Oğuzhan isminde birisi İYİ PARTİ'den istifa etmiş
Sayın Oğuzhan efendi; (Oğuzhan Hasar değil elbette)
İYİ Parti'den istifa edeceğini ve aynı anda bir başka partiye geçeceğini söylemen; bugün boşananın yarın bir başkası ile evlenmesi gibi bir şey. Ve böyle bir durumda Türk insanının aklından ne geçer; var sen düşün.
...
Yaptığın etik olmadığı gibi gittiğin yere de itibar sağlamaz. Seninkisi bir kişilik sorunu, hatta bozukluğudur. Belli ki bir operasyon sürecinin parçasısın. Bir partiden istifa edip, geldiğin partiye tekrar geri dönmenin fikri bazda gerekçesinin oluşması için geçmesi gereken süreç kesinlikle yeterli değil, insanları ikna edemezsin. Bu anlamda sadece sen değil, senden önce gidenler de aynı durumdalar.
...
Senin dirhemin ne yapar, özgül ağırlığın ne ki; vermiş olduğun kararın bir anlamı olsun. Çık ortaya, delikanlıca de ki; "Bir ülkücü olarak bu partide de umduğumu bulamadım" de; başımızın üstünde yerin olsun. Hala üyesi olduğun partiden henüz istifa etmemişken bile; bir başka siyasi partinin genel başkanına "Sayın Genel Başkanım" diyorsan, tekrarlıyorum; bu olsa olsa bir kişilik bozukluğudur.
Güle güle, yolun açık olsun.
''Anın ruhu''
Demek ki bir devletin başbakanı veya devlet başkanı; öyle durumlar olur bir başka ülkeye jest olsun diye bayrağını sallayabilir miş. Aynen Japon başbakanının Türk bayrağını sallamasında olduğu gibi.
...
Rahmetli Barış Manço'nun Japonya'da verdiği konserde; Japonya Başbakanının büyük bir sevgi ve muhabbetle bir elinde Türk bayrağı diğer elinde Japonya bayrağını sallayarak müziğin ritmine eşlik etmişti. Şimdi Erdoğan'ın zamanında ABD başkan yardımcısını Ankara'da ağırlayan ve nezaketen elinde ABD bayrağını sallayan İnönü'yü ayıplamasında olduğu gibi; bahsi geçen konserde Türk bayrağını sallayan Japonya başbakanı yanlış bir şey mi yapmıştır; asla. Her Türk o günkü manzara karşısında gurur duymuştur. Burada önemli olan "Anın" ruhunun ne olduğudur.
Bu vesile ile rahmetli Barış Manço'un ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Sol ile kavgamız...
Türk milliyetçilerini sürekli sol ile kavgaya çekerek veya iterek; doksan yıllık cumhuriyet değer ve kazanımlarına karşı savaşa hazırlanan güruhu dikkatimizden kaçırdılar. Bunu ne adına yaptılar; ortak yanımız aynı safta namaz kılıyoruz diye.
Peki kıldık da ne oldu; ne olduğunu bugün çoğumuz yaşayarak anlamakla bilikte; onlarla cehennemde aynı koğuşa düştüğümüzde daha iyi anlayacağız.
Halil Konuşkan Hocam'dan naklen
Papaz'ın serbest kalmasına binaen Halil Konuşkan Hocam'dan naklen.
"Kahveye gittim. Gelmediler. Birini biraz evvel yolda gördüm. Öyle veya böyle yine biz kazanacağız. Önemli olan o dedi, iyi mi?"
...
Halil Hocam başka şeyler düşünebilmeleri mümkün mü.
İlk önce "Azatlık kabul etmeyen iflah olmaz köleliği" red edebilmeleri lazım, nerede. Hak etmediği menfaatlere itiraz etmesi; yani Allah korkusunun olması lazım, nerede. Kitap okuması, tefekküre dalması, muhakeme yapması; yani biraz akıl olması lazım, nerede.
...
Dolaysıyla edindiği bilgileri içselleştirip bilgi ve donanımın sağladığı öz güven ile hesap sorabilir olması lazım, nerede; o da yok.
...
Hocam un yok, şeker yok, yağ yok ama helva istiyorsun. Hocam yapacak bir şey yok, mahalle de birisinin ölmesini bekleyeceksin
Papaz gitti Dolar düşecek mi?
Evet, Papazla dolar krizi yönetildi. Şimdi de ekonomik krizi yönetmek etmek için bir hahama ihtiyaç var.
...
İlk önce Papaz üzerinden ekonomimiz vurulmak isteniyor dendi ve "Ver Papazı, al Papazı" veya "Bu fani burada olduğu sürece, o papazı alamayacaksınız" dendi ve böylece Papaz mevzusu siyasallaşmış oldu. Bu şartlarda hiç bir hakimin muhteremin arzusu dışında karar vermesi mümkün olamazdı.
...
Doların ateşi düşünce "Krizin Papaz ile ilgisi yoktur" denilip, Mckeynes görüşmeleri süreci de yaşanınca, bu sefer muhterem ilk iddiasından vaz geçip, yargı sürecinin muhteremin yeni arzusu doğrultusunda tamamlanması istendi. Artık Rahip serbest bırakılmalıydı.
...
AKP'nin bu ülkeye verebileceği bir şey kalmamıştır. Yönetememe sorunu had safhada. Dolayısıyla, kontrollü olaylarla yönetme usulu yine bir başka sorunun tetikleyicisi oluyor. Şimdi söz konusu Papaz'ın yargılanması süreciyle ilgili olarak; bırakalım kendimizi, dış dünyada bıraktığımız intiba; yargımızın dibine kadar siyasallaşmış olmasıdır.
...
Bu arada Rahip serbest kalınca Trump "Rahip Bronson için çok çalıştık" dediğini de unutmayalım.
Siyasi ''Konbin''
Devletin bekası adına (Güya, ama hiç inanmadım) kayıtsız şartsız Sarayın arkasında duran MHP'nin önerisi ile "Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları"na kaç tane ülkücü isim atanmıştır. Veya MHP'yi kayda değer görüp, fikri alınmış mıdır.
...
Bunu sorgulamama sabrı aslında bir zulümdür.
Şunun cevabı verilsin artık; devletin bekası için mi, yoksa ahmaklığın gereği için mi Saray'ın arkasında kayıtsız şartsız duruluyor.
Devletin bekası içinse; Saray niçin senin camiana ait bir isme değer verip, güvenerek bir makama layık görmez. Eğer Saray''Güvenilmez'' şablonunu senin üzerine oturtmuşsa; sana ne veriyor ki; koruması altındasın.
7 Haziran'da azınlığa düşmüş AKP hükumetini o günden bu güne desteklediğine göre; niçin AKP ile bir "Kombin" yapıp, kendini Cumhurbaşkanı yardımcısı, bir iki bakanı, bakan yardımcısını, daire başkanı ve genel müdürü ülkücüden seçtirmediniz.
...
Yerel yönetimler için uygun gördüğün "Kombin"i niçin genel yönetim için düşünmezsin.
soralmehmet@hotmail.com