Sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasıyla ilgili bir talimatım söz konusu değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan : "Ülkemizdeki yerli-yabancı tüm firmalar, küresel finans sistemine entegre bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar, sürdüreceklerdir. Aksi yönde atılacak adımlara önce biz karşı çıkarız.

Engelliler Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün varlıklarının bir bölümünü yurt dışına çıkartma gayreti içinde olduğunu duyduğu birkaç iş adamına sitemini dile getirdiğini hatırlatarak, "Ülkemizdeki yerli-yabancı tüm firmalar, küresel finans sistemine entegre bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar, sürdüreceklerdir. Aksi yönde atılacak adımlara önce biz karşı çıkarız. Benim, sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasıyla ilgili bir talebim veya talimatım söz konusu değildir" dedi.
 
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sosyal Politikalar Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Engelleri Aşanlar-2017' programına katıldı. AK Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen programda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.
 
Törende bulunan, başarı hikâyeleriyle öne çıkan engellileri mücadeleleri, gayretleri ve kararlılıkları için tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, Türkiye ve dünyadaki tüm engellilere selam ve saygılarını ilettiğini ifade etti. 
 
Dün, AK Parti Muş İl Kongresi’ndeki hitabında, mal varlıklarını başka ülkelere kaçırmaya çalışanlar bulunduğuna ilişkin duyumlar aldığını belirterek, bu kişilere iyi gözle bakmayacakları yönünde sarf ettiği sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında bu sözlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
 
Sözleri üzerine farklı değerlendirmelerin yapıldığını gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülke olduğuna işaret ederek, "1989 yılından beri, isteyen herkesin yurt dışına parasını çıkarma hakkı vardır, şüphesiz ki aynı şekilde devam etmektedir. Yurt dışından yatırımcı çekmenin yanında, yurt dışına yatırım yapan da bir ülkeyiz" diye konuştu.
 
"ÜLKESİNE GÜVENMEYEN İŞ ADAMI, YERLİ DEĞİLDİR, MİLLÎ DE DEĞİLDİR"
 
Geçen 15 yılda, yurt dışından Türkiye’ye 180 milyar dolara yakın yatırım gelirken, Türk iş adamlarının yurt dışındaki yatırımlarının tutarının da 40 milyar doları geçtiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017’nin ilk 9 ayında yurt dışına giden yatırım rakamının 2 milyar dolara, Türkiye’ye gelen yatırım rakamının da 7,5 milyar dolara ulaştığını aktardı.
 
Gittiği yerlerde, Türk iş adamlarının yatırımlarını gördüğünde gurur duyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dolayısıyla ülkemizdeki yerli-yabancı tüm firmalar, küresel finans sistemine entegre bir şekilde faaliyetlerini sürdürüyorlar, sürdüreceklerdir. Aksi yönde atılacak adımlara önce biz karşı çıkarız" ifadelerine yer verdi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: "Benim, sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasıyla ilgili bir talebim veya talimatım söz konusu değildir. FETÖ gibi, PKK gibi terör örgütleriyle iltisaklı oldukları için paralarıyla beraber, bu ülkedeki kaynakları yurt dışına kaçanlar zaten haindir, bunu söylüyorum. Onlarla ilgili nefes tüketmeye de gerek duymuyorum. Benim söylediğim, ülkemizin diğer saldırıların yanı sıra ekonomik olarak da baskı altına alınmaya çalışıldığı şu dönemde, iş adamlarımızın yerli ve millî duruş sergilemeleri gerektiğidir. İş adamlarımız, şayet bu dönemde Türkiye ekonomisine sahip çıkmayacaklarsa, ne zaman çıkacaklar? Kasım ayı itibariyle yıllık ihracatımızı hamdolsun, 155,5 milyar dolara ulaştıran iş dünyamıza şükranlarımı sunuyorum. İhracatımızın rekor üzerine rekor kırdığı, Merkez Bankası rezervimizin 119 milyar doları bulduğu, üçüncü çeyrek büyüme rakamının neredeyse çift haneye doğru gittiği bir dönemde, ülkesine güvenmeyen iş adamı, hiç kusura bakmasın yerli değildir, millî de değildir."
 
"YATIRIM İÇİN YURT DIŞINA KAYNAK GÖTÜRENE ASLA SÖZÜMÜZ YOKTUR"
 
Muş’ta yaptığı konuşmasında, yatırım için değil, ülkesine güvenmediği için varlıklarının bir bölümünü yurt dışına çıkartma gayreti içinde olduğunu duyduğu bir kısım iş adamına sitemimi dile getirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yoksa yatırım için yurt dışına kaynak götürene, ihracat arayışı içinde olana, ticaret yapana asla sözümüz yoktur, olamaz. Her zaman ifade ettiğim gibi, bu ülke için tuğla üstüne tuğla koyan herkesin bizim başımızın üzerinde yeri vardır"diye ekledi.
 
