Ekonomik sıkıntı yanında hızlı plansız şehirleşme onun sonucunda kent kültürüne adapte olamamış nüfus güven bunalımı gelir dağılımı adaletsizliği nedeni ile güvensiz toplum haline geldik. Ekonomik kriz ve gelir dağılımı bozukluğu yaşanan buhranı etkisini şiddetini ve süresini uzatmaktadır. Sosyal barışı toplumsal huzuru güveni sağlamak için iş güvenceli çalışma barışını temin için adil bir gelir dağılımı sistemi gereklidir.
Gelir dağılımı bozukluğunu yansıtan veriler şunu gösteriyor en yüksek gelire sahip %20 grubun toplam gelirden aldığı pay %47 iken, en düşük gelire sahip % 20 grubun aldığı pay % 6.2. Dengesizlik giderek artıyor çalışan emekli ücretli dar gelirlinin geçim sıkıntısı katlanarak büyümektedir.
Yoksulluk artarken sosyal yardım alan aile sayısı gittikçe artıyor. Artık kömür giyecek yiyecek dağıtımı için yeni KHK yayınlandı bu bile yoksulluğun fakirliğin artığının göstergesidir. Belediye başkanları başarılı icraatlarını sırladıkları zaman ilk kaç yoksul haneye ne kadar yardım yaptıklarını açıklıyor. Yeni Resmi Gazete’de “muhtaçlar” ile ilgili bir Bakanlar Kurulu kararnamesi yayımlandı. Muhtaç ailelere ısınma amaçlı kömür yardımı öngören bu düzenleme 81 ilde milyonlarca eve, 500’er kg kömürün bedelsiz dağıtımını sağlayacak. Oy uğruna oy getirecek yatırım olarak görülüyor sosyal yardım dağıtma organizasyonu. Eğer muhtaçlara kömür dağıtımı, yoksulluğu yönetmek değil de sosyal politika aracı olsaydı, partili müteahhitlere bütçe kaynaklarından yarışmasız, kuralsız ihale vermek üzere sistem kurulmazdı yani yandaş firmaya kaynak aktarıyor yandaş zenginleşiyor fakir muhtaç bağımlı hale giriliyor. Önemli olan, muhtaçlara yardım adıyla uygulandığı halde sadakaya dönüşmüş minnet ilişkisinin sürdürülebilir olması. Minnet ilişkisinin sürdürülebilirliği de yandaş müteahhitlere, kolaylaştırılmış yollarla aktarılan kaynakların “akıllıca” (!) kullanımından geçiyor. Kendi ayakları üzerinde duran kimseye muhtaç olmadan onurlu bir yaşam sürmesi için ona meslek eğitimi iş kurması için yardım yapılması sosyal yardımın amacı olmalıdır. Balık avlamayı öğreteceğimize hazır balık verilmesine alıştırılıyor halkımız tembelliğe yöneltilip minnet duyan el açan sadık seçmen haline getiriliyor böylece sadık seçmen kitlesi oluşturuluyor. Çalışan düşük ücretle askeri ücretle zor geçiniyor çalışanın cezalandırılıp çalışmayanın tembelliğin ödüllendirildiği bozuk düzen.Türkiye’de 11 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Nüfusun %14.3’ü yoksul. %68’i borçlu. 126.805 kişinin bankada bir milyondan fazla parası var. Toplam mevduat 844 milyar 454 milyon lira. Türkiye’de en zengin %1’lik kesim, ülke servetinin %54.3’üne sahip.
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin çalışanların aleyhine hızla bozulduğu günümüzde, krizlerden en fazla etkilenen ve gelir kaybına uğrayan kesim olan iş görenlerin, emeklerinin karşılığı almaları gereken çalışanı ödüllendiren adil bir sistem kurulmalıdır.
Geçen yılın aralık ayında ise Türk-İş, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 608 lira, yoksulluk sınırı ise 5 bin 238 lira olarak açıkladı. Yeni yılla birlikte asgari ücret bin 603 liraya çıktı. Açıkladığı asgari ücrette ise açılık sınırını geçtik ama yine de "yoksul" kaldık. “İnsani geçim ücretine göre, asgari ücretin İstanbul’da yaklaşık yüzde 50, Türkiye genelinde ise yüzde 15,8 artırılması gerekiyor.