Kanser hepimizin korkulu rüyası. Nerede ise hemen hemen bir ailede ya da yakınında kanser hastası var. Günümüzde bu ne yazık ki daha da arttı. Bu ay meme kanseri farkındalık haftası olarak kutlanıyor. Elbet pek çok yayın, bildiri var ama çorbada bizim de tuzumuz olsun diye sevgili Doçent Dr. Gülten Sezgin ile bir söyleşi yapalım dedik...
1-Okuyucularımıza sizi biraz tanıtalım mı?
*Kayseri Fen Lisesi’nin ardından, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1997 yılında mezun oldum. Birkaç yıl memleketin farklı bölgelerinde pratisyen hekimlik icra ettikten sonra 2001-2005 yılları arasında Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde radyoloji ihtisası yaptım. 2007 yılından bu yana İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışmaktayım. Bu tarihten itibaren kendimi Meme Radyolojisi’nin içersinde buldum. Severek çalıştığım bu alanda, hasta takibinin yanısıra pek çok uzmanlık öğrencisinin eğitimine katkıda bulundum. 2021 yılında doçentlik ünvanını elde ettim. Veterinerlik 4. sınıf öğrencisi bir kızım, üniversite sınavına ‘mezuna kalarak’ hazırlanan bir oğlumla yoluma devam ediyorum.
2-Meme kanseri haftası olarak Ekim ayının seçilmesinin bir nedeni, öyküsü var mı?
*Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla 1-31 Ekim Ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak belirlenmiş. Ekim ayı, yaz rehavetinden kurtulup farkındalıkların arttığı bir aydır. Sanırım onu dikkate aldılar...
3-En çok hangi yaş aralığında görülüyor? Gençler ya da ileri yaşlar... hangi grup rahat olmalı?
* Avrupa ülkeleri, Amerika ve Kanada’da daha ileri yaşlarda görülmeye başlanmakla birlikte Türkiye'de 40'lı yaşlarda görülmeye başlamakta. Yaş ilerledikçe sıklığı artıyor. Ortalama %12 düzeyinde. Daha yaygın tabirle sekiz kadından birinde görülmekte.
3-Evli olup çocuk sahibi olan, yani emziren annelerde görülme sıklığı nasıl?
*Doğum yapmak ve emzirmek östrojen maruziyetini azalttığı için görece riski azaltır. Ancak meme kanseri multifaktöriyel bir hastalıktır. Sadece doğum yapıp emzirmek korunmak için yeterli değildir.
4-Ailede kanser öyküsü olanlar daha mı risk grubunda?
*Ailede birinci derecede akrabalarda meme kanseri bulunanlarda %10-15 daha sık görülür. Diğer kanserlerin oluşu da görece riski artıran bir durumdur.
5-Meme kanseri önlenebilir bir kanser midir? Belirtileri nelerdir? Korunmak için neler yapabiliriz?
*Meme kanseri, taramaya müsait bir kanser türüdür. Bu nedenle taramalarla oldukça erken evrede yakalanabilir. Yaşam beklentisi yüksek olan meme kanserleri daha sık görülmekte olup erken tanıda tam kür sağlanabilir. Bunun dışında, kilo kontrolü, hareketli yaşam, sebze-meyveden zengin beslenme, sigara-alkol bağımlılıklarından uzak durma, korunma için yapabileceklerimiz içerisindedir. En önemlisi de bu ayın anlam ve önemine uygun olarak, meme kanserinin sık görüldüğünü bilerek, kendi kendimizi yoklamak, dinlemektir.
Belirtileri ise ele gelen kitle, AĞRI, meme ucunda çekinti, meme ucundan kanlı akıntı, meme cildinde kızarıklık ve kalınlaşma, koltuk altında kitle vb. gibi olabilir ya da hiçbir belirtisi olmayabilir. Bu nedenle tarama önemlidir.
6-Hep kadınlar mı riskli, erkeklerin bu dert ile ilgisi yok mu?
*Ne yazık ki onlarda da var. Ancak erkeklerde görülme sıklığı %1'in altındadır. Fakat rutin bir tarama olmadığı için ve anatomisi gereği daha geç evrelerde tanı alır. Ancak kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmekte.
7-Uzun zamandır bu işle iştigal eden bir hekim olarak unutamadığınız ve sizi etkileyen bir mamografi çekimine gelen hasta öyküsü var mı?
