Birçok yazımda Türkiye’de gerçek aydın neden yetişmiyor sorusunun cevabını aramaya çalıştım. Aşağıya aktardığım bazı Türkiye gerçekleriyle kim gerçekten ilgileniyor, kim bunlara zaman harcayıp kafa yoruyorsa, biliniz ki işte onlar gerçekten vatansever Türk aydınlarıdır. En azından aranılan manada aydın!
Şimdi sormak gerekmez mi; yıllardır Trakya Ergene ovasını sel basar, yüzlerce hayvan telef olur, ekili araziler sular altında kalıp Türk çiftçisinin emekleri ziyan olurken, neden bir çözüm aranmaz? Neden Meriç nehrine gem vurulup barajlar, kanallar yapılmaz da Kanal İstanbul gibi absürt (çılgın) bir projenin peşinde koşulur? Kanal İstanbul Projesinin aydın bilim adamlarınca hiçbir TV kanalında Türkiye’ye ne getirip ne götüreceğinin tartışıldığına şahit oldunuz mu? Uluslararası Boğazlar Sözleşmesine göre yabancı bandıralı gemilerin, boğazlardan bedava geçmesi yazılı dururken, hangi sivri akıllı gelir de sizin kanal İstanbul’unuzdan ücret ödeyerek gemisini geçirir?
Türkiye ekonomik açıdan büyük bir darboğazda bulunmasına rağmen, israf ekonomisini tetikleyen gereksiz yatırımlar had safhaya ulaştı. Beştepe’deki saraydan tutun da, şehir hastaneleri, yap-işlet devret modelli köprü ve yollar, hastaneler ve hava alanları. Bir taraftan yapanlara haksızca kazançlar sağlarken, diğer taraftan Türk Milletinin fakirleşmesine sebep olunmuştur. Araç geçiş garantili köprü ve yollar, hasta garantili şehir hastaneleri.
Hâlbuki yeni hastaneler yapılacağına eski hastaneler büyütülüp, kapasiteleri artırılabilinirdi. İstanbul’a yapılan yeni havaalanı aynı şekilde, Atatürk Havaalanı genişletilir yüksek kapasiteye ulaştırılır ve oralara harcanan para, gerekli yatırımlara aktarılabilirdi.
Aydınlarımızın tartışacağı konu bunlarla sınırlı mı, hayır. 15 Sene Türk milleti uyutuldu, Ege denizinde bize ait 18 ada ve bir kayalık, Yunanlılar tarafından işgal edildi ve Yunan Başbakanı şimdi o adalara kuzu çevirmeye geliyor.
Kıbrıs adasının etrafında petrol ve doğalgaz yatakları bizim dışımızda diğer milletlerce paylaşılırken biz maalesef seyirci kalıyor ve Doğu Akdeniz’den tutun Ege’ye kadar çepeçevre kuşatılıyoruz.
Bütün bu meseleler Türk insanının gözünden kaçırılıyor. Televizyondaki tartışmacılar, bir iki tane namuslu dürüst aydının haricinde, sahibinin sesi misali efendileri bu gün ne derse onlarda onu savunuyorlar.
Yerel seçimler biteli 36 günü geçti ve kazanan kaybeden belli iken, biz hâla İstanbul seçimleri iptal olacak mı, olmayacak mı onu tartışıyoruz.
Peşpeşe gelen şehit cenazelerine aldırmadan (Hâlbuki millete söz verilmişti, başkanlık seçiminden sonra artık şehit cenazesi gelmeyecek diye), Titanik buzullara doğru hızla yol alıyor ve bizler bu geminin dans salonunda çılgınca eğleniyoruz.
Ağzını her açtığında, “Burası çok önemli” diye başlayan maliyeden sorumlu bakana duyurulur, bak Sayın Bakan burası çok önemli, bir ABD doları bir ayda altı lira eşiğine dayandı haberin olsun!