Bu sene Abdulhamit Han’ın ölümünün 100. Yılı. Bu senenin “Abdülhamit Yılı” seçilmesi isabetli bir karar. “Abdülhamitsiz 100 Yıl” başlığı altında konferans, seminer, panel ve sohbetler düzenlenecek.
Ben de Abdülhamitsiz 100 yıl”ı anlatmak üzere bir yere davet edildim ve Hatırlayabildiğim cümlelerle konuyu takdirinize sunuyorum. Konferans metnim uzun olduğu için ilk bölümde “Abdulhamit Hanlı 33 yılı ikinci bölümde AbdulhamitHansız 100 yılı yazacağım inşallah.
Kıymetli Arkadaşlar;
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nda sekiz yıl çalıştım. Abdülhamit dönemi belgelerinin bulunduğu Yıldız Arşivi kataloglarının tamamına yakını elimden geçti. Belgelerin büyük bir kısmına vakıfım. Beni öneren kimse herhalde “bu konuda Adem Hoca konuşabilir” düşüncesiyle hareket etmiş olmalı.
Arkadaşlar; Arşivde çalıştığım 8 yıl boyunca kendimi Sultan Abdülhamit döneminde bir devlet dairesinde memur olarak hissettim. Çalıştığım müddetçe belgelerde Osmanlı’nın çöküşüne giden yolu adım adım izledim. Öyle zamanlar oldu ki Osmanlı’nın çaresizliğini gördüm ve masamın başında göz yaşlarıma hakim olamadım.
Osmanlı’nın son zamanlarında devlet adamı olmak. Hele hele hanedan mensubu olmak hiç de öyle akıl selametiyle bulunulacak bir durum değil. Nice padişahlar, hanedan mensupları akıllarını kaybetme derecesine gelmiştir. Sultan İbrahim’e “deli” yaftası vurulması nedendir? Sultan V. Murad’ın başına neler geldi? Üç aylık saltanatında nelere maruz kaldı da aklını yitirdi(!)
Milli Mücadeledönemine ait TBMM tutanaklarını okuyorum. İstanbul’un işgalinden sonra gelen haberler sarayda hanımefendilerin ve kızlarının aklını yitirme derecesine geldiğine dairdi.
Sultan Abdülhamit’i düşünün; başına geçtiği devlet ilk iki yılında Kafkasların tamamını ve Balkanların büyük bir kısmını kaybetmiş. Son bir yılında Meşrutiyet’in tekrar ilanında İhtilalciler İstanbul’da Fransız İhtilal Marşı söylemiş. Hemen sonrasında bizden ayrılan devletler Balkan Harbi’nde bize kafa tutmuş.
Sultan Abdülhamit’in idareye hakim olduğu 30 yılının tamamında Ermeni İsyanları ile uğraşılmış. Yemen huzur bulmamış. 1869’dan 1918’e bir milyon evladımızı Yemen’de kaybetmişiz. Çanakkale’nin dört katı.
Değerli Arkadaşlar buraya gelmeden önce Facebook arkadaşlarımdan SultanAbdülhamit hakkında ne düşündüklerini sordum. Bir doçent arkadaşım “AbdülhamitHanmodernistti” dedi.
Evet Sultan II.Abdulhamit dönemi Osmanlı Türk modernleşmesinde önemli bir adımdır. Yenilik hareketleriyle başlayan modernleşme sürecinin en kararlı dönemidir. Bu dönemde başlayan fikir hareketleri Osmanlı aydınlanmasına katkı sağlamıştır. Bu fikir hareketlerini konu olarak biz “Osmanlı Devleti’nin Yıkılışını Engellemeye Yönelik Fikir Hareketleri” adıyla ele alıyoruz. O zamanın aydını bu fikir hareketlerini tartışarak ideal Osmanlı Aydın Tipini bulmuştur. Bu tipZiya Gökalp’de; “Türkleşmek İslamlaşmak Batılılaşmak” şeklinde sistemleşmiştir.
Sultan Abdülhamit dönemi modernleşme atılımları Osmanlı’yı çöküşten kurtaramamış ama yeni Türk devletinin temelleri atılmıştır.
Büyük Harbde;Çanakkale’de, Kutülamara’da, Birüssebi’de, Gazze’de daha bir çok cephede mevzi de olsa başarılar kazanan ordu Abdulhamit döneminde açılan modern okullarda yetişti.
Abdülhamit Han dendiğinde ilk akla gelen Eğitim’dir. Abdulhamit Han,yabancı ve azınlık okulları ile rekabet edebilecek güçte modern mektepler açtı. Bunları teftiş etmeye çalıştı.
Sultan Abdülhamit Osmanlı’dazıraai üretimin gelişmesini sağladı. 1850’li yıllarda para bulunamadığı için kapatılan Halkalı Çiftliğini, Ziraat Mektebi’ne dönüştürdü. Konya’da Sulama Projesi başlattı. Duyun-ı Umumiye’ye rağmen bu mektepler ve projeler için para buldu.
Osmanlı devleti son zamanlarda ordu ihtiyacı için dışarıdan Odessaborsasından buğday alırken 1897-98 Osmanlı-Yunan harbinde Orta Anadolu buğdayı ile ordumuzu doyurdu ve bu Devlet-i Âliye’nin son zaferi oldu.