15 Temmuz da Suriye Operasyonu da Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir uzantısıdır
Birileri düşünüp doğruları yazmamıza mani olmak üzere sürekli üzerimizde tehditlerini hissettirirlerken; ne olur sizler de iki-üç cümle ile izah edemeyeceğimiz kadar önem arz eden konuları uzun yazılarla anlatıyoruz diye okumamazlık yapmayın. Cümlenize selam olsun.
Gelelim mevzumuza...
AKP kurulduğundan bu yana ne olup bitiyorsa anlaşılan o ki; BOP projesi dahilinde oluyor ve bitiriliyor.
Bu projenin alt zeminin oturması için yaklaşık 2007 yılına kadar AKP'nin yeterince muktedir olması yönünde ABD her türlü desteğini verdi. Bunda özellikle "Cemaat-Fetö"nün lobicilik gücü en etkin şekilde kullanıldı.
Düşünülen siyasi güç elde edildikten sonra da; sıra geldi muhtemel milliyetçi, ulusalcı Atatürk sadakatlı sivil ve asker direnişine karşı tedbir almaya. Bunun için de; AKP siyasi desteğiyle Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile muhtemel direniş gösterecek unsurları bertaraf edilip, kalanlarını da yıldırma sürecine gidildi.
Sonra sıra neye geldi? BOP projesine mani olan devletin yönetim şekline ve organizasyonuna müdahale edilerek, sistemim değiştirilmesine. O iş de nasıl halledildi; 15 Temmuz ihanet kalkışması ile...
Şimdi sıra neye geldi? Türk askerinin şehitler vererek Suriye'nin kuzeyinde sağladığı güvenlik alanında; tüm sosyal ihtiyaçların sağlandığı, alt yapıları ile inşa edilecek olan köyler, ilçeler ve şehirlere. Zaten geçtiğimiz günlerde Erdoğan bu projesinin tanıtımını yapmıştı. Hatırlayın lütfen Kuzey Irak Özerk Bölge Yerleşkesinin inşasını da biz sağlamıştık.
Kim ne derse desin; mevcut aklımla bildiklerime, gördüklerime dayanarak düşünüp vardığım hüküm o ki; Barış Pınarı Hareket'miz sınır güvenliğimizden öte BOP projesinin bir uzantısı gibi görünüyor. Eğer sadece sınır güvenliği operasyonu olsaydı; hiç bir Allah'ın kulu ya da devleti o terörist çeteyi gidebildikleri yere kadar kovalayıp, bulundukları yerde imha edilmelerine mani olamazdı. "Kürt devleti" için alt yapısını Erdoğan'ın anlattığı güvenli gölge için gerekli bölge boşaltılmış olduğu için operasyon durdurulmuştur.
PYD/PKK adına, ABD inisiyatifinde, BOP projesi dahilinde sağlanan binlerce TIR dolusu silah ve 70 bin kişilik savaşacak insan gücünün bugünkü varlığı sadece ve sadece kurulacak Kürt devleti için aynen zamanında Suriye'nin parçalanmasına bahane olsun diye inşa edilen IŞID vari unsurlardır. Girdiği her yeri yerle yeksan edip, süpürüp alan IŞID'dan geriye ne kaldı, hiç bir şey. Çünkü IŞID'ın devamına gerek kalmadı, zira görevini yaptı; Suriye parçalandı!
Yani ABD; PYD/PKK'nın arkasında diye kurulacak olan Kürt devleti de onların inisiyatifine terk edilecek, onların da varlığı devam edecek diye bir şey olmayacak. Onlar da devre dışı bırakılacak; aynen IŞID gibi. Sonra biz Türkler maalesef bir gerçekle baş başa kalacağız; kendi ellerimizle kurduğumuz yeni komşumuz, İsrail uzantısı bir "Kürt Devleti".
Anlaşılan bir "esir olma" veya "şantaja uğrama" hali var!
Onca twit'i yedik yuttuk, yetmedi; Türk milleti olarak tek tek her birimizin onuruna dokunan, adeta önceki twit'ler üzerine sos olan mektubu da görmeyen, duymayan, bilmeyen muhterem; istediğini alan Trump'ın teşekkür twit'ine nihayet karşılık verdi. İyi niyetlerini bildirdiler.
