Seçmen geçim, siyasetçi seçim derdinde
AKP Genel Başkanı ne diyor? "Bu yazılanları not ediyoruz" diyor!
Bu ne demek? Enflasyon, hayat pahalılığı, çalma, çırpma, çöreklenme, tarikatlaşma, anket yayınlama arkadaş, kadın haklarından, çocuk tecavüzlerinden ve örümcek ağı gibi yurdu saran tarikatlar hakkında fikrini beyan etme, hele hele hak, hukuk, alavere dalavere, fırsat eşitliğinden hiç bahsetme. Muhalefetin sesini dinleme çünkü onlar yalancı. Biz doğrucuyuz! Yalanın yanından bile geçmeyiz.
Geçmiş gazete arşivlerine baktığınızda bunun tam tersini göreceksiniz: "Siz onlara bakmayın neler yaptık neler… Verdiğimiz hangi sözü yerine getirmedik? Sizi yoksulluğa, adaletsizliğe biz mi teslim ettik? Haşaaa! Hiç öyle şey olur mu? Önümüzde seçim var, siz bizim gözümüzsünüz. Seçim sonrası sizi tanımasam da kusura bakmayın. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak..."
Ağır tabloyu, demokrasinin son saatlerinin geldiğini, Hizbullah kökenli İslami dayatmanın son denemesinin yapılacağı bu seçimde tek söylenecek söz şu: Özgürlükçü, demokratik, laik İslam Cumhuriyeti yerine neden şeriatçı tek adam rejimi halka dikte ve enjekte ettirilmeye çalışılıyor?
Bu kadar sıkıntı, bunalım, maddi manevi kriz arasında ne yazarsanız yazın hiçbir yaraya merhem olmaz. Sadece henüz karar aşamasında olan, oyunu belirlememiş seçmenin oy kullanmasında ve kararsızlığına son vererek demokrasiden yana tercihini kullanmasına nedeni olabilir belki!
Öyle veya böyle 15 Mayıs sabahı farklı bir güneş doğacak. Bu güneş "tek adamlı şeriat düzeni" ya da "özgürlükçü demokrasinin galip gelmesi" olacaktır.
Güneşin umut olması dileğiyle…
ABD’li siyasetçi Adlai Stevenson 1952 yılında yaptığı seçim kampanyasında rakiplerine şöyle seslenir:
- Size bir anlaşma öneriyorum: Benim hakkımda yalan söylemeye son verirseniz, ben de sizin hakkınızdaki gerçekleri açıklamaya son vereceğim.
Deveye sormuşlar "Boynun neden eğri?" Deve yanıtlamış "Nerem doğru ki?"