Sosyal-ekonomik düşünceye; çıkarcılık, sabırsızlık, yeteneksizlik, yolsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk, dini istismar, saygısızlık, magandalık, ayrımcılık bulaşmış ve insanımızın özveri, kendini yetiştirme, özgür ve dilediği eğitimi alma, toplum ve devlet baskısından uzak yaşam sürmesi çok gerilerde kalmıştır. Hastalık en küçük birimden tavana kadar kişileri ve kurumları sarmıştır. Toplum sağlıksızdır……….
İnancı, kültürü ve dili yara almış bir Türkiye belli kesimin dışında gelecek vaad etmiyor……
Eğitim, dini eğitime dönüştürülmüş. Bunun sonucunda pozitif eğitimin yerini ezberciliğe dayalı, hurafe ve fetvalarla yürüten çağ dışı medrese sistemine geri dönülmüştür. Devletin kurum ve kuruluşlarında, bireylerde, genç nesillerde bilgi ihtiyacı, bilgiye ulaşma, teknolojik gelişim engellenmiştir. Ezbere dayalı hurafelerle dolu, din temelli bir eğitim gençliğe sunulmuştur. Öğrenciler zorla İHL lere yönlendirilmiş, maddi olanakları olanlar çözümü özel okullarda aramaya başlamıştır. Toplum sağlıksızdır...
Bilgi ve teknoloji yaratma gücü, teknolojik gelişme yok seviyesine getirilerek hazıra konma yolu tercih edilmiştir. Bu bağlamda sınav sorularının çalınarak yandaşlara servis edilmesi gibi yollara baş vurulmuştur. Bilgisizlik prim yapar konuma getirilmiş, taklitçilik, kopya, köşe dönme, emeksiz kazanım toplumun bütün katmanlarını kanser gibi sarmıştır. Hukuk sistemi felç olmuş, hak arama rafa kalkmıştır. Demokrasi yerini otoriter yönetim almıştır. Toplum sağlıksızdır….
Özelleştirme ile toplumun maddi varlıkları birer birer elden çıkarılmış, yandaşlara rant kapısı açılmıştır. Böylece ilahi adalet yara almıştır. Ötekine hayat hakkı verilmemiştir. ‘’Ya taraf olursun ya bertaraf’’ söylemi acımasız olarak uygulanmış, siyasi iktidara yakın olmayanlar işsizliğe, açlığa mahkum edilmiştir. Toplum sağlıksızdır….
Uluslar arası ilişkilerimiz tam anlamıyla trajedik bir durum almıştır. Hafife alınan, yetkililerin söylemleri ile alay edilen, sözüne güvenilmeyen bir Türkiye yaratılmıştır. Yaratılan düşmanlıklar ve husumetler halkımızın hareket ve manevra yeteneğini kısıtlanmış, müteşebbislerimiz ise dış ülkelerden kovulmaya başlanmıştır. Türkiye savaş suçlusu olarak gösterilmeye başlanmıştır. Toplum sağlıksızdır…
İsabetsiz iç siyaset ve iktidar hırsı ile arka arkaya yapılan hatalar Türkiye’yi terörün kucağına itmiş ve içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Suriyeli sığınmacılar üzerine yapılan oy hesapları da teröre ayrı bir destek sağlamıştır. Suriyelilerin Türk vatandaşlığına alınması ve bunların potansiyel seçmen olarak hedeflenmesi etnik yapıyı daha da içinden çıkılmaz duruma sokacaktır. Sayılarının altı milyon olduğu söylenen sığınmacıların Türk vatandaşlığını alması sosyal ve ekonomik çalkantılara neden olacaktır. Çoğu iller göçmen istememektedir. Burada en büyük kaygı göçmen gönderilen bölgelerde huzurun ve etnik dengenin bozulacağı endişesinden kaynaklanmaktadır. Toplum sağlıksızdır…