TRUVA ATI YİNE FAALİYETTE Mİ?
Çanakkale gezim sırasında Truva Atına gidip ziyaret ettim. Ona bakarak pek çok şey düşündüm. Bu düşüncelerimi sizlerle paylaşmak isterim. Truva Atı Odysseus’un Truva surlarına aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan bir at maketidir. Savaş yaklaşık olarak on yıl sürer. Şehri alamayan Yunan güçlerinin komutanının aklına enteresan bir düşünce gelir. Tahtadan bir at yapmak, içine askerler doldurup bırakmak gibi. Bu planı uygular. Kendisi askerlerini alır, görünmeyecek şekilde mevzilenir. Truvalılar –şimdiki Çanakkaleliler- atı içeriye alırlar, şaşkın şaşkın çevresini dolaşırlar, daha sonra bırakır giderler. Gece olup herkes yatınca atın içindeki askerler dışarıya çıkar, şehrin kapışlarını açarlar. Komutanın arkasına saklanan ordu ortaya çıkar ve şehri alırlar.
Batı özellikle Yunanlıların bu efsanesini unutmazlar, nesilden nesile anlatırlar. Bunun fikriyatını da sömürülecek ülkelere uygularlar. Yani Truva atını her fırsatta sömürülecek ülkeye yerleştirirler. Bugün Batı kültürünün, Batı zihniyetinin temelinde Truva atı vardır.
Batı emperyalisttir yani kendisinin dışındaki ülkeleri özellikle yeraltı yerüstü kaynaklarınca zengin olan ülkeleri sömürmek ister. Yeraltı yerüstü kaynaklarını kendileri işletmek zenginliğine, paralarına para katmak isterler. Şirketler yoluyla bu işi yaparlar. Fakat esas yaptıkları iş sömürecekleri ülkelere okullar açarlar. Rahmetli Necdet Sevinç bu okullara ajan okulları derdi. Bugün ülkemizdeki yabancı kolejler bu görevi yaparlar. FETÖ’nün yurt dışındaki okulları, Türk Cumhuriyetleri’ndeki okulları bu görevdeki okullardır.
Bu okulların dili İngilizcedir. Küçük yaşta çocuklar imtihanla buraya alındıkları için kendi dillerinin özelliğini bilmez, kültürünü bilmez, masalını, destanını, türküsünü, şarkısını, fıkrasını, bilmecesini bilmez. Kendi milletinin kültüründen uzak yetişir. Dilinden, dininden bir haber haldedir. Hangi milletin dilini öğrenmişse o milletin kültürüyle yetişir. Diniyle, inancıyla yetişir. Kendi milletini ne tanır, ne sever, ne milletine karşı aitlik hisseder
İşte emperyalist güçlerin istediği öğrenci tipi böyledir. Ayrıca bunları alırlar, burslarla istediği üniversitelere gönderirler. Oralarda tamamıyla paraya boğarlar rahata alıştırırlar. Anadan, babadan, akrabadan koparırlar. Adeta mankurtlaştırırlar. Şirketin veya patronun inanılan güvenilen adamı olmuştur. Sahiplerinin emirlerini sorgulamadan yapan beyinler ortaya çıkar.
Şimdi sıra bunları yerleştirecek ülkelere gelmiştir. Genellikle kendi ülkelerinde yüksek mevkilere yerleştirirler. Çünkü hepsi de bilgi olarak donanımlı kariyer sahibi kişilerdir. Müdür, müsteşar, bakan, yani üst bürokrat görevindedirler. Milletin menfaatine değil, emir aldığı şirketin veya patronun istekleri, menfaatleri doğrultusunda çalışırlar. Mensup oldukları millete ihanet ederler. Çıkardıkları kanunlar, yürürlüğe soktukları yönetmelikler hep bu doğrultudadır. O milletin iliğini, kemiğini sömürürler. Artık onlar TRUVA atıdır. Vatanlarının kapısını, yabancı, düşman devletlere açan kravatlı, kariyerli, bizim BEY dediğimiz kişilerdir.
Türk Milleti Truva atlarındaki askerlerden çok çekmiştir. Cumhuriyet kurulduğunda okuryazar insanımız çok azdı. Özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında azınlık zengin çocukları yurt dışına kaçmışlar, orada tahsil görmüşlerdir. Savaş bitince teker teker dönmüşler, devlet kadrolarında görev almışlardır. Halka tepeden bakan, kültürüyle, diliyle, diniyle alay eden bir zümre oluşur. Milli değerler üzerine kurulan devlet çarkını, emperyalist güçlerin isteği doğrultusunda dizayn ederler. Tam toparlandık gelişiyoruz dendiği sırada bir çelme takılmış, baş aşağı düşmüşüzdür. FETÖ son olaydır. Türk Milletinin evlatları milletine kurşun sıkmıştır. Bölücü güçlerdeki evlatlarımızda aynıdır.
Çare, Türk çocuklarını milli şuurla yetiştirmek. Ajan okullarını kapatmak veya sıkı kontrol altına almak. Türk dilini öğrettikten, milli kültürün şuuruna vardıktan sonra yabancı dil öğretmek. Çünkü TÜRKÇE ses bayrağımızdır.
Truva atına bakıp düşündüklerim dostlar. Artık yetsin! diyorum, evlatlarımızın Truva atında asker oldukları.