Adamın biri ‘Tarihi Yeniden Yorumlamak’ kitabının Giriş kısmında; “15 Temmuz yaşanmasaydı bile aklın ve sorgulamanın olmadığı bir yapıdan gaflet – dalâlet ve ihanet çıkması mukadderdi. Hem sövüp sayıyoruz FETÖ’ye; kendi milletine mermi ve bomba atanların kayıtsız şartsız itaatle robotize edildiğine dair, hem de aynı kayıtsız şartsız itaati yine ve yeniden birilerine göstermekten geri durmuyoruz” diye yazmış. O da bunları ‘Tarihten neden ders alamıyoruz?’ (Mart 2017) ve ‘Milletin tabuları, tabasbusları’ (Mayıs 2018) yazılarından çalmış.
Sosyal medyada aile içi yaşanmışlık, sloganik yandaşlık, belirli gün ve haftalı alışkanlıkların haricinde bazen öyle dişe dokunur şeyler yakalıyabiliyorsunuz ki burnunuzun direği sızlıyor. Facebook’ta Uydurulan Din'den İndirilen Din'e." isimli gurupta Ummu Huseyn’den alıntı olarak paylaşılan TARİKATA GİRİŞ MARŞI’nı görünce zihnimde şimşekler çaktı. Askıda ekmek uygulaması minvalinde bu köşede asalım da belki bir garibana faydası dokunur:
Sormam ki, kim olduğumu? / Ben bilmem, Şeyhim bilir
Varlığımı, yokluğumu / Ben bilmem, Gavsım bilir.
Gözlerim hep ona bakar / Alnından bana nur akar,
Gül - menekşe nasıl kokar / Ben bilmem, Efendim bilir.
Mürşidime olurum kul / Benlik gider olurum pul,
Böyle iman nasıl olur? / Ben bilmem, Üstadım bilir.
Aklımı kiraya verdim / Tasavvuf dinine girdim,
Hangi makamlara erdim / Ben bilmem, Hazretlerim bilir.
Sıkı tutarım aramı / Ye derse yerim haramı,
Süt beyaz, kömür kara mı? / Ben bilmem, Seydam bilir.
Kuran okuruz ezbere / Düşünmeyiz azcık bile,
İsrail kim, Lübnan nere? / Ben bilmem, Pîrim bilir.
Enim nasıl, boyum nasıl? / Fikrim nasıl, huyum nasıl?
Kullanacak oyum nasıl? / Ben bilmem, Mollam bilir.
Hasta mıyım, sıhhatte mi? / Sadâkatim ifratta mı?
Otuz gün ay mı, hafta mı? / Ben bilmem, Velim bilir.
Hürmetim tamdır zatına / Minder olurum altına,
Uyarım talimatına / Ben bilmem, Hocaefendim bilir.
Teslim ettim irademi / Böyle yürür benim gemi.
Varsa beynimi, midemi / Ben bilmem, Aşkım bilir.