Hayatlarında her hangi bir kitabın arka sayfasını okumaktan uzak olan bizlere akıl satmaya çalışıyor.. Şaşıyorum.. Şaşırmamak elde değil..
Son yıllarda toplumsal değerlerimizin yanı sıra kimliğimiz, kişiliğimiz, kültürümüzde hatta inanç değerlerimiz de değişmiştir.. Bütün bu değerler yozlaştırılmıştır…
Fikir yok…
Fikrin olmadığı yerde düşünce de yok...
Yargı yok.. Yargılamada yok..
Bu durumda birisinden aklı kullanmayı beklemek hayal olur. Aklın kullanılması bilgiyle olur. Sağlıklı düşünce ile olur...
Ülkemizde ve diğer ülkelerde inanılmaz olaylar yaşanıyor..
Gözümüz var, görmüyoruz...
Kulağımız var, duymuyoruz..
Beynimiz var, düşünmüyoruz..
Aklımız var, sorgulamıyoruz..
Adama soruyorum ve diyorum ki “On altı yıl boyunca hayatınızda, ailenizde ,yaşadığınız şehirde, ülkemizde sana göre değişen neler oldu?” Bu soruyu yeni konuşmaya başlayan bebeğe sorsam kendine göre akıllı cevaplar verir.. Gayet basit soru…Türkçe bilmeyen bir yabancı gibi yüzüme bakıyor.. Ses yok… Hemen kendini kurtarma planına baş vuruyor.. “Ben siyasetten anlamam. Aslında siyaset benim işim değil.. Bu soruları siyasette uğraşanlara sor..” Ancak aynı adam; Eğitim uzmanıdır. Ekonomisttir.. Edebiyatçıdır…İlahiyatçıdır. Dış işleri uzmanıdır.. Tarihçidir…vs…Kaderimiz bu, diyemeyiz.. Bana ne diyemeyiz.. İnsanımız bu…Anlatacağız…Yılmadan, usanmadan, bıkmadan, yorulmadan .. Başka çaremiz yok.. Kurtuluş yolu tek.. Aklın yolu da bir..
Bireyselliği bir kenara koymalıyız.. Kolektif aklı kullanmalıyız. Ortak aklı kullanmaktan başka çıkış yolumuz yok.. Ülke birliğini sağlamanın yolu ortak yanlarımızı öne çıkarmaktan geçer.
Toplumcu bakış anlayışımızı yaygınlaştırmalıyız. Ben değil, biz olmalıyız.. "BEN" diyenlerden kurtulmanın başka kuralı kaidesi, çıkış noktası, çözüm yolu yok..
Bir başka ifadeyle milletinin tümüyle ittifak yapmalıyız..
İttifak kelimesinin son günlerde sıkça duyar olduk. O zaman ittifak sözcüğünün manasını kısaca yazalım…
Gerçi bu günlerde "millet ittifakından" bahsetmek cesaret ister..
Şayet millet ittifakı derseniz; her türlü suçlamaya, iftiraya, karalamaya hazır olmalısınız. Bunları göze alıyorsanız “”MİLET İTTİFAKI”” söz dizisini kullanabilirsiniz.. Ben Millet ittifakı diyorum. Size karışmam…Diliminde temiz arı bir dil olmasına da özen gösteriyorum. Çünkü dile pislik bulaşmamalı..
İttifak; Uluslararası ilişkilerde türlü devlet ve ya güçlerin ortak eylemde bulunmak için oluşturulan birliktir..
Bu tanımdan yola çıkarak siyaset alanında kurulan ittifak ise; ortak hedefe ulaşmak için belirli bir süre iş birliği yapmaktır. İttifak yapılan taraflarla her konuda anlayış beklemek yanlıştır. Farklı düşüncelere sahip gurupların ve ya kişilerin asgari müştereklerde anlaşma, bir arada olma kararlılığıdır..
Bir kişi ya da grup ve ya siyasi parti ile seçim ittifakı yapmak demokratik bir harekettir. Özellikle ülkemizde ayrışmanın en üst seviyede hissedilir olması hatta farklı düşüncelere sahip insanların birbirlerine kinlendirilmesi, bununla da kalınmayarak toplumu iki ayrı düşman kampına dönüştürülmesinin önlenmesi için ittifakların kurulmasında çok büyük yarar var..
Millet ile el ele verilerek kucaklaşmak bana göre en önemli ittifaktır. Bir gerçeği açıkça yazmalıyım..Farklı siyasi partilerin varlığı demokrasinin temel kuralıdır. Yönetim sistemi demokrasi adını taşıyan her ülkede elbette birden fazla siyasi parti olur.. Bu partiler hizmet etmekte yarışırlar. Ancak ülkemizde böyle değil..
Siyasi Partilerin yöneticileri kendi hırs ve çıkarları için ahlaki olmayan bir çok söz ve söylemlerle ülkemizde maalesef karşımıza çıkıyor..
Siyaset "MEYDAN SAVAŞI" gibi yapılıyor. Siyasetin tarafları savaş söylemleri yüzünden medenice konuşma ve tartışmadan çok uzaklaşıyor..
Siyaset dili ülkemizde ölümcül zehir taşıyor. Sokakta söylenemeyecek sözler ülkemizi yöneten ya da yönetmeye aday olanlar tarafından pervasızca kullanılıyor. Adeta küfür yarışı yapılıyor. İftira, yalan ,insanları karalama, aşağılama sanki siyasi literatürmüş gibi kullanılıyor..
Suçlular gizleniyor.. Suçsuz ve masum olanlar her türlü söz ve eylemlerle suçlanıyor. Siyasetçilerin ağızları "hiç kimse kusura bakmasın" pislik kokuyor..
Elinde güç olanlar, bu gücü rakiplerini yok etmek için kullanmaktan geri durmuyorlar..
Siyaset pislik değildir..
Siyaset; kepazelik değildir..
Siyaset; düşmanlık değildir..
Siyaset; hakaret etmek değildir..
Siyaset; küfür etmek, aşağılamak değildir..
Siyaset; haksızlık yapmak değildir..
Siyaset; yalan söylemek değildir..
Siyaset; vurmak, kırmak, yok etmek değildir..
Siyaset; kalleşlik, kahpelik değildir..
Siyaset Hakk'ın izniyle, halka hizmet etme yarışı olmalıdır.
Bu anlayışla yol yürüyenlere selam olsun...
Dili tatlı, yüreği temiz, kalbi sevgi ve hoşgörü ile bezenmiş, özellikle insana hizmet etmeyi ibadet kabul edenlerin siyasette söz sahibi olmasını bekliyorum. Umarım hayal kırıklığı yaşamam...