Yalova'nın Çiftlikköy İlçesi'nde partisinin ilçe teşkilatı tarafından düzenlenen '2014 Mahalli İdareler Seçimleri Aday Tanıtım Toplantısı'na katılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin kırılgan, kaygan ve kaotik bir dönemin içinde olduğunu söyleyen Bahçeli, sokakları bunalımlı, kafaların karışık, gönüllerin buruk, kalplerin kırık olduğunu söyledi. Milletin öfkeli ve kaygılı olduğunu belirten Bahçeli, "AKP her şeyi eline yüzüne bulaştırmıştır. Başbakan Erdoğan'ın politikaları, Türkiye'yi tam anlamıyla cendereye almış, buhran kümesine sokmuştur. Tuzaklar, tacizler ve tahrikler hiç olmadığı kadar artmakta, yaygınlık göstermektedir. Bölücüler el üstünde tutulmaktadır. İmralı canisi ilgi odağıdır" dedi.
BAHÇELİ: AKP HÜKÜMETİ DEMOKRASİYİ ANLAMAMIŞ
Başbakan Erdoğan'ın teröristlere şirinlik yaptığını fakat gençlere kıdemli ve tecrübeli zalimler gibi davrandığını öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Kim ki düşüncelerini meşru sınırlar içerisinde dillendiriyorsa, sakıncalıdır. Kim hukuk dahilinde seslendiriyorsa, itirazlarını yapıyorsa, başı ezilmelidir. Başbakan Erdoğan tahammülsüzdür, hiddet dilli, yaralayıcı ve dışlayıcı üslubu kendisine rehber tayin etmiştir. Başbakanın karşısında duranlar, çapulcudur, ayyaştır ve mutlaka haklarından gelinmelidir. AKP hükümeti demokrasiyi anlamamış ve daha da vahimi anlamak istememiştir. Çünkü siyasi genetiğinde hoşgörü, saygı ve değişik fikirlere anlayış bulunmamaktadır."
"BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN SİYASET VE TARZI SON DERECE HIRÇIN VE DÜZEYSİZDİR"
Konuşmasında Ak Parti'nin cepheleşmelerden beslendiğini, düşmanlıklardan feyizlendiğini ileri süren Bahçeli, "Bu zihniyetin Ortadoğu tipi Baas'ı anlayışı, 'bizden olsun' inadıyla ve ele geçirme saplantısıyla ülkemizin rotasını karanlık bir dehlize çevirmiştir. Kendisini tanımlama ve ifade edebilme talebinde bulunan sosyal ve siyasi kesimler, AKP'nin zalim tutumlarıyla bastırılmış, gözdağlarıyla püskürtülmüştür" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetinin sorunların merkezinde ve kamplaşmaların tetikçisi olduğunu leri süren Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın siyaset tarzı son derece hırçın ve düzeysizdir. Türkiye bugün öngörülemez risklerle cebeleşiyorsa, bunun vebali ve sorumluluğu da Başbakan'ın üzerinedir. Bitmek bilmeyen çekişmeler, azalmayan tarikler, yavaşlamayan ötekileştirme kampanyaları vahim bir noktaya dayanmıştır" diye konuştu. AKP'nin manevi değerlerle ilgili konularda istismarcı olduğunu kaydeden Bahçeli, "Milli kimlik, milli varlık konusunda inkarcıdır. Bölücü terör örgütüyle müzakerede inatçı, İmralı canisiyle pazarlıkta iştahlı, milleti 36'ya parçalama ahlaksızlığında ilericidir. Ekonomide iltimasçı, milli kaynaklarda israfçı ve ihtiyatsızdır. Tarihe karşı isyancı, vatana karşı imhacı, millete karşı iftiracıdır" dedi.
