Sala, Dini bir haberleşme şekli. Dini musikiyle okunan bir davet.
Sık yapılmayan ibadetlere (Cuma ve Bayram namazı) veya cenazeye çağrı için okunur.
Son yıllarda önemli gün ve gece kabul edilen Kandil geceleri, Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan (Cuma gecesi) gecelerde, 15 Temmuz yıldönümlerinde, ayrıca iktidarın hatırlanmasını istediği gün ve gecelerde (İstanbul’un Fethi gibi) Sala okunur.
Ayrıca son zamanlarda, yıllarca okunan klasik Sala’ya yeni söz ve makam eklemeleri yapılarak uzatılmaktadır. Bu ekleme ve makam uzatmaları insanlarda bıkkınlık yarattığı gibi, yapılan eklemelerde Allah ismi çok uzatılarak ve gayda ile söylenmesi tepkilere de sebep olmaktadır. Diyanetin bu tepkileri dikkate alması gerektiğine inanıyorum.
Sela’nın Arapça sözleri ve Türkçe manaları şöyledir.
Es Salatu Ve’s Selamu Aleyke Ya Rasulullah!
Es Salatu Ve’s Selamu Aleyke Ya Habiballah!
Es Salatu Ve’s Selamu Aleyke Ya Nure Arşillah!
Es Salatu Ve’s Salatu Aleyke Ya Hayra Halgillah!
Es Salatu Ve’s Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!
Salanın Anlamı
Ey Allah’ın Resulü, Dua ve selam senin üzerine olsun!
Ey Allah’ın Habibi, Dua ve Selam senin üzerine olsun!
Ey Allah’ın Arşını Nuru, Dua ve Selam senin üzerine olsun!
Ey Allah’ın Mahlukatının Hayırlısı, Dua ve Selam senin üzerine olsun!
Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, Dua ve Selam senin üzerine olsun!
Şükür, Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!
Habiballah, Allah’ın Sevgilisi demektir. Kur’an’da geçmez. Allah’ın Peygambere hitabı Ey Nebi! Şeklindedir. Allah’ın kullarını sevmesi kulların O’nun sevgilisi anlamına gelmez. Sevgilide tutkunluk vardır, sevgili vazgeçilmezdir. Halbuki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir. (İhlas s./2 ve Fatır s./15)
Nure Arşillah, Allah’ın yüksekteki Nuru anlamındadır. Ey Allah’ın arşının Nuru! Böyle bir hitap ve benzetme yoktur. Aşırı yüceltme yerdeki Peygamberi gökte aramadır.
Hayra Halgillah, Yaratılanların hayırlısı anlamındaki bu yüceltmeye Kur’an bütünlüğü içinde bakacak olursak, ayetlere uymamaktadır. İsra 70. Ayet: ‘’Andolsun biz Ademoğluna şan, şeref nimetler verdik…….ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık.’’ Bakara 29. Ayet: ‘’Yeryüzünde ne varsa tamamını sizin için yaratan, sonra göğe yönelerek onları, yedi gök olarak tamamlayıp düzene koyan O’dur. O, her şeyi hakkıyla bilmektedir.’’ Bu ayetler insanlara Allah’ın eşit baktığını, Peygamberlerin yaratılışında bir fark olmadığını anlatmaktadır. Kul yaratılırken hayırlı hayırsız ayrılmaz.
Seyyidel Evveline Vel Ahirin, Ey öncekilerin ve sonrakilerin efendisi! Bırakınız insanları, Kur’an Peygamberler arasında bile üstünlük yoktur, görev açısından farklılıklar vardır derken; Sala yazanları, Peygamberimize öyle yüceltme yapmışlar ki (iyi niyetlerinden şüphe edilse) insanı şirke götürür. Şirk diyenlerin sayısı da az değildir. Bakara/136,285: Onun elçileri arasında ayırım yapmayız. Bakara/253’de: "O Peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık" derken, farklı özelliklerinin olduğunu bildirmektedir. Hz. Muhammed’e kitap, Yunus ve Harun’a hitabet, Eyüp’e sabır, Musa’ya Allah ile konuşma, Süleyman’a kuşlarla hayvanlarla konuşma, Davut’a demir işlemeciliği gibi farklılıklar vermiştir.
İnsanlar sevdiklerini yüceltir. Ama yüceltme zorlama ile Allah’ın söylemediği hatta Allah’ın zati sıfatlarına yakın benzetmeler, Peygamber de olsa Kul’a yakıştırılırsa şirk durumu ortaya çıkar. Allah Tevhidin ilk cümlesinde ‘’Abdu hu ve Resulü hu’’ (Kul ve Resul) diye hitap ederken, Peygamberimiz ‘’Bende sizler gibi bir kulum derken’’, bizlerin aşırı yüceltmelerde bulunmamız O’nu çok sevdiğimizin anlamı taşımaz.
Sala’nın bitiminde, ‘’Hamd alemlerin Rabbi olan Allah içindir’’ denilerek Allah, bir cümle ve bir sıfatıyla geçiştirilmiştir. Haşa yüceltme Peygamber için yapılmış algısı vardır.
Şahsi yüceltmeler çeşitli dönemlerde kişinin algılama derinliğine göre çokları tarafından yapılmıştır. Kabul görenler vardır, görmeyenler vardır. Öyle yüceltmeler yapmışlar ki Peygamberimizin söylemeyeceği düşüncesiyle Kutsal Hadis demişler. Mesela Allah’a: "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" dedirtmişler.
Hele benimde takdir edip çok şey öğrendiğim; akılcı olarak bilinen Prof. Dr. Y.N. Öztürk rahmetlinin, Peygamber Efendimiz isimli risalesinde yazdıkları beni düşündürmedi değil. Öztürk risalesinin bir bölümünde:
"Allah Resulü Hz. Muhammed, bütün varlıkların kemalini temsil ettiği gibi, bütün güzelliklerin de kemalini temsil etmektedir. Kâinatta renk, koku, ses, şekil, desen, ahenk… halinde ne kadar güzellik varsa bunların hepsi onun yüce benliğinde toplanmıştır."
Peygamberimizde beşerilik namına bir şey bırakmamış, sanki İlah…! Allah korusun…