Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov, Suriyeli isyancılar ve Fransız diplomatlarla Paris'te yaptığı bir görüşmenin ardından Fransız Le Figaro gazetesine konuştu.Bogdanov, Suriye rejiminin hala güçlü olduğunu ve devrilmesi halinde yerine gelecek yönetimden endişe duyan büyük bir nüfus tarafından desteklendiğini belirtti.
"HALK BAŞKASINI SEÇERSE ESAD GİDECEK"
"Radikal İslamcılara silah yardımıyla ne yapılmaya çalışılıyor? Rejim devrilirse azınlıkları kim koruyacak?" sorularıyla, ülkedeki iç savaşa aldırmadan Esad'ın gitmesini ne pahasına olursa olsun isteyenleri eleştiren Bogdanov, rejimin geleceğiyle ilgili olarak, "Esad gideceğini bize kendisi söyledi. Ne kadar samimi olduğunu bilmiyorum. Ama bize açıkça söylediği şey şu: Eğer halk onu istemezse, eğer seçimlerde başka birini seçerlerse, Esad gidecek" dedi.
"SURİYE'NİN 'SOMALİLEŞME' İHTİMALİ VAR"
Muhaliflerin kendi aralarındaki ayrışmalar ve onlara yapılan silah yardımı göze alındığında, Suriye'nin "Somalileşme" ihtimalinin var olduğunu ifade eden Dışişleri BakanYardımcısı, "Merkezi devletin dağılmaması ve birbiriyle savaşan cemaatlere ayrışmaması için ne gerekiyorsa yapılmalı" dedi.
"LÜBNAN'I ÖRNEK ALALIM"
Bogdanov, "Biz bu yüzden Batılı partnerlerimize, 1990 yılında Lübnan'daki iç savaşı sonlandıran Taef Antlaşması gibi, sorunun tüm taraflarının arasında yapılacak bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz... Bu konferans sadece muhalifleri ve rejimi temsil edenleri değil, Hıristiyan, Alevi ve Dürzü topluluklarını da bir araya getirmeli" diye konuştu.
"BİRLEŞMİŞ MİLLETLER OLMADAN HAREKET EDERİZ"
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise Suriye'yle ilgili BM'de görüşülecek yeni karar tasarısının da "Dişsiz" olması durumunda ülkesinin ve aynı görüşteki ülkelerin, BM'ye ihtiyaç duymadan Suriye'de rejim değişikliği için yollar arayabileceğini söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile dün bir araya gelen Clinton, Rusya'nın Suriye'ye müdahalenin kabul edilemez olduğu noktasındaki tavrının değişmediğini ifade etti.
Moskova'yla birçok konuda aynı fikirde olmadıklarını vurgulayan Clinton, "Dolayısıyla bizi gibi düşünen ülkelerle bir arada hareket ederek Suriye muhalefetini destekleyebilir, Esad'ın devrilişini hızlandırabilir ve Suriye'ye demokratik bir gelecek oluşturma ve yeniden kendi ayaklarının üzrinde durma konusunda yardım edebiliriz" dedi.
"DİŞLERİ OLMAYAN" BM KARARI
Suriye konusunda "Dişleri olmayan" bir BM kararını geçirmenin bir anlamı olmadığını ifade eden Clinton, "Çünkü daha önce defalarca gördüğümüz üzere Esad bu kararları göz ardı ediyor ve kendi halkına saldırmaya devam ediyor. Dün Dışişleri Bakanı Lavrov'la da altığını çizdiğim üzere, bu kararlar uyulmadığı takdirde bir yaptırımı beraberinde getirdiği sürece etkili olacaktır" diye konuştu.
Bununla birlikte Clinton Lavrov'la işbirliği içinde çalışma ve yaz aylarında Cenevre'de kabul edilen Suriye geçiş planını bir BM karar tasarısına dönüştürme seçeneğini gözden geçirme sözü de verdi.
LAVROV ABD'Yİ ELEŞTİRDİ
Lavrov ise Rusya'nın Suriye'ye uygulanacak yaptırımlara kesinlikle karşı olduğunu, zira ABD ve AB'nin Rusya'ya danışmaya bile gerek görmeden tek taraflı yaptırım kararları aldığını, yaptırımlar başarısız olunca da Rusya'yı suçladığını söyledi.
Lavrov, "Suriye'nin ihtiyacı olan bütün dış oyuncuların tüm ağırlıklarını ortaya koyarak bütün Suriyelileri müzakere masasına oturtmalarıdır" dedi.