Engellilerin nereden nereye geldiğinin hikâyesinin, bir anlamda Türkiye’nin de hikâyesi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'kendisi himmete muhtaç dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede' sözüne atıfta bulunarak, "Türkiye, devletiyle, milletiyle, kurumlarıyla öylesine sıkıntılı günler yaşadı ki bu süreçten engelli kardeşlerimiz de payını aldı. Geçtiğimiz 15 yılda ülkemize, her alanda olduğu gibi, engellilerimizin sorunlarının çözümü konusunda da adeta çağ atlattık" şeklinde konuştu.
 
"SOSYAL DEVLET OLMA YOLUNDA KAT EDİLEN MESAFEDE MOTİVASYON KAYNAĞIMIZ; İNANÇLARIMIZ"
 
Türkiye’ye sosyal devlet olma yolunda kat ettirdikleri mesafede en önemli motivasyon kaynağının inançları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü bizim inancımızda engelliler Rabbimizin bir imtihanıdır, sınamasıdır, bağışlanma vesilesidir. Batı ülkeleri başta olmak üzere, dünyadaki pek çok toplumda engelliler bir yük olarak görülürken ve buna göre muamele görürken, bizde tam tersine, bir lütuf olarak kabul edilmiştir" dedi.
 
"Asıl önemli olan engelli veya engelsiz olmak değil, insan olmaktır, âdem olmaktırö diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İyiliği gösterişte, adaleti yollarda, sevgiyi sosyal medyada arayanlar, elbette medeniyetimizin bu derin sırrına eremezler. Biz, geçtiğimiz 15 yılda, ‘önce insan’ diyerek, iyilikte ve hayırda yarışmanın faziletine inanarak, adeta ilmek ilmek örerek bir sosyal devlet inşa ettik. İktidarlarımız döneminde, engellilerimize, çocuklarımıza, kadınlarımıza, yaşlılarımıza, gariplerimize, şehit yakınlarımıza, gazilerimize, tüm ihtiyaç sahiplerimize hizmet için 235 milyar liralık bir kaynak kullandık. Tarihimize ve kültürümüze sahip çıkarken, milletimizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkartmanın mücadelesini verirken, işte bu şekilde gönül medeniyetimizi de ihya etmenin gayreti içinde olduk."
 
"ÖNEMLİ OLAN; ENGELLERİNİN NE OLDUĞU DEĞİL, BU KARDEŞLERİMİZE NASIL BAKTIĞIMIZDIR"
 
Görememenin, duyamamanın, konuşamamanın, yürüyememenin ve algılayamamanın bir eksiklik olmadığını; yarın kimin hangi engellerle yaşamak zorunda kalacağının bilinmediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her engellinin doğuştan bir engelle doğmadığına değinerek, "Kimi merhum Aşık Veysel gibi hastalık sebebiyle, kimi Ampute Millî Takımımızın kaptanı Osman Çakmak kardeşimiz gibi terörle mücadele sırasında, kimi iş veya trafik kazasında, kimi başka sebeplerle daha sonradan engelli olabilir" sözlerine yer verdi.
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun için önemli olan bu kardeşlerimizin engellerinin ne olduğu, nasıl olduğu değil, bu kardeşlerimize nasıl baktığımızdır. Engelli kardeşlerimizin durumunu, tıpkı erkek veya kadın olmamız gibi, tıpkı düz veya kıvırcık saçlı olmamız gibi, tıpkı mavi veya kahverengi gözlü olmamız gibi, insani bir gerçek olarak kabul ettiğimizde, diğer tüm sorunların kendiliğinden çözüm yoluna girdiğini görüyoruz" diye konuştu.
 
Engellilere; tıpkı köken, inanç, dil, gibi, diğer farklılıkların ötesinde ve insan gözüyle bakma anlayışının 7’den 70’e milletin tüm fertlerine kazandırılması gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekiyorsa, ilkokuldan itibaren çocuklara bunun eğitiminin verilmesi gerektiğini söyledi.
 
