SURİYE’NİN TÜRK HALKLARI (*)
Türkmenlerin Anadolu ve Suriye’ye gelerek yerleşmeleri XI. Yüzyılda gerçekleşmiştir. Göçebe olan halk Kuzey Suriye’de dağınık olarak yerleşmişler yarı göçebe olarak hayatlarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı imparatorluğu döneminde özerk aşiretler tarafından yönetildi. Çoğu Türkmen Araplaştı, Sunni- Müslüman topluluğun üyeleri oldular. Asimilasyona uğradılar.
1.Dünya savaşında Suriye ve Hatay Fransız yönetimi altına girdi. Fransa’nın sömürgesi oldu. O günlerde Hatay nüfusunun yarısı Türk olarak kaydedilmiştir. Fransızlar Hatay’da özel rejim uyguladı. Türkçeyi resmi dil olarak kabul edip okullarda öğretilmesine izin verdi. Yapılan plebisit sonucunda 1939’da Hatay Fransa tarafından Türkiye’ye bırakıldı.
Humus ve Halep bölgelerinde ve Türkiye sınırına yakın köylerde yoğunlaşan Türkmen ve Türklerin sayısının 100 bin olduğu tahmin olunmakta ise de son Suriye İç Savaşında sayının çok aşağılara düşmüş olduğu söylenebilir. İç savaş nedeniyle Suriye’den Türkiye’ye 3 milyona yakın göç gerçekleşti.
SURİYEDE TÜRKMENLER
Türkmen, Oğuz Türklerinde Müslümanlığı ilk olarak kabul eden Türkler anlamına geldiğini belirttikten konumuza geçebiliriz. Suriye konum olarak doğu ve batıyı birleştiren Anadolu’nun uzantısı durumundadır. Antik çağda Sümerlerin, Asurluların, Makedonyalıların, Romalıların hâkimiyeti altında kalmıştır. İslâmiyetle birlikte Arapların bölgeye ilgileri başlamış Emevi ve Abbasiler dönemlerinde artarak devam etmiştir.7-8. yüzyıllarda Fırat, Dicle nehirleri vadilerine yerleşen Türkmenlere daha sonrada Anadolu’dan gelenler eşlik etmiştir.9-11. yüzyıllar Türkmenlerin bölgede yaşadıkları, yerleştikleri dönemlerdir. Suriye 875-905 yılları arasında Tolunoğlu hanedanı tarafından yönetildi.935-969 yılları arasında İhşidiler bölgenin yönetimini ellerine aldılar. İhşidilerin Şii Fatimi devleti tarafından yıkılması, 10. yüzyılda Abbasi imparatorluğunun parçalanması Bizans eğemenliği ile son buldu .Büyük Selçuklu devletinin Dandenakan savaşı sonrası Gaznelileri yenmeleri sonucu 1063’den itibaren Suriye Türkmen yerleşim yeri olmaya başladı. Halep, Lazkiye, Trablusşam kentleri ile Asi nehri üzerinde yer alan Hama, Humus ve Şam’da Türkmen yerleşimi yoğunluk kazandı. 1069-1070’de güney Suriye’nin tamamı Selçuklu Kurlu ve Atsız beyler tarafından tamamen fethedildi.
Oğuz boylarından Yıva, Bayat, Avşar, Beğdili, Döğer ve Üçok oymakları 1077’de Suriye Selçuklu Meliki olan Tutuş tarafından Halep ve Şam’a yerleştirildiler. Atabeylikler tarafından yönetilen Suriye 1154’de Zengi Atabeyi Nureddin Mahmud’un eline geçti. Zenginin 1147’de ölmesi üzerine atabeylik Musul ve Halep atabeylikleri olarak iki kola ayrıldı. Daha sonra Haçlılara karşı başarılı direniş gösteren Selahattin Eyyübi tarafından yönetildikten sonra Memluk hakimiyeti gerçekleşti. 1243 Moğol baskısı nedeniyle, Sultan Baybars döneminde Sivas ve Kayseri’den göç ederek Suriye’ye yerleşenler oldu. Şam’da yerleşik Türkmenler1337’de Dulkadiroğlu beyliğinin kuruluşunda bulundular. Yavu Sultan Selim1516’da Suriyeyi Osmanlı toprakları içine kattı. 1691-1699 yılları arası Konar göçerliğin yerleşik düzene geçirilmeleri amacıyla boş ve harap bölgeler iskana açıldı. Osmanlı hakimiyeti 1916 yılı sonuna kadar kesintisiz olarak devam etti.
