Yıllarca ülkemizdeki siyasi partileri takip ediyorum. Söylemlerini izliyorum.
Bir çok kez yazdım… Tekrar ifade etmekten de mutluluk duymuyorum.
Bir ülke; parasızlıktan, imkansızlıktan yıkılmaz. İş başında olanların hatalı siyasi kararları yanı sıra ahlaksızlıktan, irfansızlıktan, bilgisizlikten, milli ve manevi değerlerin yozlaştırılmasından yıkılır. Tarihimizde yıkılan devletlerin ,çöküş nedenleri arasında en çok söz edilen ahlaksızlıktır.
Basit sorularla siyasal yapımızın ne durumda olduğunu görmek mümkündür..
Günümüzde siyasi partilerin her kademedeki yöneticileri hakkında bir çok iddia var...
Hemen hemen her kurumda;
Yolsuzluk var mı?
Var.
Rüşvet alınıyor mu ?
Evet, alınıyor...
Adam kayırma, yandaşlara devlet olanaklarında menfaat sağlama konuşuluyor mu?
Evet, konuşuluyor..
Her dönemin vurguncuları, soyguncuları,menfaat çeteleri devletin imkanlarında fayda sağlıyorlar mı?
Evet,sağlıyorlar..
Siyasetçiler, küçük siyasi menfaatleri için yalan konuşuyorlar mı?
Hem de nasıl.
Makam ve mevkilerde söz sahibi olanlar hak ettikleri için mi tercih ediliyor yoksa adamı olanlar mı ön plana çıkarılıyor?
Maalesef devlet kurumlarında liyakat, ehliyet ve deneyim arka planda.
Mevcut yasalar ve kurallar özellikle yöneticiler tarafından uygulanıyor mu?
Asla..
Ülkemizde adalet kurumuna güveniliyor mu?
Hayır..
Haram ve helal kriterlerine öncelikle yöneticiler dikkat ediyorlar mı?
Nerede?
Millet; yöneticilerine güveniyorlar mı?
Hayır.
Millet; siyasetçilerin sözlerine inanıyorlar mı?
Kesinlikle hayır.
Dürüstlük,doğruluk eğitim sistemimizin temel ilkeleri olmalarına rağmen, okullarımızda çocuklarımıza insan-ı değerlerden olan ahlaklı hayat şartları öğretiliyor mu?
Maalesef bir öğretmen olarak bu soru yada "HAYIR" cevabı vermek zorundayım.
Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle "BEN GÜZEL AHLAK-I TAMAMLAMAK ÜZERE GÖNDERİLDİM.” temel prensibi büyük çoğunluğu Müslüman olan halkımız tarafından yaşam şekli olarak algılanmış mı?
Hayır.
Önemli kurumlarımız var. Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Eğitim, Din hizmetleri, adalet kurumları. Siyasetçiler bu kurumların önemine binaen korunması gerektiğine inanıyorlar mı?
Hayır..
Hazreti Ali’ye; "DEVLETİN DİNİ VAR MI? EVET VAR" demiş; "NEDİR DEMİŞLER" O da “”ADALETTİR”demiş. Elbette adalet yoksa, devletten söz edilemez.
Yine sevgili peygamberimizin "Bir saatlik adalet,bin saat nafile namazdan daha üstündür." sözleri Müslümanlar olarak Türk Milletine ve özellikle de siyasetçilere etki etmiş mi?
Yine üzülerek belirtiyorum..Hayır ,etki etmemiş..
Bakınız beyler,ülkemizde kesinlikle ahlak buhranı ,ahlak çöküşü yaşanıyor..Bu durum hepimiz için büyük bir felakettir..Herkes aklını başına almalı ve derin derin düşünmelidir.
Öncelikle siyasi kişilikler ahlaklı olmalıdır. Dürüst ve doğru olmalıdır. Güvenilir olmalıdır. Namuslu olmalıdırlar..
Türk milleti de ahlaklı, dürüst, namuslu, vatan sever, çıkarcı olmayan,halkın menfaatlerini önceleyen, adil ve adaletli olan,hırsızlık yapmayan, yolsuzluklara fırsat vermeyen, bölücü ve yıkıcı olmayan insanlara sahip çıkmalıdır..
Geçenlerde şöyle bir paylaşım yaptım..
Dedim ki; "Çalmayacak,çaldırmayacak,yetim hakkı yemeyecek,dürüst ve namuslu aynı zamanda da sözünü namusu gibi koruyacak belediye başkan adaylarına ,partisine bakmadan oy vereceğim."
Altına yazılan yorumları okurken yüzüm kızartı..
Bir arkadaş aynen şöyle yazdı: "Hocam; böyle aday var mı? söyle de geleyim ona birlikte oy verelim."
Bunun tercümesi şu; "Herkes çalıyor... Çaldırıyor. Hırsızlık yapıyor. Hırsızlık yaptırıyor. Adayların hiç birisi dürüst ve doğrudan yana değil. Her aday yalan söylüyor. Verilen sözlerini tutmuyor. Kısaca namussuzluk yapmak, ahlaksızlık yapmak toplum tarafından olağan karşılanıyor."
Hiç kimse kusura bakmasın. Halk siyasilere böyle bakıyor. Her birey şahsi çıkarı için ahlaklı davranışları yok sayıyor.
Siyasilerin tavrını şu sözler net bir şekilde anlatmıyor mu?
“ÇALIYORLAR AMA ÇALIŞIYORLAR."
Başka söze gerek var mı?