*Unutamadığım ve günlük, haftalık modumu etkileyen-olumlu ya da olumsuz- çok hasta öyküsü var. Yakın dönemde mamografi çekimini kabul etmeyen, sadece ultrason yaptırmak isteyen 40 yaşlarında, hiçbir şikayeti olmayan bir hastaya, memede görüntüleme yöntemlerinin birbirini tamamladığını, halihazırda asıl tarama yönteminin mamografi olduğunu, raporumun sonuna, önerildiği halde, kendisinin mamografiyi kabul etmediğini ekleyeceğimi söyledim. Bunun üzerine mamografi çektirmeye karar verdi ve çoğunlukla sadece mamografide gördüğümüz, erken evre meme kanseri ile uyumlu kireçleme odakları var idi. Sadece operasyon ve radyoterapi ile kurtuldu, kemoterapiye gerek kalmadı. Hastaneye her uğradığında, teşekkür etmek için bana da uğruyor.
8-Bir radyoloji uzmanı olarak hanımlara ne önerirsiniz? İlk ne zaman ve ne sıklıkla mamografi çektirsinler? Nerelerde çektirebilirler, ücreti var mı? Sosyal güvencesi olmayanlar da çektirebilir mi?
*Tarama yaşı 40'ta başlıyor. 40-69 yaş arası her kadın KETEM denilen birimlerde ve mamografi çekimi yapılan her hastanede mamografi çektirebilir.
KETEM'lerde devlet ve üniversite hastanelerinde çekimler ücretsizdir. Risksiz olgularda iki yılda bir, riskli olgularda yılda bir mamogram önerilir. Özellikli vakalara kişisel yaklaşımlar yapılır. KETEM’lerde sosyal güvencesi olmayanlar da taranmakta.
9-Tarama can acıtıcı, korkulacak bir şey mi?
*Mamografi çekiminin en büyük handikapı baskı uygulanmasıdır. Kişisel hassasiyet farklılıkları mevcut olmakla birlikte, daha az acı hissedilmesi için adet görenlerde adetin 7 ile 14.günleri arasında çekime gelinebilir. Faydaları düşünüldüğünde tolere edilemeyecek bir tetkik değildir. Tek yapılması gereken ise bir, iki dakika sabır.
10-Neden Pembe kurdele?
*Pembe kurdele, meme kanserine karşı verilen mücadelede bir sembol haline gelmiş olup, hastaların, yakınlarının ve toplumsal kuruluşların bu hastalıkla ilgili farkındalık yaratmak için desteklerini ifade eder.
Ayrıca, kanser tedavisi gören kişiler için de bir dayanışma simgesi olarak görülür ve meme kanseri taramaları, erken teşhisin önemi ve tedavi süreci hakkında bilgi vermek için kullanılır.
11-Kendi kendine meme muayenesine nedir, ne zaman başlanmalı ve nasıl uygulanır?
*Kadınların kendi kendine meme muayenesine 20 yaşından itibaren başlayarak ömür boyu devam etmeleri önerilir. Herhangi bir kitle veya anormal durum fark edilirse, en kısa sürede doktora başvurulmalıdır. Benim gördüğüm en büyük yanlışlık, meme dokusunun parmaklar arasına alınarak yoklanmasıdır. Bu şekilde her doku, kitle şeklinde algılanabilir.
Kendi kendine muayene, adet görülmüyorsa herhangi bir dönemde, adet görülüyor ise ilk haftanın sonunda, 2-3 ve 4. parmakların ucuyla yapılmalıdır.
12-Sosyal medyada yer aldığı gibi mamografi bazı ülkelerde yasaklandı mı?
*Hayır yasaklanmadı. Bunu bizzat bu ülkelerdeki meslektaşlarımızdan öğrendik. 1960’lı yıllardan beri ulusal tarama programları yapan bu ülkelerde, yeterli bilinç oluşması, belki ekonomik nedenlerden ötürü, tarama programlarının askıya alınması söz konusu.
13-Yıllardır bu işin içinde etkin ve yetkin bir hekimsiniz. Son olarak ne söylemek istersiniz?
*Meme kanseri ile mücadelede en önemli adım, kendinize zaman ayırmaktır. Yoğun günlük hayatınızda, sağlığınızı ihmal etmeden düzenli kontrollerinizi yapmak ve kendi vücudunuzu tanımak, meme kanserinin erken teşhisinde kritik bir rol oynar.
Erken teşhis, tedavi sürecini büyük ölçüde kolaylaştırabilir ve başarı şansını artırır. Kendinize ayıracağınız birkaç dakika, hayatınızı kurtarabilir. Unutmayın, sağlığınız her şeyden önce gelir ve bu sürecin en önemli destekçisi sizsiniz. Kendinize değer verin, kendinize zaman ayırın. Burada erken tanı, hekimler arasında radyoloğun işidir. Radyologların da hep alert ve algıları açık kalabilmesi şarttır.