Şiddeti önlemek hayvan sevgisiyle başlar.
Dün akşam Halk TV`de Halk Arenası`nda araştırmacı Gazeteci yazar sayın Uğur DÜNDAR Bey`in konuğuydu İYİ PARTİ Genel Başkanı Sayın Meral AKŞENER.
Koltuğuma yapışmış bir vaziyette, bir elimde kupa bardakla çayım, Genel Başkanım`ın ne dediğini biraz da TV`nin sesini yükselterek pür dikkat izledim.
Bir sanatçı olarak, uzun yıllar televizyonlara çıkmış bir insan olarak kameranın hiç bir şeyi affetmediğini söyleyebilirim. Sanatçının ve siyasetçinin halkla bütünleşmesi açısından göz teması çok önemlidir. Usta gazeteci sayın Uğur DÜNDAR, Genel Başkan Sayın Meral AKŞENER Hanımefendi`yı uyardı.Bu doğru bir uyarıydı, ancak oturma şekli karşılıklı olunca sayın DÜNDAR`a bakmasa, yalnız halkla göz temasında olsa o da moderatöre, yanı soruyu yönlendiren insana saygısızlık olurdu. Karşılıklı konuşmada karşıya bakamazsınız. Kameranın çekim alanı ( artık kaç kamera varsa) Meral Hanım`ın karşısında olsa TV izleyicisiyle göz teması kurulabilirdi. Bu program, netice de Halka sesleniş programı değil sohbet programı idi.
Yani ne kadar doğal olursan halktan karşılığını o kadar alırsın. Nereye baktığın değil ne konuştuğun önemli.
Bence tarafsız baktığımda, başta yanlış kelimeleri seçmemek doğru ifadeleri iletmek adına, sayın AKŞENER`in daha dıkkatli oldugunu, oto kontrolünü bırakmadığını söylemek mümkün. Öyle ya siyasetçiler dediğinden mesuldür..
Daha sonra doğal akışına bıraktığında halkın da sevdiği bir dille güzel bir sohbet gerçekleşti.
Sayın Meral AKŞENER, her zaman ki doğal enerjik kişiliği ile Türkiye`nin sorunlarını çözüm yollarını, eğitimden, kadın haklarına ve en çok ihtiyaç duyduğumuz hitabet şeklinden ve dahi ekonomiden,ayrışmış insanların; Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK`ün bizlere bıraktığı, tam bağımsız Türkiye anlayışıyla, birlik beraberlik ruhu ile çıkışı olduğunu, emperyalizmin, ortak değerlere sıkı sıkı sarılmakla püskürtüleceğini, bunun için de derhal; ayrıştıran dilden ve böyle yönetmekten bir an evvel vazgeçilmesi gerektiğini, her zaman ki yumuşak anlaşılır ve doğal bir dille anlattı. Hatta öyle ki kahve dili: Sen bittin oğlumun, halkı iyi bilen bir insan olarak karşılığını verdi.
Bir kadın siyasetçi olarak, ne kadar toparlayıcı olduğunu, kameradan yansıyan sıcaklığın evlere yansıdığını, ikna gücü değil, doğallığın, halkta prim yaptığını, halkan biri olarak yüreklere kazıdı..
Fakir, orta halli bir insanın, üstelik de disiplin ile yatılı okumuş İç İsleri Bakanı olmuş, siyasette istediği yere, bu günlere gelmiş insanın, mevzubahis VATAN`sa elini değil, gövdesini taşın altına koyduğunu güzel ifade etti.
Kadın ruhunun, o naif yumuşak koruyucu dilinin, Türk halkından karşılığını daha şimdiden aldığını düşünüyorum.
Bu fotoğrafta da gördüğüm gibi, iyi bir hayvansever ve iyi bir çevreci sayın AKŞENER.
Hayvan sever insanın, şiddetten uzak, iyi kalpli olduğunu bilenlerdenim. Tek karşılık beklemediğin sevgidir. Üstelik, şiddetin ülkemizde kol gezdiği bir dönemde, dilimizin bile şiddet içerdiğini düşünürsek, siyasete düzen vereceği, ihtiyaç duyduğumuz sevgi diline kavusacağımız, yaşamaktan zevk duyacağımız bir elin, yani, anne elinin bıze şefkatle dokunacağı, yüreğinın insan sevgisi ıle dolu bir siyasetçinin değişime, yeniden ayağa kalkmaya yön vereceği kesin.
Başaracağız...
Başaracağıııız diyor.
İyilerin başarmasına, kötülere galip gelmesine bir omuz vermemiz gerekmez mi?
O halde, birlikte başaralım.
Birlikte bu sese omuz verelim.
Dünyayı, kadın eliyle, barış diliyle güzelleştirelim.
ALLAH hepimize iyilik versin.
İyilerle karşılaştırsın.
Yoksa hayat çekilmez olur.
Bu eli tutun ve bir daha bırakmayın.
Pişman olmazsınız!