Bazı öğretmenlerin öğrencilerini adına, memleketine, mezhebine ve ideolojisine göre ayırım yaptığını, ona göre muamele yaptığını duyuyorum ve çok üzülüyorum. Ben 1970'li yıllarda, anarşinin en yoğun olduğu dönemde öğretmenlik yaparken karşıt görüşlü öğrencilerin hakkını fazlasıyla vermek için özel dikkat gösterirdim. "Öğretmenim bana düşüncemden dolayı hakkımı vermedi" demesini istemezdim. Onların kişiliğine saygı duyar ve düşünce farklılıklarını fıtratın gereği görürdüm. Böyle düşünmemin yararını da gördüm. Emekli olduktan sonra dört yıl Kavram Meslek Yüksek Okulu müdürlüğü yaptım. Yüksek Okulun öğrencilerinin üçte biri Güneydoğuluydu. Bu çocukları PKK saflarına katılmadıkları için takdir eder, özel ilgilenir ve sınıflarını geçmeleri için elimden gelen çabayı gösterirdim. Onlar da benim milliyetçi olduğumu bilirlerdi. Öğretmen, hangi düşüncede olursa olsun bütün öğrencilerini kucaklayabilen kişidir.