Türkiye sağlıkta dönüşüm diye dillendirdiği yeni sağlık sistemi ile ülkeyi iflasa, üniversiteleri batırarak ülke geleceğini emanet edeceğimiz yeni genç asistan ve öğrencileri ise heba etmiştir. Sağlık sosyal bir devlette ücretsiz eşit kapsayıcı ve yaygın şekilde verilmesi gereken hizmet iken paralı hale getirilerek ticarileştirilmiş piyasaya açılmıştır. Şehir hastaneleri projesi ile de yandaş müteahhit eli ile kamu özel sektör ortaklığı olarak sunulan oysa kamunun yandaşa ve yabancı şirketlere para aktarımı ve halkın soyulmasından ibaret olan bir yıkım soygun ihanet projesidir.
Şehir hastaneleri İngiltere’de uygulanmış iflas etmiş bir sağlık işletme modelidir. Demir Leydi Thatcher döneminde kamu-özel ortaklığı olarak geliştirilen sistem devletin mali olarak çökmesine sebep vermesi üzerine kamulaştırma yapılıp devlet hastanesine dönüştürülmüştür. Bu şirketler için ise üçüncü dünya ülkelerine bu modelin önerilip proje ve fon desteği sağlanarak pazarlamaktadırlar. Bu İngiliz sistemi ve İngiliz modelidir. Devletin Türkiye’nin bütün kentlerinde hastahaneleri varken, bunları kapatacak ve özel şirketlere yüksek bedellerle lüks hastaneler yaptıracak. Bunu yapan şirketlere; ücretsiz arazi, kazanç garantisi ve çalışanlarıyla birlikte elindeki hastaneleri verecek. Bunlara ek olarak, devlet yapılan hastanenin kiracısıymış gibi şirkete para ödeyecek. Sağlık Bakanlığı, hastanede yüzde 70 doluluğu garanti edecek. Muayene için başvuran yurttaştan yüksek bir bedel alınmayacak ama röntgen, MR gibi tüm görüntüleme cihazları, kan tahlilleri, ameliyat parası, yatak ve yemek gibi diğer hizmetler için bedeli, sosyal güvencesi varsa devlet, yoksa yurttaş kendisi ödeyecek. Şehir hastanelerine başvuran yurttaş yatan hastaysa, yatma bedeli olarak, şirketin belirlediği ‘beş yıldızlı otel’ ve özel hastane faturalarıyla karşılaşacak. Devlet, şimdiden 18 Şehir Hastanesi için 30 milyar dolar kira ödemeyi kabul etmiş durumda. 'Şehir Hastaneleri' adı verilen uygulamanın işleyişi şöyle: Şehir Hastaneleri’nin ihalelerinde gizlilik esas alınıyor, karar gerekçeleri kamuya açıklanmıyor... Binayı şirket yapıyor, arsayı devlet bedelsiz veriyor... Devlet firmayla, 49 yıla dek uzatılabilecek 25-30 yıllık bir kira sözleşmesi yapıyor. Kredi garantilerini hazine yükümleniyor. Şehir Hastaneleri’nin tasarımlarında, ortasında otelcilik hizmeti veren büyük bir bina, çevresinde branş hastaneleri ve kafeden alışveriş merkezine dek birçok yapı bulunuyor... Yüklenici şirketin, en büyük müşterisi devlet oluyor. Devletin memur ve işçileri Şehir Hastanesi’nde tedavi ediliyor, şirket kestiği faturayı devletten alıyor... Şehir Hastanesinin yapıldığı kentteki Devlet Hastaneleri kapatılıyor. Ekipmanları, doktor, hemşire, hasta bakıcı, güvenlik ve temizlik görevlileri Şehir Hastanesi’ne devrediliyor... Kapatılan Devlet Hastanelerinin bina ve arazilerinin kullanım hakkı şirkete geçiyor. Eğer İYİ Parti gelirse yönetime ilk icraat bu ihanet anlaşması soygun çarkını kırmak için Şehir Hastaneler anlaşmaları iptal edilecektir.
Sağlıkta dönüşüm ile hastaneler sağlık işletmesine dönüştü kamu sağlığını korumak ve tedavi etmek kar eksenli para kazanmaya dönüştü. İlk yapılan klasik devlet örgütlenmesine paralel kamu hastaneler birliği diye bir Hastanecilik anlayışı getirildi. Başına özel sektör iletme mantığı ile çalışan yüksek maaşlı CEO'lar atandı. Klasik taşradan merkeze sevk zinciri kaldırıldı isteyen istediği sağlık kuruluşuna başvurabilir denilerek özel sektörün önü açıldı. Kamu öyle bir hale geldi ki özel sektör gibi çalışmaya riskten kaçınan özellikli pahalı zor ameliyatların yerine basit puan kazandıran işlemler yapan merkezlere dönüştü. Muayenehane kapatılması ise hukuka aykırı olarak yapıldı kamuda nitelikli uzman kaliteli doktorları özel hastanelerin kucağına iterek emeklerini ucuzlattı. Kamu hastaneler birliği anlayışından dönülmeye karar verildi fakat tam eskisine tam dönüşte olmadı.
Buğun için YÖK'e bağlı üniversite hastaneleri borç batağında, malzeme yokluğu nedeni ile ameliyat yapamaz hale geldi. Üniversitelerden muayenehane tam gün nedeni ile yapılan hatalar öğrencilerin hoca yüzü görmeden yeterli pratik eğitimi almadan yetersiz kalitesiz mezun olmalarına sebep oldu.
Eğitim araştırma hastanesi şeflik sistemi yok edilerek asistan eğitim bitirildi ve nitelikli uzman eğitimi zarar gördü. Muayenehane yasağı çok uzman doktor şef doçent ve profesörün ayrılması özele geçmesi sonucu üst düzey ameliyatlar çoğu kamu hastanesinde yapılamıyor.
Özetle kamu sağlığı hizmeti aksamakta, kurumlar çökmüş durumda hastane merkezi randevu sistemi ile sağlığa ulaşmak imkânsız hale getirilmiştir. Özel sektör ise acil olanlardan ücret alınmayacak baskısı ile zor ağır pahalı nitelikli acil vakaları sevk etmeye çalışıyor, aciller alarm veriyor herkes acile başvuruyor gerçek acil öncelikli hizmeti geç alıyor, gereksiz basit hastalılar acillerde yoğunluğa sebep oluyor. Aciller çok yoğun ve acil ücretsiz olduğu için özelde acil doktor çalıştırılmıyor veya pratisyen çalıştırılıyor. Büyük hastane ve özel hastanede acil uzman doktoru çalıştırma zorunluluğu getirilerek kalite yükseltilecektir.
Halkımız da kışkırtılmış sağlık talebinin sonucu olarak hastanelere koşup da, kalitesiz bir hizmetle karşılaşınca, karşısında başbakanı, sağlık bakanını, hastane yöneticisini değil, her zamanki gibi yokluklar içinde onun sorununa çözüm bulmaya çalışan hekimi gördü. Sistemin gerçek sorumlularını hiç düşünmeksizin, nankörce hekime saldırdı, hırsını, özveriyle kendine hizmet etmekte olan hekimlerden aldı. Gencecik hekimler, mesleğinin en verimli çağında, daha nice hayatlar kurtarabilecekken, acımasızca katledildiler. Hekime şiddeti önlemek için cezalar artırılacak ve hekime karşı işlenen suçlar kamu davasına dönüştürülüp hasta ile hekim karşı karşıya bırakılmayacak. Planlama ile acil yükü azaltılıp basamaklı sevk zinciri ödüle dayalı hale getirilecek birinci basamakta çoğu sorun çözülecek.
Tüm kamu hastanelerinde, acil servislerde hasta ve hasta yakınlarının sözlü ve fiziksel şiddeti, hekimleri artık hayatından bezdirdi. Mesleğinden soğuttu. Diğer taraftan bu acımasız neo liberal düzende, hekim hatalarından kar etmek isteyen büyük bir grup doğdu. Avukatlar haklı haksız davalar açarken, sigorta şirketleri pahalı poliçelerle hekimlerin başına üşüştü.'
İYİ Parti eğer iktidar olursa kamuda liyakat ehliyete önem vererek kaliteyi yükseltmek istiyor. Yaşlı ve emekli hastaların katılım payı katkı payı ödemelerini devlet üstlenecek reçeteden ilave ücret alınmayacak. Üniversiteler en üst basamak hizmetler veren kurumlar olduğu için sevk zincirine tabii olacak malzeme alım ve ihale bütçe ayırıp kısıtlılıklar kaldırılıp hasta mağduriyetleri giderilecek. Üniversitelerin bölünmesi KHK ile yapılmış yanlış haksız uygulamaya son verilecek. YÖK kaldırılacak üniversite özgür, özerk, bağımsız olacak kurumsal kimliklerine saygınlık katılacaktır.
Teşvikli basamaklı sevk zinciri ile etkin verimli sağlık hizmeti sunulacak. Şehit ve yakınları gaziler için özel devlet hizmetleri ücretsiz olacak. Aile hekimliği yaygınlaştırılacak birinci basamak hizmetleri ve koruyucu sağlık hizmetleri yaygınlaştırılacak ve devlet memuru statüsü iade edilecektir.65 yaş üzeri hastalardan devlet özel katılım payı ve katkı payı alınmayacaktır. Doktorların kazanımları korunacak ve iyileştirme için yıpranma payı yasası çıkarılacaktır.
Darbe sonrası el konulan kapatılan GATA ve ASKER hastaneleri yeniden genelkurmaya bağlanacak askeri savaş uzmanlık gerektiren bu hastaneler öncelik asker ve yakınlarına olacaktır. Terörle mücadele eden bir ordu bu konuda deneyimli askeri disiplin eğitim tecrübesi olan askeri hekimlerce verilecektir. Çağdaş ülkeler model alınarak yeniden teçhizat donanım ve kadro tahsis edilecektir.