1914 yılı meydana gelen 1. Dünya savaşı, Osmanlı döneminde gelşmiş ve huzur içinde olan Suriye 1918 Mondoros Mütarekesi sonrası Fransız ve İngilizler tarafından işgal edildi. 1936’da Fransa’nın denetimi altında cumhuriyet kuruldu.1946’da bağımsız devlet haline geldi.
Gerek sömürge döneminde ve gerekse bağımsızlık sonrası Türkler asimilasyona uğradılar. Suriye Türkleri Araplaştırıldılar. Günümüzde de değişik şekillerde Türklerin imhası, kıyım ve sürgüne uğramaları devam etmektedir. Nüfuslarının 5.5-4 milyon civarında oldukları, 500’ün üzerinde köyde yaşadıkları tahmin olunan savaş nedeniyle akibetleri belli olmayan Bayat, Afşar, Karakeçili, İsabeğli, Elibeyli, Musabeğli, Elbeyli, Akar, Hayran, Çandırlı, Sincar gibi Türk boyları hakkında sağlıklı bilgi yoktur. Kıyıma uğradıkları gibi yerlerinden göç edenlerin olduğu da gerçektir.1963 sonrası sistematik olarak baskı ve tehdit altında kaldılar. Suriye lehçesi en fazla Türkçe içeren Arap lehçesidir. Türkçe isimler değiştirilmiş olup, Türkçe öğretimde yapılmamaktadır. Türkçe eğitim için Türkiye’ye gelinmektedir. Konuşulan Türkçe Hatay, Kilis, Antep’te konuşulan Türkçe ile benzerdir. Hama ve Humus bölgelerinde Osmanlı ve Azeri Türkçesine yakın dil konuşulur. Örf ve adetlerde de Hatay, Antep benzerlikleri vardır. İnanç olarak % 98’i Müslüman-Sünni, % 2’si Alevi olarak tahmin edilmektedir.
Halep sokakları, mimarisi ve sanat eserleri ile günümüzde bile Osmanlı’yı anımsatır. Osmanlı dönemi önemli kentlerindendi. Türkmen nüfusun 700 bin olduğu tahmin bulunmaktadır. Çevrede Kurtdağı, Cerablus, Mümbiç, Musabeyli, Azez gibi Türk yerleşim yerleri vardır. Suriye’deki Türkmen köyü sayısı 350 civarındadır. Lazkiye ve bağlı 263 köyde Türkmen yaşamaktadır. Ayrıca Humus ve Hama’da da Türkmen nüfus bulunmaktadır. Ayrıca İsrail’in işgal ettiği Golan tepelerinde de 7 bin civarında Türkmen’in yaşadığı tahmin olunmaktadır. Suriye iç savaşı sonuçları yukarda verilen bilgileri itiyatla değerlendirmemizi gerekmektedir. Suriye’den Ürdün’e ve Türkiye’ye (1.5 milyonun üzerinde) vatandaş göç etmiştir. Yerlerinden, yurtlarından ve aile bireylerinden olanlar vardır. Bunlarda göz önüne alındığında değerlendirmelerin sağlıklı yapılması zorlaşmaktadır.
(*) Bahattin Ayhan: Türk Dilleri-Türk İlleri adlı çalışmadan alınmıştır
KAYNAKÇA CA
Bleaney. Bainbridge Dünyada Türkler
Nurullah Çetin Anadolu Dergisi. Suriye Türklerini Tanıyalım.Ankara 2013
ATASEN AÇIKLAMASI
TÜRKMEN SOYDAŞLARIMIZ SAHİPSİZ DEĞİLDİR!
Oğuz Türkleri, diğer Türk boyları hariç Türkiye'de 50 milyon, Azerbaycan'da 10 milyon, İran'da 25 milyon, Türkmenistan'da 5 milyon, Irak'ta 3,5 milyon, Suriye'de 2,5 milyon ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Karadeniz'in kuzeyindeki Gagavuz Özerk Cumhuriyeti başta olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinde de 4 milyon olarak toplamda yaklaşık 100 milyonluk nüfusla en kalabalık Türk boyudur.
Mete Han, M.Ö. 234-M.Ö. 174 yılları arasında yaşamış Türk Hun İmparatoru'dur. Oğuz Kağan Destanı'ndaki Oğuz Kağan ile aynı kişi olduğundan Mete Han'ın soyundan gelenlere Oğuz Türkleri denilmiştir. Babası Teoman Kağan, annesi Ay Hatun'dur. Mete Han (Oğuz Kağan) M.Ö. 209 yılında Türk Kara Kuvvetleri'ni kurmuştur. Bu kuruluş, bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'mizce de her yıl kutlanmaktadır.
