacak değerli isimler var. Onları görevlendirelim, ‘Uzlaşma Komisyonu’ olsun. Meclis’te grubu bulunan partilerin eşit sayıda katılımıyla oluşturulacak, iktidar dayatmasına maruz kalmayacak bir komisyon.”