Anlaşılan o ki; muhteremin tek isteği Trump'ın övgüsüne mazhar olmakmış. Övüldü ve her şey yoluna girdi. Öyle ya; Trump'ın o twit'leri ve mektubu muhteremi yeterince tahrik etmediğine göre başka ne anlam çıkarabiliriz.
Bana ne de kolay "Zillet illet" diyorsun değil mi? Dışarıya esip gürlemen için ille de seçim arifesi mi olması lazım? Yahu tam da zamanı deği mi; Trump'a okkalı bir giydirme yapman için. Beni "zillet, illet; kandan beslenen, ayaklarının altına alınası güruh" gördüğün gibi aynısını Trump'a da yapabilirsin. Hangi hatıranıza veya vefaya binaen çekinip, yapamıyorsun?
Hani sen ancak "Muadilin" ile yani Trump ile görüşebilirdin? Ne oldu şimdi; "ABD Başkan yardımcısı" ile görüşeceksin. Bu adamla görüşecek olanın senin yardımcının olması gerekmez miydi.
Şimdi senin için "Otoriter tek adam" desem beni mahkemeye verirsin; onun için demeyeceğim,Trump ile görüşmeyip, O'nun yardımcısı ile görüştüğüne göre; ya o adamın ya da kendi konumunun tanımını bizlere yeniden yapman lazım.
ABD'nin muhatabına yedirdiği mektubu; sanki esir alınmış bir askerin cebinde sakladığı, devlet sırlarını taşıyan bir mektupmuş gibi buruşturup, ağzına atıp, çiğneyip yutmak gibi bir fedakarlığı, bir zekayı anlatır gibi zaferle taçlandırarak anlam yükleyip, anlatmaları yok mu; evlere şenlik. Bunların alayı besleme.
Hep diyorum ya; "Arsıza kütük çakmışlar bu gürültü nereden geliyor?" demiş.
Anlaşılan bir "esir olma" veya "şantaja uğrama" hali var.
Anlaşılır gibi değil. Muhterem esiyor, gürlüyor ancak her defasında süreç belli bir noktaya gelince ne istenirse veriliyor. Buna bir defa değil, kaç defa şahit olduk.
Demokratik Parlamenter Sistemde olsaydık, kuvvetler aylığı prensibi çalışıyor olacağından; devletin tek adama değil, kurumların kurumlara karşı sorumlulukları gereği; olup bitenleri devletin istihbaratı başta olmak üzere bir çok kanalından haberdar olma imkanımız olacaktı. Maalesef bu devlet geleneği artık olmadığından; bilinenler de, söylenenler de tek adamın iki dudağı arasında saklı olanlardan ibaret.
Bu arada Türk milliyetçiliği kurumsal kimliği patentinin kendilerine ait olduğunu iddia eden tek adama meftun kimselerin üzerlerine giydikleri vebal gereği yaşanan bu yalpalamalara, tavizlere açıklama getirmek durumundadırlar.
ABD; tek adamın Arap baharı rüzgarında sörf yapma tutkusu ve ego tatmini isteğine karşılık BOP Eş Başkanlığı vazifesini kendisine dikte ederek Suriye bataklığına dahil edildik. Şimdi de; tek adam ve diğerlerinin mal varlıklarının teminat altına alınması karşılığı, bataklıktan kurtulmak için yapılan operasyonun durdurulmasına razı edildiğimiz anlaşılıyor.
Önce lahmacun ısmarladık sonra terörist dedik
Bütün bu başımıza gelenler BOP Projesi Eş Başkanlığı vazifesi ile Arap Baharı rüzgarında sörf yapma tutkusu değil mi?
Evet, ordumuzun arkasındayız, zaferi için elbette sonuna kadar yanındayız, millet olarak duacıyız ama inşallah zaferden sonra Arap baharında sörf yapma tutkusunun da; PYD'ye ısmarladığımız lahmacunların da illaki hesabı sorulmalıdır.
CHP sözcüleri niçin muktedirlere şunu söylemeyi akıl etmezler; "Biz koskoca TC Devleti'nin lahmacun ısmarladığı PYD için onlar bize mi saldıracaklar" dedik.
Öyle ya; muktedirler CHP'yi böyle dedi diye lince tabi tutuyorlarsa PYD'ye niçin lahmacun ısmarlayıp, topraklarımızdan geçirerek mihmandarlık yaptılar?