Siyasal İslamcıların en önemli özelliklerinden biri milli ve manevi değerleri çok iyi istismar etmeleridir.
Zamana ve duruma göre her kalıba girebilirler, her kutsal değeri kullanabilirler.
Eğer zaman milliyetçi olmalarını gerektiriyorsa milliyetçi olurlar.
Eğer zaman Kürtçü olmalarını gerektiriyorsa Kürtçü olurlar.
Eğer zaman dindar olmalarını gerektiriyorsa dindar olurlar.
Eğer zaman Atatürkçü olmalarını gerektiriyorsa Atatürkçü bile olurlar.
Menfaatlerine ne uygunsa anında şekil değiştirirler. Bukalemun gibi her ortama uyum sağlarlar.
Bu yüzden onları yakalamak zordur. Yakalamak için geçmişte neler yaptıklarını iyi bilmek gerekir.
Şimdilerde tüm Siyasal İslamcılar İstiklal marşı aşığı oldular.
Akıllarınca Danıştay'ın kaldırdığı Andımıza karşı İstiklal marşını koyarak kendilerini yerli ve milli gösteriyorlar.
Sanki ikisi bir arada olamazmış, olsa çok büyük yanlış olacakmış gibi "Bizim tek yeminimiz İstiklal marşı" diyorlar.
Birincisi İstiklal marşı ve andımız birbirinden çok farklı anlamlar taşıyan iki milli değerdir.
İstiklal marşı Türkiye Cumhuriyeti'nin milli marşıdır ve 80 milyon vatandaş olarak hepimiz okuruz.
Milli bayramlarda okuruz, resmi törenlerde okuruz, stadyumlarda okuruz, açılışlarda okuruz. Kısacası İstiklal marşını Türk milleti olarak farklı mekânlarda genciyle, yaşlısıyla, çocuğuyla hep beraber okuruz.
Andımız ise sadece okul çağındaki çocuklarımızın gelecekte vatana, millete karşı sorumluluklarını yerine getirmek için içtiği anttır ve sadece okullarda okunur.
Hal böyleyken koca koca adamlar çıkıp "Biz andımızı tanımıyoruz" diyorlar.
Açık konuşacağım. Size ne beyler? Çocukların yemininden size ne? Neden bu kadar rahatsız olup bir de üstüne andımızın karşısına İstiklal marşını koyarak çatışma yaratıyorsunuz?
Bu iki milli değerimiz birbiriyle çelişmiyor ki... Biri "kahraman ırkım" diyor. Diğeri "Ne mutlu Türk'üm diyene" diyor.
Arada ne fark var? Mehmet Akif'in kahraman ırkım derken hangi milletten bahsettiğini sanıyorsunuz?
İkinci ve asıl konuşulması gereken konuya geçelim…
Siz ne zaman İstiklal marşını bu kadar sever oldunuz? Sizin ömrünüz İstiklal marşı düşmanlığıyla geçti.
Biraz hafızalarımızı tazeleyelim…
Tarih 6 Eylül 1980
MSP, İsrail'in Kudüs'ü ebedi başkent ilan etmesini protesto etmek için Konya'da büyük bir miting düzenledi. Mitingin ana sloganı "Ya tam susturacağız, ya kan kusturacağız"dı.
Mitingi Konya Belediye Başkanı MSP'li Mehmet Keçeciler düzenledi. Mitinge katılanlar arasında MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan da vardı.
Mitinge çoğu sarıklı, şalvarlı kişilerden meydana gelen yaklaşık 100 bin kişi katıldı ve mitingde İstiklal marşı okunurken "Biz ezan istiyoruz, bu marşı okumayız" diyerek protesto edildi.
MSP daha sonra bu olayın cuntacıların bir komplosu olduğunu iddia etse de Siyasal İslamcıların İstiklal marşına saygısızlığı konusunda bu sadece başlangıçtı.
90'lı yıllarda Siyasal İslamcılar arasında İstiklal marşı okunurken ayağa kalkmak, laik devletin dayatmasıydı. Bu dönemde İstiklal marşı okunurken ayağa kalkmayanları, hatta İstiklal marşı okunurken cebinden Kur'an çıkarıp okuyanları çok gördük.
Çünkü onlara göre sadece Allah'ın huzurunda ayağa kalkılırdı. Bir marş için ayağa kalkmayı şirk olarak görüyorlardı.