Atatürk de Türklerin Oğuz boyundandır.
Türklerin Oğuz boyundan olan Suriye ve Irak Türkmenleri, Selçuklu Sultanı Alparslan'ın Malazgirt Savaşı'ndan önce belirli oranlarda Rakka ve Halep bölgesine yerleşmeye başlayan ardından Anadolu'nun fethiyle de Suriye ve Irak geneline Haçlı Seferlerine karşı önemle yerleştirilmişlerdir.
Suriye'deki 2,5 milyon, Irak'taki 3,5 milyon Türk soydaşımız da Oğuz Türklerindendir ve Oğuz Türklerinin üç devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkmenistan Cumhuriyeti bu soydaşlarımız için birlikte hareket etmelidir.
Suriye ve Irak Türkleri tarihsel süreçte çok büyük görevler üstlenmişlerdir. Haçlı ordularına karşı yaptıkları savaşlar yanında, günümüze değin işgal altında olan bölgelerde hac yollarının koruyucuları ve bölgelerinin savunucuları olmuşlardır. Suriye'nin farklı bölge ve şehirlerinde yerleşmiş olan Suriye Türkmenleri özellikle Şam, Lazkiye, Hama, Humus, Halep ve Rakka kentlerinde ve köylerinde bulunmaktadır. Arap sosyalizmi asimilasyon programları çerçevesinde, dil öğrenimlerini yasaklanmış, köylerinin isimlerini değiştirmiş, sosyal ve kültürel gelişimlerini engellemiştir. Ancak dillerini, dinlerini ve kültürlerini bugüne dek korumuşlardır. Türkiye'de özellikle Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Kayseri şehirlerinde Suriye Türklerinin akrabaları ve yakınları bulunmaktadır. Halep ve Lazkiye Türkleri İç Anadolu Bölgesindeki Türkçeye çok yakın bir dil kullanmaktadır. Suriye Türkmenleri, içinde adı en çok bilinen grup Bayır-Bucak Türkmenleri olup II. Dünya Savaşı'ndan sonra Hatay bölgesine çok sınırlı sayıda göç etmiş ve Bayır-Bucak Türkmenlerinin Mehmet Şandır, İsmet Bozoğlan, Dr. Esat Arber gibi bazı üyeleri Türkiye'de önemli başarılar elde etmişlerdir.
1. Dünya Savaşı'nda Suriye Cephesi'nde bu soydaşlarımızı ilk kez örgütleyen ve silahlandıran 7. Ordu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) olmuştur.
TURKSAT üzerinden Türkçe yayın yapan Türkmeneli TV kanalı aracılığıyla bu soydaşlarımızı takip edebilirsiniz.
Kobani için "insanlık adına" ağlayan sosyalistler, Mısır için "Müslümanlık adına" ağlayan rabiacılar söz konusu Türklerin hayatı olduğunda her zamanki gibi yine sus pus olmuşlardır. Oysa Suriye ve Irak'taki Türkmen soydaşlarımız da hem insan hem Müslüman'dır.
Irak devletine de Suriye devletine de ihanet eden Türkmenler değildir. Oluşan fiili durumda ise asıl tehlike altında olan topluluk Türkmen soydaşlarımızdır. Kürtlerin hamisi Barzani ve PYD, Arapların hamisi ise IŞİD ve Arap Birliği ülkeleridir.
Aynel Arap (Kobane) olayları olduğunda HDP ve Eğitim Sen Türkiye'de ortalığı ayağa kaldırmıştı. Yaşanan olaylarda Atatürk heykelleri kırılmış, Türk bayrakları yakılmış, pek çok yer ateşe verilmişti.
Suriye Türklerinin yaklaşık toplam nüfusu 2,5 milyon civarındadır. Bölgede İŞİD-PYD üzerinden yaşanan Arap-Kürt egemenlik savaşının çapraz ateşi altında ağır can güvenliği tehlikesine maruz kalan soydaşlarımızı iki önceki devletimiz olan Selçuklu Devleti Suriye'ye yerleştirmiştir. Bugünkü devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu 6 milyon soydaşımızı Türk vatandaşlığına alarak topluca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimize yerleştirmelidir.
Türkmen soydaşlarımız sahipsiz değildir!
ATASEN
Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası