Mönchengladbach… Yani bizim dilimizin döndüğü kadarı ile Mönşengıladbah..
Her ne kadar İstanbulla bir tutulmayacak ölçekte bir şehir olsada şehrin takımı
Borussia Mönchengladbach’ın tarihi zaferlerle dolu.
Bizim gibi bazı konularda cahiller için kısa yoldan bilgilendirme rehberi
google baktığımızda siyah-beyaz-yeşil renklere sahip olan takım, maçlarını
2004 yılından beri Mönchengladbach'ta bulunan 54 bin 067 seyirci kapasiteli
Borussia-Park stadyumunda yapıyormuş….
Daha bitmedi… 1970'li yıllarda kazanılmış olan 5 Bundesliga şampiyonluğu,
2 UEFA Kupası ve 3 tanede Almanya Kupası şampiyonluğu bulunuyor ki
Almanya için iyi bir ortalama olarak yorumlanıyormuş… Ayrıca Almanya’da
1970 ve 1971’de iki yıl üst üste şampiyon olan ilk takımmış. Tabii şehir
ve ahalisi hakkında en ilginç bilgi ise şehrin koro topluluklarıyla ünlü
olması..Şimdi ne var bunda diyeceksiniz..Bu o kadar önemli ki taraftarın
Borussa –Park stadyumunu şarkılarla inletmesi anlamına gelir..En azından ben
öyle hayal ediyordum ama Şükrü Şaraçoğlu’ndaki 2 bin 500 taraftarının gol haricinde sesi pek duyulmadı.Yakdıklar 4-5 meşale ise ancek sigara kibritinin ateşi kadar ışık verebildi.
Almanya’daki 4-2 lik Fenerbahçe zaferden sonra rövanş için İstanbul’a gelen
ve Sabiha Gökçen Havalimanında Fenerbahçe taraftarları tarafından çiçeklerle
karşılanan Mönchengladbach Teknik direktör Lucien Favre, şaşkınlığını
gizleyemeyerek “Neden bana çiçek veriyorsunuz?” diye sorunca..”Biz
misafirperver milletiz” cevabını almıştı…Belli ki teknik adam yanlış
bilgilendirilmiş, zerafetin simgesi lalenin bile Avrupa’ya bu topraklardan
gittiğini halen öğrenememiş…
Gelelim maça… Maçın tatsız tutsuz bir şey olacağı daha Kadıköy vapurundaki taraftarların konuşmalarından belliydi.Genel kanı bu maça yedeklerin çıkacağı için gidilmemesi gerektiği yönünde oluşmuştu taraftarda..Aykut Kocaman da bunu boşa çıkarmadı..Soğuk İstanbul akşamında tur atladığı için zevkli bir maç isteyen 30 bin taraftar 3-0 hezimetini “Beraber ıslandık biz yağmurda”şarkısını söyleyerek izledi.
Bu tatsız maçta akılda kalan tek şey ise Stock ile Krasıc’in muhteşem performansı ve maçta Fenerbahçe’ye ilk golü atan 22 yaşındaki Tolga Ciğerci’nin gelecek vaad eden bir yıldız olmasıydı. Kocaman sürprizleriyle bizi yine şaşırtmayan Aykut hocaya bazıları yedekleri denediği için hak verirken, bazıları da yağmur altında 3 gol yemenin ızdırabıyla söylene söylen Saracoğlu’ndan evinin yolunu tuttu.