"ÇOCUKLARIMIZA, MEDENİYETİMİZİN DEĞERLERİNİ ÖĞRETEMEYEN EĞİTİM SİSTEMİ BAŞARISIZDIR"
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yunus’u bilmeyen, Mevlana’dan haberi olmayan, Hoca Ahmet Yesevi’yi duymayan, Hacı Bayram Veli’yi, Hacı Bektaş Veli’yi, Ahi Evran’ı tanımayan bir nesil, engelliyi de saymaz, yaşlıya da hürmet etmez, kadına da değer vermez. İşte geçenlerde Ankara’da gazilerimize yapılanı gördünüz, hep duyduk değil mi? Bunlarda vicdan var mı, bunlarda insanlıktan nasibini almak var mı? Yok. İşte bunlardan hiçbir şey olmaz. İslam’ı kendi medeniyetimizin kaynaklarından değil de, dünyanın başka köşelerindeki yanlış uygulamalardan öğrenenler, dönüp dolaşıp ya DEAŞ, El Kaide, Boko Haram gibi eli kanlı örgütlerin ağına düşer, ya da mezhepçilik fitnesine odun taşır. Biz, meselelerimizin çözümünü kendi medeniyetimizde, kendi tarihimizde arayacağız."
 
Asırlar önce engellilerini musikinin gücüyle, suyun ferahlığıyla, canlılarla iletişimle topluma kazandıran bir medeniyetin, bugün hâlâ engelli sorununu tartışıyor olmasının üzüntü verici olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu noktada değerler eğitiminin önemine değindi ve "Çocuklarımıza medeniyetimizin, tarihimizin, kültürümüzün değerlerini öğretemeyen bir eğitim sistemi, benim gözümde başarısızdır, başarısız olarak da kalacaktır" ifadelerini kullandı.
 
"TÜRKİYE’NİN; 80 MİLYON VATANDAŞININ HER BİRİ GİBİ, ENGELLİLERİN KATKISINA DA İHTİYACI VAR"
 
Türkiye’nin, 80 milyon vatandaşının her biri gibi engellilerin katkısına da ihtiyacının olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla Türkiye’de ilk Engelliler Kanununu, 2005 yılında kendilerinin çıkardığını, Birleşmiş Milletlerin, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmesini 2009 yılında kendilerinin kabul ettiğini, Anayasa değişikliğiyle, engellilere yapılacak pozitif ayrımcılığı en üst düzeyde garanti altına aldıklarını hatırlattı.
 
Ailelere sağladıkları destekle bakım hizmetlerini yaygınlaştırarak ve istihdam imkanlarını artırarak, engellileri hayatın içine soktuklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hâlen 521 bin engelli vatandaşın, ailelerine sağlanan destekle evde bakım hizmetlerinden yararlandığını, kamuya ait bakım ve rehabilitasyon merkezlerinde sıra bekleyen hiçbir engellinin bulunmadığını, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden tüm engellilerin ücretsiz yararlanabildiğini hatırlattı.
 
"ENGELLİ BİREYLERE ÇALIŞMA HAYATINDA DAHA ÇOK YER VERİLMELİ"
 
Sadece kamuda çalışan engelli sayısını, 10 kattan fazla artırarak 52 bin 400’e çıkardıklarına işaret eden ve özel sektörden de benzer bir yaklaşım beklediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Her şey kanunla, her şey cezayla, her şey zorlamayla olmaz. Bazı şeyleri gönüllü olarak yapmak gerekir. Engelli bireylere çalışma hayatında daha çok yer vermek de, işte bu şekilde olmalıdır. Yasak savma kabilinden değil, kalpten gelen bir sevgiyle ve doğruluğuna inanarak bu işi yapmak gerekiyor. Aynı şekilde, şehirlerimizin binalarından yollarına, parklarından toplu taşım araçlarına kadar, engellilerin ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak planlanması gerekiyor."
 
Bu konuda hala eksiklerin olduğuna işaret ederek, engellilerin haklarını kullanabilmeleri için, sağlık raporlarının alınmasında sıkıntıların yaşandığı yönünde duyumlar aldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunun da bir an önce bir standarda ve sisteme bağlanmasında fayda gördüğünü söyledi.
 
Programı hazırlayan AK Parti Sosyal Politikalar Başkanlığı’na, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile diğer bakanlıklara ve bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarına, engelliler için yaptıkları çalışmalar için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Düne kadar her yerde engellenen, bugün ise tüm imkânlarla desteklenen engelli kardeşlerimize, kendilerine olan güvenimizi, itimadımızı boşa çıkarmadıkları için teşekkür ediyorum. Başarılarıyla göğsümüzü kabartan engelli sporcularımızı, sanatçılarımızı, bilim insanlarımızı, eğitimcilerimizi, bürokratlarımızı yürekten kutluyorum."
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından 'Engelleri Aşanlar-2017' programı kapsamında, gösterdikleri performans ve elde ettikleri başarılarıyla adlarından söz ettiren engellilere ödüllerini verdi.