Konuyla ilgili İzvestiya gazetesine açıklama yapan RFPİ Genel Müdürü Kirill Dmitriyev, bu yatırım fonunun tarım, sağlık, turizm ve altyapı başta olmak üzere öncelikli alanlardaki ortak projelere kredi sağlayacağını belirtti. Yeni fon 2017 yılında işlev göstermeye başlayabilir, fakat şimdiden öncelikli projelerin üzerinde çalışmaya başlandı. Uzmanlara göre, yatırım fonu ülkeler arasındaki iş ilişkisini güçlendirecek, fakat iddialı projeler için daha fazla para gerekecek.
Dmitriyev, Rus-Türk yatırım fonu kurma kararının dışında, Rusya'yı bu fonda RFPİ'nin destekleyeceğine ilişkin kararın alındığını söyledi. Dmitriyev şu şekilde devam etti:
"Şu anda Türkiye'de bu projede kendisini destekleyecek egemen fonu kuruluyor. Hem Türk hem de Rus-Türk fonunun kurulması için RFPİ'nin tecrübesinin kullanılması çok önemli.
Bugün RFPİ Türk partnerleriyle aktif bir şekilde çalışıyor, Rönesans Holding ile Rusya'daki projelerin gerçekleştirilmesine ilişkin anlaşma mevcut. Aynı zamanda diğer şirketlerle bazı anlaşmalar analiz ediliyor.
Yeni fonun kurulması Rus-Türk yatırım projelerinin sistematik şekilde finanse edilmesini sağlayacak. RFPİ bu fon çerçevesinde tarım, sağlık, turizm ve altyapı gibi sektörlerde 300 milyon dolar değerindeki pro-jeleri değerlendiriyor. RFPİ hacmi yüzlerce milyon dolardan milyar do-larlara kadar uzanan yaklaşık 20 ülke partneri kurdu. Rus-Türk yatırım fonunun hedef hacmi 1 milyar dolar seviyesinde. "
Yeni yatırım fonunun 2017 yılında çalışmaya başlayacağını, fakat şimdiden öncelikli projelerin değerlendirilmeye başlandığını belirten Dmitriyev, "Türkiye'yi Rusya ile ortak projesinde temsil edecek egemen fonunun kurulması henüz tamamlanmadı. Bu yüzden fonun operasyon faaliyetleri önümüzdeki seneden önce başlayamaz. Fakat şimdiden Türk partnerlerimizle işbirliğine başladık ve öncelikli projeleri değerlendiriyoruz. Bu yüzden yakın zamanda ilk anlaşmalar yapılabilir" dedi.
Temmuz ayı sonunda bu tür bir fonun kurulacağını Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanı Aleksey Ulyukaev açıkladı. Ulyukaev, uçak krizinin ardından iki kere aynı nehre girilmesinin yanlış olduğunu, fakat ilişkilerin en iyi şekilde düzeltileceğini belirtti. İlişkilerde birçok şeyin düzeltil-mesi gerek. Yılın ilk çeyreğinde Türkiye'den Rusya'ya direkt yatırımlar ilişkilerdeki soğukluk sebebiyle 7 kat azalarak 123 milyon dolardan 18 milyon dolara düştü. Aynı zamanda Rusya'dan Türkiye'ye yatırımlar 21 kat azalarak 786 milyon dolardan 38 milyon dolara düştü. İki ülke arasındaki ticaret hacmi de ciddi anlamda azaldı.
İki ülke önemli ortak projelere sahip, özellikle bu inşaat sektörünü (Rönesans, Polimeks, Tekfen, Gama), bankacılık sektörünü (Credit Europe Bank ve Denizbank) ve enerji sektörünü etkiliyor. Yaklaşık 300 Türk şirketi 50 milyar dolarlık kontratlarla Rusya'da faaliyet gösteriyor. Daha önce Türkiye Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Rusya ve Türkiye'nin yatırım fonunun Akkuyu projesine yatırım sağlayabileceğini belirtti.
Rusya Ekonomi Okulu Profesörü Natalya Volçkova, yeni fonun Akkuyu gibi enerji alanındaki geniş kapsamlı projeleri finanse edeceğinden şüphe duyduğunu dile getirdi. Fakat Volçkova, fonun bütçeleri ile iki ülkenin iş sektöründeki ortak sektörlere harcanabileceğini belirtti. Volçkova, "Bu iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerindeki istikrar garantisidir. Bu iş sektörüne kesinlikle yardım edecek. Öncelikli hedef ülkelerin mevcut ekonomik ilişkilerinden yola çıkılarak belirlenecek, Türkiye'nin tarım ve turizme ilgisi ortada" dedi.
Öte yandan, Alfa Bank Baş Ekonomisti Nataliya Orlova özel iş sektörünün imkanlarının sonuna kadar kullanılmadığını, öncelikle özel sektörün etkinliğinin düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Orlova şu şekilde devam etti:
"Yatırım fonundan bahsedilmesinden dolayı şaşkınım, çünkü yaptırımlar uygulanmadan önce Türk şirketleri inşaat başta olmak üzere birçok segmentte çok aktifti. Öncelikle özel sektörün etkinliğini düzeltmek daha iyi olurdu. Özel sektörü piyasadaki eski durumuna döndürmek ekonomiye yarar sağlar."