"BAŞBAKAN İSTANBUL'U BABASININ ÇİFTLİĞİ GİBİ GÖRMEKTEDİR"
Gezi Parkı'nda iki haftadır dumanların tüttüğünü, gaz bulutunun yükseldiğini belirten MHP Lideri Bahçeli, şöyle konuştu:
"10 yıl 7 aydır ezilen, aşağılanan hafife alınan, ötekileştirilen gençlerimiz ve vatandaşlarımız AKP'ye karşı tepki sağnağı olup yağmıştır. Ne var ki iktidar suçlu, suçsuz ayrımına gitmeden yasadışı örgütlerle masum vatandaşlarımızı aynı kefeye koyarak hayasızca saldırmış ve sataşmıştır. Gaz bombaları gencecik bedenlerin üzerine atılmıştır. TOMA'lar hedef ayırmaksızın su basmıştır. Gece baskınları, şafak operasyonları, Taksim'i savaş alanına dönüştürmüştür. Başbakan'ın dayatmaları, Türkiye'nin imajını tamamen gölgelemiştir. Uluslararası toplum açıklama üzerine açıklama yapmış, olanları kınamıştır. AKP'nin Topçu Kışlası yapma inadı, Taksim'i yağma merakı, AKP'nin yıkma amacı ve ekonomik tepkilerle birleşince çok tehlikeli bir ortam belirmiştir. Başbakan Erdoğan İstanbul'u sanki babasının çiftliği gibi görmekten bugüne kadar vazgeçmemiştir. Mimar, şehir plancısı olmuş, proje çizmiş, kanal açmaya soyunmuş ama bir türlü gönüllere girememiştir. Başbakan Erdoğan gençlerimizi azarlamış, çiftçilerimize hakaretler etmiş, askerlerimizi aşağılamış, işçimize saldırmış, memurumuzu süründürmüş, esnafımızı anından bezdirmiştir."
"FAİZCİLERİ UZAKLARDA DEĞİL, DİZİNİN DİBİNDE ARAMALIDIR"
Başbakan Erdoğan'a göre Türkiye'nin, iki yüzde 50'nin karşı karşıya olduğu bir ülke olduğunu dile getiren Bahçeli, "Kafasının tası atarsa evde zor tuttuklarını da anında serbest bırakabilecektir. Başörtü istismarını bir türlü bırakmayan bu kafadır. İstanbul'da bir camide bira içildiğini iddia ederek, kışkırtıcılık yapan ve düşmanlık tohumları eken bu şahıstır. Düne kadar 'al gülüm-ver gülüm' halinde olduğu ve kendi sözleriyle söyleyerek olursam '5 kat zenginleştirdiği' faiz lobisini bugün hedef tahtasına koyan bu zattır. Bu faiz lobisinin beşiğini sallayan, yediren, içiren, giydiren ve büyüten başbakan nasıl olmuştur da eski dostların birden bire düşman saflarına çekildiğini iddia edebilmiştir? Başbakan Erdoğan, faizcileri, vurguncuları ve yağmacıları uzaklarda değil, hemen yanı başında dizinin dibinde aramalıdır" diye konuştu.
BAHÇELİ: BAŞBAKAN BAHAR DEĞİL, KARA KIŞ YAŞATMIŞTIR
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın Tunus'tan geldikten sonraki açıklamalarının tutarsız olduğunu öne sürerek, "Hatta Türk Baharının 3 Kasım 2002'de yaşandığını ileri sürmüştür. Başbakan herhalde bu tespitini söylerken şuurunu kaybetmiştir.Türk'ü bitirmek için yıllardır mesai harcayan, Türk Milletini dahi kabullenmeyen birisinin Türk Baharı demesi komedidir, hezeyandır, kuru laf kalabalığıdır. Kasım 2002'de eğer bir bahar yaşanmışsa, bunun adı BOP'tur, Kandil'dir, peşmergedir, PKK'dır. Başbakan Erdoğan bahar değil, kara kış yaşatmıştır. Taksim Gezi Parkı bunun en son örneğidir" dedi.
"ERDOĞAN ÖZÜR DİLEMELİDİR"
Başbakan Erdoğan ve hükümetinin şiddete son vermesi ve geçleri anlaması gerektiğini söyleyen Bahçeli, "Türk gençlerini anlamalı, mağdur ettiği milyonlardan özür dilemelidir. Hoşgörülü ve makul olmalıdır. Taksim'deki yangın daha da büyümeden söndürülmelidir. Masum vatandaşlarımızın arasına sızan terör gruplarına, illegal örgütlere fırsat verilmemelidir. Çare demokrasidedir. Önüne gelenle konuşan Barzani ve İmralı canisine sevgi gösterisinde bulunan başbakan, gençlerimizi kucaklamalı ve onların nefret objesi olmaktan biraz kurtulmaya çalışmalıdır. Kendisinin görüştüğü sözde Gezi Parkı Heyeti'de bir AKP imali ve tertibi olup, gençlerimizi temsilden tamamen uzaktır. Şayet olayların önü alınamazsa, Türkiye yönetilemeyecek kadar büyük badire ve sıkıntılara mahkum olacaktır. Buna da Recep Tayyip Erdoğan'ın hakkı yoktur" diye konuştu.
