Önsöz: Horoz öterken değil, tavuk yumurtlarken acı vakası gerçekleşir...
Memleketin bu "derin" sorunu hakkında aslında kendimi "yormak" istemişti, üzerime alınacak bir durum da görmemiştim; ancak kedinin ötesini berisini görüp de yara sanarak miyavlaması gibi ortalıktaki velveleye bakınca, mecburi istikamet iki çift laf etmek farz oluyor, netekim...
Oltaya yem takma olayı yerini oltaya poşet takmaya dönmüş gibi, ilginçlik oltanın sazan hücumuna uğraması...
Efendim, poşet niçin ücretli olmuş? Ya zalak ahali (zalak: salağın kariyer yapmış hali) sanki önceden bedava mı alıyordun? Nerede görülmüş bir işletmenin verdiği hizmetin maliyetini hesaplayıp ona göre ücrete yansıtmadığı? işletme dilinde genel giderler başlığı altında bir kalem vardır; bu tür maliyetleri orada "park" ederler ve bu "park" ücretini senden zate alıyorlar... Yani yaptıkları ve/ya sattıkları ürün/hizmet fiyatına zaten yansıtıyorlar. bunu anlamamak veya görmemek için insanın mal olması gerekir...
O zaman poşet ücretli olunca ne oluyor? Güzel kardeşim şu oluyor: İşletmenin zaten ücretini aldığı poşet üzerinden vergi ödüyorsun, yani nur topu gibi bir vergi sahibi oldun artık...
Sonsöz: Siz dua edin de uzman bir dehanın aklına "baca vergisi" gelmesin..