Rahmetli Babam, Başbuğumuz Alparslan TÜRKEŞ ile birlikte 26 Ağustos 1971 tarihinde Muş’ta Malazgirt Zaferi’nin 900. yılı kutlamalarını, kurulan çadırları ve yaşadıkları heyecanı duygu dolu sözlerle anlatırdı. Malazgirt Marşı’da ilk o gün okunmuş. Ben de yaş olarak o tarihi güne katılamadığım o heyecanı ve gururu yaşayamadığım için üzülürdüm. Tunceli ziyareti ‘ Çok şükür çok şükür bugünü de gördüm/ ölsem gam yemem gayrının resmi ’ oldu.
Ankara’da rüştünü ispat derdinde olan emanetçi bir zat; hitabetinin güzel olduğu yanılgısıyla, değiştirdiği ses tonu ve komik duruşla: ‘ Şimdi Sayın Bahçeli’ye bir meydan okuyorum. Gidin bu söylediklerinizi Tunceli’de söyleyin. Cesaretiniz ve yüreğiniz varsa? Bakalım Tunceli’ye girebilecek misiniz? ‘ dedi. Liderin cevabı net: ‘ Cuma Namazını Tunceli’de kılacağım.’
Geçmişte hiçbir mücadelede görülmemiş ama adları nasıl olduysa mücahide çıkarılmış, YÜZLERCE KORUMA ALMADAN KONUTUNA BİLE GİDEMEYEN bu zatın ve benzerlerinin sözleri boyunu çooook aşmıştır. Cesaret, ülkücünün test edileceği en son şeydir. 30 yıldır yakından tanıdığım Türkmen Beyi’nin, direksiyona geçip tek başına bile gidecek, sizlerde hiçbir zaman olmayan ve olmayacak cesareti ve yüreği vardır. Şahsi bir işi olduğunda makam aracını ve korumasını almadan itirazlara rağmen ticari taksiye binip giden bir liderdir.
Ankara’daki bu zatın deli saçması sözlerinden sonra Tunceli’yi işgal etmiş, Tunceli halkının da başına bela ne kadar şer örgütü varsa birleşti ve “Tunceli’ye giremecekler” açıklaması yaptı. Silahla baskı kurduğu Tunceli’de esnafa kepenk kapat tehdidiyle birlikte gecede AKP’nin kankası terör örgütü pkk’nın 36. kuruluş yıldönümü kutlaması yaptı. Elazığ’da bunu haber aldığımızda yüzlerde sadece bir gülümseme vardı.
LİDERİMİZ KİMSEYE GEL DEMEMİŞ, Bozkurtlar bütün Anadolu’dan bende varım diyerek kendi imkânlarıyla koşup gelmişti. Atlar Munzur’da sulanacak, güneş doğduğu yerde karşılanacaktı. Türk Vatanı sahipsiz değildi. Birinci vazifesi,Türk istiklâlini,Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmek olduğunu bilen Bozkurtlar, helalleşmiş, abdestini almış ve Bismillah demişti bir kez. Gençliğini taş medreselerde bırakmış yiğitlerde oradaydı.
2 gidiş 2 gelişi olan 4 şeritli Tunceli yolu karşıdan fazla araç gelmediği için çoğu zaman tamamen gidiş olmuştu. Yüzlerce konvoya katılmama rağmen böyle konvoy görmedim. Kalleş bir kurşun, bir roket gelecekse ben olayım diye öne atılıyorlardı. Arabayı kullanan değerli dostum, ‘Çılgın gibi araba kullanıyorlar’ dediğinde, arabadaki bir diğer dostumun ‘ Çılgın olmayan Türk’ün burada ne işi var? ‘ cevabı her şeyi özetliyordu.
