Hep merak etmişimdir, gerçek milliyetçileri uzaklaştıran, milli duruşlu insanları biçen, yükselen değerleri bir bir partilerinden uzaklaştıran gizli el var mıdır?
Görünüşte milli değerlere sığınan, ancak milli olmayan her şeyin altına imza atan o eli de yöneten birileri var mıdır?
Alkışladığımız dik duruşun altında bir çapanoğlu mu yatıyor? Göstermelik milliyetçiler mi? Milliyetçilerin gazını almak için mi kuruldular? Asıl amaçları nedir? Anlayamıyorsunuz.
Eee haliyle kavun da değil, kıçını koklayamıyorsunuz!
Bu durum da bilmece çözer gibi konuştuklarının değil, konuşturanların peşine düşüyorsunuz.
Taban tabana zıt duruşlarına bakıyorsunuz.
Uzaklaştırılanların kimliğine, ihraç edilenlerin neden ihraç edildiğine baktığınızda karşı duruşlarının altında milliyetçi duruşlarının olduğunu apaçık görüyorsunuz.
'Uydum imama' durumları, imam osursa da, altlarına bez bağlayarak geçiştiriyorlar namazdan, pardon partiden ihraç edilmemek için!
Koltuk sevdası, makam hevesi her şeyden, hatta milliyetçi duruştan bile önemli oluyor bazen.
Düşünüyorsunuz.
Partilerin içine emperyalizmin devşirilmiş insanlarını monte eden bir gizli el var mıdır?
Boyunlarını eğmek yerine hafif dikleştirdiklerinde onları biçen, uzaklaştıran o gücü merak ediyorsunuz.
Parti içi demokrasinin hiç bir partide uygulanamaması, kesin ihraçla sonuçlanan davalara baktığınızda, davanın aslında milli duruş olmadığı, eleştiri kültürüne bile tahammül edemedikleri, sıcak bakmadıkları, her partide aşikâr bir şekilde, tarladaki kabak gibi uzaktan da görülüyor.
Göstermelik konuşmalara kulak kabartanlar, göğüslerini şişire şişire "Helâl olsun işte bu dur" diyebiliyorlar.
Aslında işin özünün o olmadığı Türkiye'nin geldiği, getirildiği noktaya baktığınızda, nereye sürüklendiğini gördüğünüzde, göğüsünüzün gururla şişmesi de, havası inmiş balon gibi yere çakıyor tüm iyi duygularınızı.
Yeniden korktukları şeyi yapıyorsunuz.
Düşünüyorsunuz...
Bizler sürülmüş tarlaların çocukları mıyız?
Yılkı atları gibi acımasızca çalıştırılıp, ekilmemiş ancak ekilmiş gibi gösterilen o verimsiz tarlaların içine mi sürülüyoruz?
Amaç başka mı?
Büyük resim ne?
Hesap nedir?
Oyun içinde oyun mu var?
Bu oyunun neresindeyiz?
Oyunun parçaları kim?
Pazılda yerini alanlar kimler?
Kaşıkları elimize kim verdi de oynatıyorlar bizleri?
Devşirmeler kimler?
Partiler araç mı?
Neye hizmet için pıtırcık gibi yenileri kuruluyor?
Büyük resmi göremedikçe daha çok soru sorarız.
İhraç listeleri uzar gider.
Biz yine de Zümrüd-ü Anka kuşu gibi küllerimizden yeniden doğmanın mücadelesini verelim...
Devşirmeleri bulup çıkaralım Türk'ü ütülemeye çalışan. Her neredeyseler, güçleri her ne olursa olsun.
Türk'ün gücü buna yeter!
Aklı da...