Bildiğiniz üzere İstanbul sayımlarının, itirazların “suyu” çıktı.
AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kaybetmeme konusundaki inadına hepimiz şahidiz. Sosyal medyada bunun nedenleriyle ilgili birçok paylaşım yapılıyor. Yandaş vakıflara Belediye kaynaklarından paraların aktarıldığı, yandaşların buradan fonlandığı konusundaki paylaşımları görmüşsünüzdür. Sayın İmamoğlu başkan olursa bu akışın belgelerine sahip olabiliriz.
Yeni konumuz İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesi.
Biliyoruz ki seçimler yenilenirse İmamoğlu yüzde 60 veya üzerinde oyla gelecek.
Ancak kaynaklarımdan aldığım bazı bilgiler var.
İstanbul’da seçimlerin yenilenme ihtimali ciddi bir ağırlık kazanmaya başlamış. İktidarın YSK’ya ağır baskı kurduğu yolunda istihbarat aldım.
Bir senaryo yazıyorum şimdi. Tamamen komplo teorisi.
Gerçekle alakası yok, sadece senaryo.
Sayın Erdoğan meydanlarda ve medyada Gezi’yi şeytanlaştırmak için elinden geleni yaptı. “Durduk yerde Gezi nereden nereden çıktı?” diye düşündük. Üzerinden yıllar geçmiş Gezi ilgisi yokken neden gündeme gelsin?
Komplo teorisi senaryoma devam ediyorum.
YSK seçimlerin yenilenmesi kararını alır. Muhalefetin bir kısmı keyifle “Bu sefer yüzde 60’la İmamoğlu kazanır” der. Millet İttifakı iki partiden oluşuyor. İYİ Parti ve CHP’nin gençleri ateşli ve başarıya aç. İYİ Parti tabanı ağırlıklı olarak ülkücülerden oluşurken CHP tabanı bildiğimiz gibi devrimci ve sosyal demokratlardan oluşuyor.
Bu kadar kararlı ve meydanlara çıkmaya hazır bir kitle bazı provokasyonlarla sokaklara dökülmek istenebilir. Bu kitle de karşısında polisin yanı sıra diğer ittifakın gençlerini bulabilir. Sonrasında görmek istemeyeceğimiz manzaralar ortaya çıkar. Medya iktidarın elinde olduğu için olayların topluma nasıl servis edileceğini varın siz düşünün. İnternet kesilir, kimse haber bile alamaz hale gelir.
“Hanedanın bekası” ve İstanbul’un kaybedilmemesi için bu ülkenin vatandaşları karşı karşıya getirilir, sadece hanedan bundan kârlı çıkar. Olan gençlere olur. “Mevcut şartlar” bahane edilir ve seçimler ertelenir. Büyükşehir’e kayyum atanır.
Bu “komplo teorisi” içerisinde iki beklentim var. Birincisi YSK’nın İstanbul’da seçimlerin yenilenmesini reddetmesi.
Diğeri de YSK bu kararı alırsa sokaklara kimsenin dökülmemesi.
Sükûnet, itidal, soğukkanlılık…
Sakın “komplo teorimde” yazdığım tuzağa düşmeyin!