MHP Lideri Bahçeli konuşmasının sonunda ise gençlere şöyle seslendi:
"Gücünüzü gösterin ve sandığa mührünüzü vurun. Gece parkta yatmakla, sokaklarda didişmekle bir yere varamazsın. Bu oyunlara düşmeyiniz. Toplam nüfusun yüzde 13.3'ü 18- ile 25 yaş grubudur. 10 milyon nüfusa sahipsin, genç kardeşim. Gazla taşla oyalanma. Gençlik iradesini demokrasi içerisinde sandığa götür ve bu AKP'ye vur gitsin. AKP'nin ampulünü söndür. Sen buna layıksın. Çapulcu diye adını koydurma. Makul ol, dürüst ol, dik dur ve vatanına milletine sahip ol. Bunun için Ülkücü gençlik Taksim'de Kızılay'da yoktur, olmayacaktır. Annenizi babanızı üzmeyin. Yeniden bir mağduriyet ve mahkumiyet yaşamayın. Hayatınızı tehlikeye atmayın. Ülkücülerle, milliyetçilerle kucaklaşın. Sokaklarda değil, hür meydanlarda olun."
DEVLET BAHÇELİ: "YAVUZ SULTAN SELİM İLE ŞAH İSMAİL’İN ZİHİNLERDE VE GÖNÜLLERDE BARIŞTIRILMASI GEREKTİĞİNİ TEMENNİ EDİYORUM"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Termal ilçesinde bulunan bir otelde düzenlenen programa katıldı. Bahçeli, burada ildeki sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya geldi. İstanbul’da yapılması planlanan 3’üncü köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesini değerlendiren Devlet Bahçeli, "Milletimizin etnik kimlikler altında parçalanması hem Başbakan hem de İmralı canisinin hedefidir. Ayrıca mezhep kışkırtıcılığı ve bu çerçevede yürütülen tahrik kampanyası devamlı mesafe almaktadır. Ülkemizin Ortadoğu’nun karanlık, siyasi ve sosyal şartlarına benzemesi, etnik ve mezhep kavgasına düşmesi amacıyla iç ve dış failleri olan provokasyon fırsat gözlemektedir. İstanbul’da yapılacak 3’üncü köprüye elleri öpülesi hükümdarımız Yavuz Sultan Selim’in isminin verilmesi bitmek bilmeyen tartışma ve anlaşmazlıklara bir halka daha eklemiştir" dedi.
Yavuz Sultan Selim isminin verilmesinin gerilime yol açtığını dile getiren Bahçeli, "AKP zihniyeti, büyük hükümdarımızın ismini köprüye vererek yeni bir gerilime neden olmuştur. Bu siyaset kafasının ardında çok tehlikeli bir hedef ve anlayış bulunmaktadır. Ama ne olursa olsun 5 asır öncesindeki olayları bugüne getirerek, sonuç elde etmek ve düne takılı kalarak gelecekten sapmak hepimize ilave yükler getirecektir. Bu itibarla Yavuz Sultan Selim bizim için ne kadar vazgeçilmez ise Şah İsmail’in de o kadar önemli olduğunu ve bu iki hükümdarımızın zihinlerde ve gönüllerde barıştırılması gerektiğini açık yüreklilikle temenni ediyorum" diye konuştu.
Konuşmasında yine Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylara da değinen Bahçeli şunları söyledi:
"Başbakan insaflı olmalıdır. Taksim’de şiddete, kana ve gaza daha fazla boğup önü alınamayacak olaylara daha fazla neden olursa bunun hesabını iki cihanda da veremeyecektir. Bizim tavsiyemiz Başbakanımızın Türk gençliğinin sesini duyması, Taksim Gezi Parkı ile ilgili teşebbüslerden vazgeçmesidir ve Topçu Kışlası’yla ilgili muhterem kardeşlerimizin fikri alınmalı, görüşü sorulmalıdır. Başbakanın buna yakın ve olumlu değerlendirmesi esasen çok geç kalmıştır. Türkiye’yi iki haftadır ağır bir tramvaya mahkum ettikten sonra Topçu Kışlası’nın vatandaşa sorulma noktasına gelinmesi öngörüsüzlüktür, düşüncesizliktir ve dar kafalılıktır. İster referandum ister halk oylaması olsun, isterse belediye kanunun 15’inci maddesin tanımlandığı şekilde kamuoyu yoklaması olsun İstanbullu kardeşlerim Taksim Gezi Parkı’yla ilgili kanaati öğrenilmelidir ve idari yargıdaki neticesi de alınarak tüm planlamaların ve adımların buna göre atılması son derece makul ve mantıklı olacaktır. Başbakan Erdoğan sanatçılarla, artistlerle kamuoyunu bilgilendirmeyi bırakmalı bunlarla gençlerin gözünü korkutma arayışında aklı ve izanı varsa caymalıdır."