Siyasi partilerin denetiminde şeffaflık.

Ahmet Baybars GÖĞEZ

%10 barajını aşarak TBMM’ne girmeye hak kazananlar ile ittifak içinde veya tek başına genel seçimlerde %7 (2011 yılında “Demokratikleşme paketi” ile %3) oy alan siyasi partilere hazine yardımı yapılıyor. Seçime katılanlar arasında bu orana ulaşan parti olmadığı için %1’e çekilmesi konusunda görüşler var.

Partilerin 2021 yılında bütçeden alacakları hazine yardımı tutarları; AKP 209 Milyon TL, CHP: 111 Milyon TL, HDP: 57 Milyon TL, MHP: 54 Milyon TL, İYİ Parti: 49 Milyon TL.

Hazine yardımı konusunda ki tarihsel süreci detaylı açıklayan ve çok yararlandığım olumlu ve olumsuz yönde eleştirileri de içeren bazı makaleler ve araştırmaları aşağıda paylaşıyorum.

https://hukuk.deu.edu.tr/wp-content/uploads/2017/11/15-NAZLI-ERDEM.pdf

https://www.sayistay.gov.tr/tr/Upload/95906369/files/dergi/pdf/109m4.pdf

http://file.setav.org/Files/Pdf/20150120130346_analizsiyasipartilerinfinansmani.pdf

Yazımızın konusu siyasi partilere yapılan hazine yardımlarından çok, hesaplarının denetimi ve kamuoyuyla paylaşılması. Önce bazı görüşleri paylaşmak isterim.

Siyasi partilerin etkin bir şekilde rekabet edebilmeleri için güçlü örgütlenme yapılarına sahip olmaları ve yurttaşlarla sistemli ve düzenli bir iletişim içinde olmaları gereklidir. Bu tür bir yapılanma ve çalışma, partilerin kullanabileceği finans kaynaklarının mevcut olmasını gerekli kılmaktadır. Demokratik ülkelerdeki siyasi parti yapılanmalarına bakıldığında siyasi parti finansmanında önemli olan bazı unsurlar öne çıkıyor. Bunlar arasında parti finansmanının şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesi, yolsuzluk şüphelerinin önüne geçilmesi ve siyasi partilerin özel çıkarların boyunduruğu altında kalmasının engellenmesi için denetim altına alınması bulunmaktadır. Siyasi parti finansmanının şeffaf ve denetlenebilir olması, aynı zamanda seçmenlerin hangi adayı ya da siyasi partiyi destekleyeceğine ilişkin kararlarında da etkili olduğu için demokratik siyasi partiler bağlamında önemli bir unsurdur. https://ipc.sabanciuniv.edu/Content/Images/CKeditorImages/20200329-01031415.pdf

Almanya, İtalya, Avusturya, Kanada, Finlandiya ve İsveç’te devlet yardımlarının tümü parti genel merkezine değil, partinin bütün teşkilatına belirli oranlarda dağıtılmaktadır. Ayrıca Almanya, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Norveç, İsveç ve Hollanda’da ise partilere yakın eğitim ve araştırma kurumlarına düzenli devlet yardımları yapılmaktadır. Hollanda’da, kamusal destekler konusunda, sadece partilerin eğitim ve araştırma kurumlarına yardım yapılması bakımından kendine özgü bir sisteme sahiptir.

Türkiye’de ise, devlet yardımları doğrudan siyasi parti genel merkezlerine yapılmakta ve bunların kullanımı konusunda “parti ihtiyaçları ve amaçları” dışında bir sınırlama getirilmemektedir. Bu sebeple, partinin hak ettiği devlet yardımının bir kısmının (örneğin %30) doğrudan parti taşra teşkilatına yapılması, bir kısmının da (örneğin %30) eğitim, politika geliştirme, kamuoyu araştırması, yayın vb. alanlarda kullanılmasının zorunlu tutulması, hem parti içi demokrasiyi güçlendirecek hem de siyasetin kamusal finansmanının aynı zamanda demokrasinin finansmanı olduğu yönündeki görüşün daha güçlü savunulmasına imkan tanıyacaktır. http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2011-94-709

Partilerin denetimi konusunda yorumumuza geçmeden önce gelir ve giderleri hakkında bilgi verelim;

Gelir kaynakları 1983 tarihli 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu Md. 61’de sayılmıştır;

