Türkiye'nin gündemi her ne kadar "erken-baskın seçim" olsa da, piyasalar alev alev yanıyor. Dolar, 4.90'ı buldu, benzin 7.00 TL sınırına dayandı.
Her çıktığınızda şunu söylüyorsunuz ya doğrudur; IMF'ye 21.2 milyar doları siz ödediniz anladık ama azizim, 480 milyar dolar dış borcu nasıl yaptınız, hangi fabrikaları, işletmeleri nerelere kurmak için harcadınız, Türk köylü ve çiftçisine sübvansiyon uygulayıp Türk tarımının kalkınmasına katkıda mı bulundunuz, onu da bir söyleseniz ya...
Gene zaman zaman kükrersiniz... Dünya 5'ten büyüktür diye. Şimdi ben soruyorum, 21.2 milyar dolar mı daha büyük, 480 milyar dolar mı? Kaldı ki doksan yıllık TC. nin birikimleriyle yapılan ne kadar işletme ve tesis varsa özelleştirip, seksen milyar dolar da oradan gelir elde etmenize rağmen.
Dışarıdan borç alınmaz mı tabi ki alınır, eğer aldığınız bu parayı katma değeri yüksek ihraç ürünlerine yatırırsanız ülke kalkınmasına faydası olur. Yok eğer şimdiki gibi aldığınız dolarları yurt içinde betona ve asfalta gömerseniz, gelinen nokta bu günkünden farklı olmaz.
Tarım ülkesiydik, kendi ürettiği ürün kendisine yeter ender ülkelerden biri. Ancak onu da bitirdiniz, buğdaydan domatesin çekirdeğine kadar dışarıya muhtaç olduk.
Baskın seçim ortamında ekonominin durumu buysa, dış politika ve siyaset gündeminde neler var birde ona bakalım.
Suriye de PYD'ye karşı yapılan Afrin harekâtı, sessiz sedasız sona erdirildi, verilen şehit sayısı, ekonomik giderler açısından faydalımı, zararlımı olduğu sonradan çıkacak ortaya. Gerçi "itibar olan yerde masraftan söz edilmez" dersiniz de; Süleyman Şah türbesi arazisini bırakıp kaçtıktan sonra hangi itibardan bahsedeceğiz?
ABD Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşınması vesilesiyle, İsrail, 700'ün üzerindeki Filistinliyi katletti. Haklı olarak dünya gündeminde büyük yer bulan bu olay, ülkemizde de büyük bir tepkilere neden oldu. Türkiye'nin çabalarıyla kısa zamanda İstanbul'da toplanan İslam Ülkeleri Teşkilatı, hiçbir yaptırım gücü olmayan aldıkları kararlarını açıklayıp dağıldılar.
Baskın seçimin içerisinde hemen durumdan vazife çıkarmak isteyen hükümet, Yenikapı'da miting düzenleme kararı aldı. Aslında bu çabaların hepsi, toplumun nabzını yoklama, bir nevi anket çalışması. Ama gördük işte üç partinin topladığı kalabalık, Yenikapı miting alanını dolduramadı. Öğrenci ve memurlar, belediye işçileri zorla alana getirilmelerine rağmen.
Sonu cek cak'larla biten 16 yıllık iktidarınızın seçim programını açıkladınız, el insaf yapılacak edilecek dediklerinizi bugüne kadar neden yapmadınız, kim tuttu elinizi?
Görüldüğü gibi artık böyle gitmiyor, millet istemiyor, ne kadar vaatler sıralasanız, inandırıcılığınızı kaybettiniz.
Siyasi rakiplerinize ekran kararttırıyorsunuz ve bildirgenizde daha çok demokrasiden bahsediyorsunuz. Bu demokrasi şimdi uygulanmayacaksa ne zaman uygulanacak anlatır mısınız?
Üstelik siz kendiniz devletin bütün imkânlarını kullanmanıza rağmen, muhalefete uyguladığınız bu hareket hangi demokrasi ülkesinde uygulanıyor?
Kalın sağlıcakla.