Bölgeyi tanıyanlar bilir. Yolda ve şehirde alınan güvenlik önlemleri OLAĞAN önlemlerdi. Ankara’daki zevatlar bölgeye geldiklerinde bin katı daha fazla önlem alınıp, çok uzak illerdeki polisler bile taşınarak korkularından ve kalabalık göstermek için sivil giyimli POLİS MİTİNGLERİ yaptıkları hepinizin malumu. Trafik kazalarında ölen ve yaralanan polisler üzerine kaç kez suçüstü yakalandılar.
El sallayanlara el sallayarak, tavşan(zafer) işareti yaparak bizleri selamlayanları, bozkurt işaretiyle selamlayarak Tunceli’ye girdik. Valilik ziyareti sonrası miting alanına geçildi. Ruhsatlı da olsa üzerinde tabanca olanlar alana alınmadığı için konvoyla gelenlerin bir kısmı miting alanına giremedi. Her tür baskıya ve engellemelere rağmen Liderimizi dinlemeye gelen korkmayan Tunceliler vardı. Bir kısmı da alanın dışından ve pencerelerinden dinlediler. Yüzü nursuz, birkaç soytarının talimatlı ve önceden kurguladıkları belli olan şov yapma girişimi dışında tatsız bir olay yaşanmadı. Liderimizin tarihi önemi olan Tunceli konuşmasını http://www.youtube.com/watch?v=HK_ODVSZa1E izleyiniz ve izletiniz lütfen. Miting dağılırken bir Tunceli’nin yüksek sesle: ‘Bin yıldır kardeşiz, işte böyle olmalı’ demesi üzerine: Bizde bunu anlatmaya, kardeşlerimizi ziyarete geldik cevabını vermem “Hoş gelmişsiniz” diye cevaplandı.
Asıl korkulan MHP’nin gerçeğiyle tanınmasıydı, doğruların bilinmesiydi. Yabancı istihbarat elemanları ve Pir Sultan’ın,Hacı Bektaş-ı Veli’nin nurunu ve felsefesini taşımayan yandaşları yıllarca yalanlarla halkı kandırmışlardı. Gerçekler oyunlarını bozar, yalanları ortaya çıkardı.
Miting sonrası Cuma namazı için camiye geçtik. Vakit geldiği için kalabalık nedeniyle musluklardan aynı anda ayakta abdest almaya çalışanlar görülmeye değerdi. Tunceli’de böyle bir Cuma Namazı kılınmamıştır. Manevi havası düz yazıyla anlatılamaz. Şiirle belki:
“Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu
Ardında Oğuz`un ellibin tuğu
Andırır Altay`dan dan kopan bir çığı
Budur, Peygamberin övdüğü Türkler...
Ya Allah... Bismillah... Allahuekber “
Dönüş yolunda Elazığ girişinde, hemen yüz metre önümüzde 5 aracın karıştığı ciddi bir kaza gerçekleşti. Dualarınız sayesinde kimsenin burnu bile kanamadı.
Muhterem olmayan zat: Türk milliyetçileri, Ülkücüler yola atlayan bir köpeğe vurmamak için canını tehlikeye atacak ve 5 arabayı feda edecek şefkate, bir orduya da tek başına saldıracak cesarete sahiptir. Allah’tan başkasından korkusu ve satın alınabilecek fiyatı yoktur. Küçük insanlarla büyük davalar taşınamayacağı için fiyatı ve korkusu olanda zaten ülkücü değildir.
ÖZ VATANINDA PARYA MUAMELESİ GÖREN TÜRK MİLLETİNİN, MHP ile iktidar şafağı sökmüştür. Söz konusu Vatandır ve ihanete, işgale, yağmaya MEŞRU ZEMİNDE son verilecektir.
Türkmen Beyim: Dün Mete Han’ın, Sultan Alparslan’ın, Osman Gazi’nin, Atatürk’ün ve Başbuğ’un emrindeki Bozkurtlar; bu gün sizin emrinizdedir… DİZ VURMUŞTUR, BUYRUK BEKLEMEKTEDİR…
30 Kasım 2014 - ANTALYA M. Fevzi KÜÇÜKKAHVECİ