Milli Eğitim Temel Kanunu ile belirlenmiş olan Milli Eğitim Sistemi, “Örgün Eğitim” ve “Yaygın Eğitim” olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır.
Örgün Eğitim; Belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre hazırlanmış programlarla, okul çatısı altında düzenli olarak yapılan eğitim ve öğretimdir. Örgün eğitim, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yüksek öğrenim kurumlarını kapsar.
Yaygın Eğitim; Örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerini tümünü kapsar. Yaygın eğitimin özel amacı, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, örgün eğitim sistemine hiç girmemiş olan veya herhangi bir kademesinde bulunan ya da bu kademeden çıkmış vatandaşlara örgün eğitim yanında veya dışında okuma yazma öğretmek, eksik kalan eğitimlerini tamamlamamaları için sürekli eğitim olanakları hazırlamaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından açıklanan "Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2020-2021" verilerine göre, Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde, 9 milyon 352 bin 605'i erkek, 8 milyon 733 bin 338'i kız olmak üzere toplam 18 milyon 85 bin 943 öğrenci örgün eğitim alıyor. Öğrencilerden 15 milyon 194 bin 574'i resmi, 1 milyon 310 bin 605'i özel ve 1 milyon 580 bin 764'ü ise açık öğretim kurumlarında okuyor.
Açılımı "Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı" olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler halinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır.
PISA'nın temel amacı, öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgi ve becerileri gerçek hayattaki zorlukların üste sinden gelmek için kullanma becerilerini ölçmek ve öğrenme isteklerini, derslerdeki performanslarını ve öğrenme ortamları ile ilgili tercihlerini daha açık bir biçimde ortaya koymaktır.
PISA'da zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; matematik okuryazarlığı, fen Bilimleri okuryazarlığı ve okuma becerileri konu alanlarının yanı sıra, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır.
PISA 2022 araştırmasına katılan ülke sayısı 2018'den bu yana 79'dan 81'e yükseldi.
En son değerlendirme 2018 yılında yapılmıştı; son açıklanan 2022 sonuçları pandemiden beri yapılan ilk değerlendirmeyi içeriyor. 81 ülke ve bölgede, okuma, matematik ve fen (bilim) seviyelerinin değerlendirildiği 2022 PISA araştırmasında Türkiye matematikte 39, fende 34 ve okumada 36. sırada yer aldı. Singapur tüm alanlarda birinci, Çin ikinci ve Tayvan üçüncü oldu.
2018'e göre Türkiye'nin matematikteki puanı sabit kaldı, okumada 10 azaldı, fende ise 8 arttı. Türkiye her üç alanda da 2018'e göre daha üst sıralarda yer alsa da ülke olarak hedeflediğimiz noktalara ulaşamıyoruz.
Eğitim sistemimizdeki sürekli yap bozlar ve sonradan yasa ile ortaöğretim öğrencilerine çıkartılan açık öğretim sisteminden dolayı eğitim seviyemizi yükseltemedik. Özellikle lise son sınıflarda ve salgın döneminde açık liselere geçişin hızlandığı görüldü ve açık liselerin amacından saptırılarak örgün eğitime alternatif olduğu yönünde yanlış bir algı oluşturuldu.
Eğitim sistemimizdeki bu yanlış uygulamadan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), örgün eğitimden açık öğretim liselerine geçişleri sınırlandıran yönetmeliğin ardından, bu liselere geçişlere izin verilecek istisnai durumlarla (engelli öğrenciler, milli sporcular, gazi ve şehit çocukları, hükümlüler) ilgili usul ve esasları yeniden belirleyerek yürürlüğe konuldu.
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) değerlendirmelerinde hep "Ortalama Altı" kategorisinde kalmamıza sebep olan eğitim sistemimizdeki yanlışlardan bir an önce dönülerek, ezbere dayanmayan çağdaş ve bilimsel eğitim sistemine dönülmelidir.