AKP iktidarı döneminde de değişen bir şey olmadı. Özellikle çözüm süreci döneminde İstiklal marşını faşist marş ilan etmek için birbiriyle yarışanlar oldu. Çünkü İstiklal marşındaki kahraman ırkım ifadesinden rahatsız oluyorlardı.
PKK yı mutlu etmek için ''Kahraman ırkım da neymiş? Hangi ırkmış? Hepimiz insanız'' dediler.
İstiklal marşına bu kadar adice saldıran sözde akil adamlar gittikleri her şehirde İstiklal marşı okunarak protesto edildiler. Protestolara karşı tek tepkileri oturdukları yerden seyretmek oldu.
İstiklal marşını faşist marş ilan edenler sadece akil adamlar değildi. Rahatsız olanlardan biri de Bülent Arınç'tı.
14 Mart 2009 tarihinde Adana'da bir konferansa katılan Bülent Arınç, İstiklal marşının okunmasından sonra İstiklal marşının her toplantıda okunmasının bir 12 Eylül dayatmasını olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
''Birileri acaba ne der diye korkuyoruz, endişe ediyoruz. Sivil bir toplantıda bunu yapmak 12 Eylül'lerden kaldı. Her kürsüye çıkan bununla başlamak ihtiyacını duydu. Bu bir rehin, bu bir korku. Hala 'acaba birileri ne der?' diye. Ya medyadan korkuyoruz, ya içimizdeki birilerinden korkuyoruz, ya başkalarından korkuyoruz. Çünkü o kadar hadiseler yaşamışız ki, acaba birisi 'ne der' endişesi içindeyiz. Oysa böyle bir kural yok. O zaman bizim çok rahat biçimde 'Merhaba arkadaşlar' deyip, toplantımıza başlayabiliriz. Milli düşünce ve hassasiyetlerin gelişi güzel her yerde saygı duruşu yapmakla, milli marş okumakla aynı orantıda görmüyorum. Bunlar bize içimize sinmiş olan acabalardan biridir. Tam demokratikleşmediğimizin, bir takım dışarı çıktığımız zaman bize kim ne diyecek, kim kaşını kaldıracak, kim hangi hatayı bulacak bu endişeyle yaşadığımız içindir. Bunlardan ne kurtulabilirsek o kadar özgür bir toplum olacağız"
Bülent Arınç'a göre İstiklal marşını okumazsak daha demokratik bir Türkiye olacaktık.
AKP'nin İstiklal marşına saygısızlığı bununla sınırlı kalmadı.
14 Mayıs 2013 tarihinde Beylikdüzü Kültür Merkezi'nde Beylikdüzü Çözüm girişimi isimli bir grup tarafından organize edilen toplantıda İstiklal marşının okunmaması üzerine toplantıya katılan bir grup vatandaş İstiklal marşını okuyarak protesto ettiler.
İstiklal marşı okunurken Beylikdüzü İlçe Kaymakamı Ahmet Mesut Demirkol, Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yalçın, AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanı İbrahim Bülbüllü, Aras Marmara Vakfı Başkanı Vehbi Orakçı, Av. Ercan Ay, Nusret Yılmazer, muhtar Yusuf Yakup Kendir ve BDP'liler ayağa kalkmadılar.
15 Mart 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan İstiklal marşının bestesini beğenmediğini söyleyerek yeni bir beste yapılmasını gündeme getirdi. Çünkü kendisine göre İstiklal marşını bu şekilde yüreklerimize tam hitap etmiyordu. Her zaman olduğu gibi yine tek başına 80 milyon insanın marşını değiştirmeye kalktı ama neyse ki olmadı.
21 Şubat 2019 tarihinde Bayburt'un düşman işgalinden kurtuluşunun 101. yıl dönümünde düzenlenen törende İstiklal marşı okunurken protokoldekiler ayağa kalkmadılar.
20 Aralık 2019 tarihinde Kırıkkale Üniversitesi'nde Genç Kalemler Topluluğu ile Bilim ve Sanat Topluluğu'nun gerçekleştirdiği Dünya Arapça Günü etkinliğinde İstiklal Marşı, Arapça okundu.
İstiklal marşında ayağa kalkmayı Allah'a şirk olarak görenler, İstiklal marşından "kahraman ırkım" ifadesini çıkarmak için can atanlar şimdi andımıza karşı İstiklal marşını sahipleniyorlar.
İstiklal marşı da bizim... Andımız da bizim... Size ne oluyor?