Yaşamının baharından 18 yılı heder edilmiş, 20 kez eğitim sistemi değiştirilmiş kuşak..
Şimdi de Z kuşağının 'dislike'ına bel bağlayıp, bu konuda hiçbir sistem geliştirmeden yan gelip yatarak o çocukları yalnızca oy deposu olarak görmek ve kendi yanaşma konumlarını Z'ler üzerinden tahkim etmek isteyen bir siyaset anlayışı başladı. Bu çocuklara bu yükü yüklemeye hakkımız var mı diye düşünmeden, onlara böyle sorunlu bir vatan bıraktık diye utanmadan, her zaman ve hep ben merkezli, hep bencil, hep kul hakkı yiyen hasta bir zihniyet. Kuşakları her dönemde harcamış, heder etmiş bir zihniyet. Önceden sayılarla (68, 78) diye ifade edilen kuşaklar, şimdi harflerle "x, y, z" denilerek ifade edilince zihniyet değişmiyor. Siz gençleri tüketirken harflerin sonuncusu olan Z'ye mi geldi sıra?
Basit bir soru soralım mı?
- Z kuşağından beklentiniz nedir?
Bir şarkı vardı ya hani "ne verdin ki bana, ne istiyorsun?" diye...
- Örneğin Z'ler takım oyunu oynamaya uygun mudur? Sosyal özellikleri nasıldır? Ceberrut bir düzenle mücadele donanımları var mıdır?
- Ucube eğitim sistemi ile sinirleri tahrip edilmiş bir kuşağa yük yüklenirse istiap haddi kaldırır mı? (İstiap haddi denince benimle dalga geçecek bir kuşak bu)
- Yeni malzeme bulmuş gibi Z'ye sarılan siyaset anlayışı onları çığsındırmaya devam edecektir.
- Z diyerek genellemek doğru mu?
- Z'ler homojen mi?
- Türk, Japon, Suriyeli Z aynı mı?
- Peki, her Türk Z'si aynı mı?
- Hedefsiz ve sistemsiz tepkiler bizi sonuca götürmez. Z kuşağının tepkisi ile Gezi Parkı'nı irdeleyerek analiz edersek, ellerini ovuşturanlara "Buradan ekmek çıkmaz" (!) derim.
- Gerçek çözümlemelerle hedeflere yönelik çalışma yapılıyor mu?
- Yükü Z kuşağının sırtına yükleyip vatanı kurtarmalarını beklemek doğru mudur?
Mevcut siyaset ve STK anlayışı onlara bir kanal açmayıp kullanmak istiyorsa avucunu yalar.