· Parti üyelerinden alınacak giriş aidatı ile üyelik aidatı, · Parti milletvekillerinden alınacak milletvekilliği aidatı, · Milletvekili, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve il genel meclis üyeliği aday adaylarından alınacak özel aidat, · Parti bayrağı, flaması, rozeti ve benzeri rumuzların satışından sağlanacak gelirler, · Parti yayınlarının satış bedelleri, · Üye kimlik kartlarının ve parti defter, makbuz ve kağıtlarının sağlanması karşılığında alınacak paralar, · Partice tertiplenen balo, eğlence ve konser faaliyetlerinden sağlanacak gelirler, · Parti mal varlığından elde edilecek gelirler, · Bağışlar, · Devletçe yapılan yardımlardır

Siyasi Partiler Kanunu Md. 70’e göre giderler;

Bina kiralama, döşenmesi, bilgisayar alımı, elektrik, su harcamaları, seçim kampanyalarında, reklam, afiş, çeşitli organizasyonlar, seyahat ve harcırah ile propaganda giderleri de partilerin önemli giderlerdendir.

Md. 73’e göre bağlı ilçeleri de kapsamak üzere il teşkilatları ayrı ayrı gelir tahminlerini ve gider miktarlarını gösteren bir yıllık bütçe hazırlayarak ilgili takvim yılından önceki Ekim ayı sonuna kadar genel merkeze göndermek zorundadır. Bu bütçeler ile aynı süre içinde hazırlanacak genel merkez bütçesi en geç ilgili takvim yılından önceki Aralık ayı sonuna kadar parti merkez karar ve yönetim kurulunca incelenip karara bağlanır. Siyasi partilerin hesapları bilanço esasına göre düzenlenir. Parti merkezi ve bağlı ilçeleri de kapsamak üzere il teşkilatları, her bütçe yılını izleyen Nisan ayı sonuna kadar, bir önceki yıla ait uygulama sonuçlarını gösteren kesin hesaplarını hazırlar ve merkez karar ve yönetim kurulunca incelenerek karara bağlanıp birleştirilir.

Siyasi partilerin gelir ve giderleri; a. İç denetim. B. Dış denetim olarak yapılır.

Md. 74; Mali denetim Anayasa Mahkemesince yapılır. Bu denetimde siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunu denetlenir, ancak yapılacak kanuna uygunluk denetiminin siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bu faaliyetlerin yerindeliğini içerecek şekilde yapılamayacağı, denetimde harcamaların gerçek mahiyeti esas alınacağı ve şekle ve usule ilişkin eksikliklerin harcamaların kabul edilmemesini gerektirmeyeceği düzenlenmiştir.

Anayasa Mahkemesi denetimini evrak üzerinde gerçekleştirilir. Sayıştay’dan yardım alınarak hazırlatılan raporlar üzerinden yapabileceği gibi, siyasi partilerin genel merkezlerinde ve mahalli teşkilatlarında doğrudan doğruya veya kendi üyeleri arasından görevlendireceği bir naip üye veya mahallin en kıdemli adli veya idari yargı hâkimi niyabetinde yaptıracağı inceleme ve araştırmalar üzerinden de yapabilir. Bu maksatla, yeminli bilirkişi görevlendirebileceği madde hükmünce düzenlenmiştir.

Anayasa mahkemesince yapılan denetimlerin sonucu Resmi Gazete yayınlanır.

Yukarıda açıkladığımız gibi kamuoyunu bilgilendirmek için yapılan denetim sonuçlarının, şeffaflık ve hesap verilebilirlik adına partilerin web sitelerinde de yayınlanması gerektiğini düşünüyorum. Hatta merkez, il ve ilçelerin gelecek yıllara ait gelir/gider tahmini bütçeleri ile gerçekleşmeleri de vatandaşların görebilmesi gerekir. Bu disiplin sağlandığı takdirde her yıl milyarlarca gelir elde ederek harcama yapan partiler, devlet kurumları ve yerel yönetimlerin Sayıştay tarafından yapılan denetimleri hakkında, şeffaflık ve hesap verebilirlik adına daha fazla eleştiri yapabilme hakkına sahip olacaklar, üyelerinin güvenini kazanacaklardır.

Siyasi partiler bir kamu kuruluşu olmasa da gelirleri kamu kaynağı olarak yorumlanmalıdır. Her kamu kaynağının da kamuoyu tarafından denetlenebilmesi gerekir.

Sevgiler ve saygılar sunarım.